30. Bölüm: ¶ MİNEL •••

Start from the beginning
                                    

"Ona söyleyecek misin."

O... Savaş...

Ne diyeceğim hey! ben hamileymişim ama artık değilim sorun yok sevgilinle hayatına devam et, gebermeni istiyorum yine de senden nefret edemiyorum. Bana şefkat göstermeni, göz yaşlarımı silmeni ve sarıp sarmalamanı istiyorum. Şu an ihtiyacım olan tek kişi sensin ama ben... Biz senin için hiç var olmamışız. Sen beni hayatına hiç almamışsın, hiç sevmemişsin.

"Söylemeyeceğim. O ve ona ait olan her şey geride kaldı." Sarp gibi bende Savaş'ın adını söyleyemedim. Sanki eskilerde tanıdığım bir yabancıymış ta hayatıma misafir olup gitmiş gibi, öylece hayatımdan çıkıp gitmesini seyrettim.

"Ben hep senin yanındayım." Dedi. Dakikalarca bana sarıldı. Savaş'a söylediğim takdirde olabilecekleri kendince anlattı. Bu sakın söyleme demenin başka bir versiyonuydu. Sarp'ı anlıyorum, Savaşın tekrardan hayatıma girip beni ikinci kez altüst etmesinden korkuyor. Haklıda, buna izin verebilecek salaklık bence mevcut.

Beni kucaklamasına mâni olup; "İyiyim Sarp, gerçekten. Kendim yürüyebilir, sadece birkaç dakikalığına kolunu ödünç versen yeter." Dedim. Yavaş adımlarla yürümeye çalıştım, bugün ona gereğinden fazla yük oldum, bide bedenimi taşımakla uğraşsın istemedim.

Kapıyı açtığında bizi üç kişi karşıladı. Tek kelime etmeden doğruca Sarp'ın odasına yöneldim.

"İnci'nin neyi var? Neden bembeyaz?"

"DUYDUN MU KAAN BU ŞEREFSİZ İNCİYİ MERAK ETMİŞ. SANA NE! ONUN ADINI AĞZINA ALAYIM DEME."

Savaş, Sarp'ın bağırışlarını dikkate almadan, "Kes sesini!" Diyerek ittirip doğruca yanıma geldi.

"İnci?" Ne var çok mu üzüldün? Aşk acısından hastanelik olduğumu mu sandın?

"İnci? Neyin var?" Elimi tutmak için uzanınca kendimi geri çektim. Gözleri merak doluydu, ikimizle ilgili bir şeyler olduğunu anladın demi?

"Be...-" Tam söyleyecekken sustum, Sarp'ın da söylediği gibi; şimdi söylediğimde önce şaşıracaksın sonra üzüleceksin, en sonunda da bana acıyacaksın. Birkaç gün iyi davranırsın. Bebek gittiği için Duru'yu suçlu olarak görürsün, vicdan yaparsın. Sonuç olarak her şey daha karmaşık hale gelir. Bunu atlatmak için sana ihtiyacım yok Savaş, ben sensiz daha güçlüyüm, bak senin bana yaşattıklarınla nasıl baş ediyorum.

"Ben iyiyim." Dedim. Elimi tutup yüzüme bakmaya çalıştı.

"İnci, bana yalan söyleme. Lütfen ne olduysa anlat." Dedi, merak dolu gözlerle.

"Beni ilgilendiren şeyleri sana söylemek zorunda değilim. Ben senin hiçbir şeyinim." Deyip elimi ellerinin arasından kurtardım.

"Ve unutmadan söyleyim. Bir daha bana dokunayım deme."

Peşimden gelmeye çalıştı, açık kapıdan içeri girecekken kapıyı yüzüne kapattım. Sarp ve o dakikalarca tartıştılar, bütün ev ikisinin küfürleri ve yumruk sesleri ile inledi. Seslerin dayanılmaz hale geldiği anda odadan çıkıp salona yanlarına gittim, benim oradaki varlığımı fark etmediler bile. Yerdeki cam parçalarına basmamaya özen göstererek yanlarına gitmeye çalıştım. İkisinin birbirleri hakkındaki gerçek düşüncelerini haykırarak söyleyişlerini izledim. Tamam birbirinizi sevmiyordunuz ama bu kadar nefret ettiğinizi tahmin edemezdim. Kaan'ın büyük çabalarına karşın ikisi ayrılacağa benzemiyordu, kavganın şiddetinin arttığı anda gözlerim Atilla'yı aradı neredesin sen gelip Kaan'a yardım etsene.

İşte orada, böyle bir anda balkona çıkmış soda içerek onları mı izliyor? Evet evet aynen öyle yapıyor, oturmuş sakinlik içinde ikisinin kavga edişini izliyor.

UR SERİSİ		~ İNCİ.. (Karamel Düşler - Düzenlememiş Tam Hali)Where stories live. Discover now