2. Bölüm: ¶ AŞK KOKUSU•••

737 115 47
                                    

Hasret...

Sanki yıllarca görmeyi beklediğim gözlere hasretle baktım. Evet kısacıktı, bir anlıktı belki ama, hasret doluydu.

İstemsizce başımı çevirip, yeşil gözlerin sahibini görmek istedim. Kalabalığın arasından zorda olsa ensesini seçebilmiştim. Kareli gömleği önce bulanıklaşıp sonra görülürden tamamıyla kaybolurken elim istemsizce sol göğsümün üzerine gitti, tam kalbime. Sanki kalbimden tarifini edemediğim ılık bir sıcaklık akıp toprakla buluşuyordu. Yüzümde beliren salak gülümseme, aklıma Rüya'nın gelmesiyle yerini kaygıya bıraktı.

Adımlarım hızlanırken fakültenin girişinde beni bekleyen Rüya'yı gördüm.

"Bu ne hız Rüya!"

Nefes nefese kalmış halde devam ettim "Besyo okumalıydın."

"Görmedin mi? Meryem ve Murad peşimizden geliyordu, ne yapıyım kaçmak istedim. Baksana kaç yaş büyük çocuğu şöyle iyi böyle iyi diye aklıma sokmaya çalışıyor, ben sevmem öyle. Rencide istemiyorum ama olacak şey mi? Nerdeyse aramızda sekiz yaş var."

Haklıydı çocuk oldukça büyüktü bu her halinde belliydi, üstelik tavırlarından anlaşıldığı üzere, öğrencide ziyade Kabadayı'ya benziyordu.

" Ben âşık olmak istiyorum İnci, içim kıpır kıpır olsun istiyorum böyle takıntılı ilk gördükleri kıza saplantılı kalan insanlardan korkarım. Birde peşimden geliyor. Bir şey söyle yanlış mı düşünüyorum?"

Sahi aşk, aşk deyince aklıma ne geliyor?

Yıllardır özlemini duyduğum çimen gözler mi?

" Tabi ki de haklısın, Meryem tavsiye etti diye aranızda bir şeyler olacak değil. Sen tavrını koydun zaten daha yaklaşmaya cesaret edemez merak etme " dedim.

Ama bi yandan da korkutuyordu bu durum, ya çocuk gerçekten takıntı yapıp peşine düşerse?

"Hadi amaaaa, tamam bak gelmiyorlar işte, yarın Meryem'le baş başa konuşur durumu iyice izah ederiz. Oda Murad'ı uyarır, merak etme artık. Korkulu gözlerle etrafa bakmayı da bırak. Hadi dün yurdumun yakınlarında çok şirin bi kafe görmüştüm, oraya gidelim."

Arkadaşımın korku dolu gözleri yerini aydınlığa bırakırken,

"Tamam hadi gidelim." Dedi.

Yol boyu keyifle kol kola yürüdük, zaman nasıl geçiyor anlamamıştım bile. Bir müddet kafede oturduktan sonra, yarın fakültenin önündeki duraklarda buluşmak üzere ayrıldık. Gün sonunda odama ulaştığında ilk günümü düşündüm.

Çimen gözler, kısacık bir an için gözlerimin önüne gelsede çok sürmeden uykunun kollarına kendimi bıraktım.

Ertesi gün güne cıvıl cıvıl uyandım. En erken uyanan ben olduğum için rahat rahat hazırlanabiliyordum. Ne yazık ki odamın huysuzu olarak tayin ettiğim kişi (Tuğba) mırıldanıp duruyordu. Neymiş ses yapıyormuş, bi önceki gece Elif'le yaşadığı sorunun etkisi bitmeden bide bunu çıkartıyordu başımıza.

(İnsanları anlamak gerçekten çok zor.)

Tuğba'yı çokta ciddiye almadan hazırlanmaya devam ettim. Hava biraz soğuk olduğu için jeans seçmiştim, yüksek bel mom jeans üzerine kırmızı büstiyerimi giydim. Saçlarımı yapmaya üşendiğim için kıvırcık bıraktım bu kez. Neyseki son anda üzerime aldığım beyaz gömleğin kurtarıcım olacağını bilmeden yola koyuldum...

Olabildiğince hızlı gitmeye çalıştım. Rüya geleli çok olmuştu yaklaşık yirmi dakikadır beni bekliyordu. Yolun karşısında sırtı dönük beni bekleyen yeni arkadaşımı gördüm. " Gerçek bir esmer güzeli." Diye aklımdan geçirdim. Daracık kot pantolonunun üzerine giydiği hafif parıltılı antrasit bluzu ile parlıyordu resmen.
Boyu kısaymış gibi bide topuklu giymişti, "Topuklu giyerek doğru seçim yapmışsın İnci. " diyerek kendimi tebrik ettim. Yolu geçip yanına yaklaştığımda bir kezde yüzüne hayran kaldım. Omuzlarına gelen küt saçlarını hafif dalgalı yapmıştı, uzun kirpikleri nerdeyse kaşlarına değecekti, ancak endişe ile bakan koyu kahve gözleri yüzüne karanlık düşünüyordu. Bir şeyler olduğunu anlamak zor olmadı.

UR SERİSİ		~ İNCİ.. (Karamel Düşler - Düzenlememiş Tam Hali)Där berättelser lever. Upptäck nu