30. Bölüm: ¶ MİNEL •••

226 32 89
                                    


Paylaştığım Şarkıyla Dinlerseniz bölümün daha keyifli hale geleceğine eminim ❤️

İNCİL

-------------------------------

Uyandığımda odada tek başıma uzanıyordum.

Sancılarım hastaneye geldiğim zaman nazaran biraz olsun dinmişti. Ancak Savaştan çıkmış gazi gibi ne hareket edecek nede konuşacak gücüm vardı. Üzerimdeki örtüyü kenara iteklemeye çalışırken içeriye Sarp girdi. Kıpkırmızı gözleri ve patlak kaşıyla berbat görünüyordu.

"Ne yapıyorsun sen? Uzan!" Dedi.

Şefkatli konuşmak için çabalıyordu, canımı yakmamaya... Sesinden bana ne kadar öfkeli olduğunu anladım. Benim kadar öfkeli olamazsın Sarp, elimden gelse kendimi bir kaşık suda boğabilirim, bu lanet göz yaşlarım belki o zaman diner.

"Su." Yüzüme bakmadan, baş ucum da duran sürahiden bir bardak su doldurdu. Artık Sarpta benden nefret ediyor. Doğrulmama yardım etti, şefkatle battaniyeyi üzerime örttü.

Sustu, yanı başımda duran koltuğa oturup sadece sustu. Ne söyleyecek ki ne söyleyebilirim ki? Başını çaresizce önüne eğip, sormak istediği bütün soruları birer birer yuttu. Hayatımda ilk kez gözlerimi Sarptan kaçırdım, ilk kez ona söyleyecek tek kelimem yoktu. Sarpın bana bakan mavilerine zamanında pek çok sıfat yükledim, bazen hüzün dolu bakardı, çoğunlukla arkadaşça, kardeşçe, sevgi dolu bakardı iliklerime kadar sevildiğimi hissederdim, şartsız ve koşulsuz saf sevgisiyle yıllarca korudu beni, kendisinden bile. Aşkla bakardı, özlemle...

Bu gözleriyle yeni tanıştım, hayal kırıklığı ve geriye kalan her şey...

Ağlamamak için kendimi tutarken, Sarp'a seslendim.

"Sarp." Cılız çıkan sesimi ben duyamazken o hemen yanıma geldi. Bana şefkat gösterme, lütfen, ben berbat bir insan olduğum gibi berbat bir anneyim. İçimde olan bebeği fark edemeyecek kadar aptal.

"Gitti mi?"

"Gitti." Göz yaşlarımı silme Sarp, onları silen kişi sen olmamalısın.

Saatler geçti, boşalan serum şişelerinin yerini yenilerini aldı, Sarp bir an olsun elimi bırakmadı. Tek kelime etmedi, konuşmadı öylece yanımda durdu ve göz yaşlarımı sildi. Bir şey söyle Sarp, bağır çağır, kız, kır, dök, ama yalvarırım bana böyle bakma.

"Sarp... Doktor..." Çaresizliğimden bebeği sorduğumu anladı.

"Daha çok küçükmüş, üç haftalık belki dört. 1-2 milimetre kadar ancak varmış." Düşünüp parmak ucuyla boyutunu hesaplamaya çalıştı.

"Ne kadar oluyor pirinç tanesi mi? Çok küçük, çok çok küçük. Doktor erken düşük dedi. Bu kadar erkenken kalp atışları bile duyulamıyormuş. Pirinç tanesi boyunda minicik kız çocuğu. Yani ben öyle hissettim. Hemşire bebek dediğinde kız mış gibi geldi. " En az benim kadar berbat haldeydi. Hayal kırıklığıyla mırıldandı.

"Ne yaptın İnci, kendine ne yaptın? Ailene ne yaptın? Bize ne yaptın?"

Her şeyi maffettim, kendimi maffettim, ne kadar özür dilersem boş, insan kendine yaptıkları için kimden özür diler ki.

Sarp'ın bir an olsun yanımdan ayrılmayışı, elimi bırakmayışı, her şeye rağmen şefkatle bakan gözleri daha çok ağlamama sebep oldu, saatlerce ağladım. Saatlerce ağladık, hastaneden çıkana kadar.

--------

Araba durunca gözlerimi açtım.

"Bide aklım sende kalmasın, bu gece burada kal. Kimseye bir şey söylemedim. Atilla da bir şey duymadı." Dedi, gözlerini kaçırarak.

UR SERİSİ		~ İNCİ.. (Karamel Düşler - Düzenlememiş Tam Hali)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin