1. RUH MAYİTA

2.9K 394 3.5K
                                    

🌔 Lütfen bana varlığınızı belli edin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🌔 Lütfen bana varlığınızı belli edin... 🖤

🗝 I. ÖLÜ RUH 🗝

Ruh, kozasından yırtılıp bir bedene girmeden önce barınacağı bedene tutulacağını bilemezdi.

Gerçeğin yakıcı senfonisi çürük bir ruhun bitap bir bedene dikildiği vakit duyuldu. Boş bir mağarada duyulan yankı kulaklara ilişirken, gerçek belliydi. Yeryüzünde, gökyüzünde, hırçın köpüklerin sakladığı denizin gerisinde, yerin yedi kat altında, cennet ile cehennemin sınırlarına kadar taşan savaşın içinden sıyrılıp; kanlar içinde bir mağarada karnı burnunda yatan kadın biliyordu. Her sancıda ciğerlerini ağzından atacak kadar acı çeken kadın, hiç bir savaşın sulhla sonuçlanmayacağını bitmeyeceğini biliyordu. Yine de daha sert ıkındı ve mağaranın soğuk duvarlarına, Yakut yakasını yerle bir edecek depreme sebep olan bir çığlık daha bıraktı. Bütün Afak'a kalbiyle can veren kadının acıdan değil kalbi, rahmi bile parçalara ayrılacaktı.

Ikınma ve çığlık sesleri eşliğin de öylede oldu; rahmi parçalanırken bebeğin ellerine düşmesini bekledi ama olmuyordu ne kadar ıkınsa da doğuramıyordu. Ellerinde ki güç kontrolden çıkmıştı ve toprak zemin çatırdıyor, yerdeki taşlar her sancıda bir kaç metre yükselip zemine geri düşüyordu.

Terden kan kızılı saçları boynuna, çırpınmaktan açılan omuzlarına yapışmıştı. Yüzünde kendi kanıyla, kalbiyle can verdiği; isyan çıkaran varlıkların kanı vardı. Bunun bilincin de olmanın dehşeti bir yana dursun, kocasının şuan nerede ne halde olduğunu bile bilmiyordu. Ama şunu biliyordu ki o yenilmez bir Soylu Kurttu. O bütün Afak'ı aşkara boyardı ama yine ona dönerdi.

Onun ölmeyeceğini biliyordu.

Gözlerinin yeşili geriye akarken çığlık atmaktan yırtılan boğazının iyileşmeye başladığının farkındaydı. Gözlerini kapatıp vücudunda ki gücü bulmaya çalıştı. Acıdan sarsılan bedeni sersemlemişti. Kafası bir çok yerde, algıları her şeye açıkken bunu yapmak zordu ama başardı. Parmak uçlarına yerleştirdiği bütün varlığını karnına yasladı. Ellerinden çıkan sarmaşıklar bütün Afak ülkesinde ki kılıçlardan daha keskindi. Onları karnına geçirirken gözlerini dayanılmaz acının ve haykırışın eşliğinde açıp karnına büyük bir kesik çizdi.

Yaşamla ölüm arasında ki o çizgiyi yoklayan parmaklarını hiçe sayıp karnını yardı ve patlayıp parçalanan rahminin içinde kıvrılmış, gözleri kapalı öylece yatan bebeğini kavrayıp aldı. Kordonu parmaklarına dolaşırken kan içinde kalmış yüzünü sildi. Acı ve huzurlu bir gülümsemeyle bebeği yüzüne doğru kaldırıp kokladı. Dudaklarından mırıltı eşliğinde "Leyâl..." ismi döküldü. Fısıltıdan farksız bir şekilde söylendi "Bir kızımız oldu Alaşa." Onu duyacağını biliyordu. Alaşa onu değil Yakut yakasında, Zemheride olsa duyardı.

Kafasını arkasında ki soğuk taşa yaslarken gözleri kapanmıştı. Kızını doğurmanın verdiği rahatlama ve huzurla gözlerini yumarken yapması gerekeni biliyordu. Sevdiği adama yardım için toparlanıp gitmeliydi. Bebeği bırakacak güvenli bir yer biliyordu ama bunların hiç birini yapamadan bir şey oldu. Soğuk mağaranın duvarları titrerken kadının kalbine bir sancı girdi. Ağzından kanlar akmaya başlayan kadın ne olduğunu anlayamadan bebeğine baktı. Savaşa dair bütün sesler kesildi ve bütün Afak sessizlikle çınladı.

İZMİHLALWhere stories live. Discover now