UR SERİSİ ~ İNCİ.. (Karamel Düşler - Düzenlememiş Tam Hali)

3.Bölüm: ¶BIÇAKLAR ÇEKİLDİ••

Geliyordu, tam karşımdan.

Kokusundan tanımıştım, kokusunun zihnime kazındığını bilmeden.

Gözleri gözlerime değmemişti bile beni fark etmeden yanımdan geçip giderken çimen gözlerini takip ettim, bakmış olsa anlardım.

Ama bakmadı..

Kalabalığın arasına karıştı yine, sırtını gördüğüm sülieti kaybolup gitti. Koşup omuzlarından tutmak istedim, ancak kulaklarımın uğuldamasıyla gerçek dünyaya dönmem bir oldu.

Simge bir şeyler söylemeye devam ediyordu, hiç birini duymadım sadece "Evet. " deyip geçiştiriyordum.

"Gözlerine bayıldım. Yem yeşil, hiç bu kadar yeşilini görmemiştim."

"Evet."

Onun hakkında daha çok konuşmak istemiyorum. Bu hisse neden ve nasıl kapıldım bilmiyorum ama öyleydi işte.

Simge, "Hadi gel Rüya gelmeden yer bulalım." Deyip kafeteryaya doğru ilerleme başladı. Bense son kez arkama bakıp, tekrardan görmeyi ümid ettiğim esrarengiz yakışıklıyı görememiş olmanın verdiği hüzünle arkadaşımın peşinden devam ettim.

Cam kenarındaki güzelim yerlerin hepsi doluydu, orta masalardan birine oturmak zorunda kaldık, az sonra Rüya ellerinde tostlarla yanımıza geldi.

" Nasıl sevdiğinizi bilmediğim için kendi sevdiğim şekilde yaptırdım, umarım seversiniz."

Sevmemek ne mümkün, açlığın etkisiyle saniyeler içinde bitirdik, hatta az bile gelmişti. Üçümüzün girdiği derin sohbet girmemiz gereken öğleden sonraki derslerle bozuldu. Şimdiden derslerden sıkılmaya başlamıştım, yıl sonu nasıl gelecek bu beş yıl nasıl bitecek bilemiyorum doğrusu, bide bu gidişle bazı derslerden devamsızlıktan kalmazsam bir şekilde bitirebilirdim.

Dersler birbiri ardına hızla geçmeye devam etti. Tabi bu bir kaç günde sınıftaki gruplar az çok belirmeye başlamıştı. Uzaktan oturup bu yeni arkadaşlık kurmak çabalarını izlemeye bayılıyorum doğrusu.

Amfinin en ön sıralarını son bir kaç derstir belli ki sınıfta ortalama için birbirleriyle rekabet halinde olacak 5-6 kişilik kız grubu oluşturuyordu. Onların biraz gerisinde daha şimdiden kaynaşmış görünen kızlı erkekli yaklaşık 10-15 kişilik bir grup takip ediyordu. Bizim tam çaprazımızda ise Meryem'in de içinde bulunduğu Rüya'nın eski grubu vardı. Bunu içten içe düşünüyor olmam belki bencilceydi ama, eski grubu bile demek mutlu ediyordu beni. Zaman zaman Meryem'in sert bakışlarına maruz kalsam da bu durumu çok ciddiye almıyordum. İşte hemen burada ise bizim sevimli dört kişilik grubumuz, biz daha farkında olmadan çok yakın arkadaşlar olmuştuk.

Ders sonrası, yetiştiremediğimiz notları tamamlamak için kafeteryaya geçtik, bu kez yer bulma sorununa Rüya ve Müge çözüm bulacakken, siparişleri alma sırası ise Simge ve bendeydi.

"İki tane filtre kahve, iki tane de soğuk kahve lütfen."

Simgeyle siparişlerin hazırlanmasını beklerken, sırtımda bir anda bi sıcaklı beliriverdi. Tanıdık o koku virüs gibi tüm hücrelime yayılırken, Simgenin iri olan gözleri o kadar çok açılmıştı ki neredeyse yerinden fırlayacaktı. Ne olduğunu anlayamayıp Simge'yi sarsacakken ilk kez kulağıma çalınan o kadife ses, bütün dengemi bozdu.

" İki cola, üç çay. "

Simge kulağıma fısıldayarak,

"Güzel gözlü çocuk." Deyip kıkırdadı.