Tüm Suçlu Sensin!

4.6K 427 369
                                    

Baş dönmeler ve zifiri karanlık..

Hissettiğim tek şey bu olurken gözlerimi açmak için zorladım. Ellerimi yumruk yaptığımda bedenimdeki ağrıyı yeni fark ediyordum. Kaşlarımı çattım ve kalkmayı denedim. Bedenimi havaya kaldırırken acıyan uvuzlarımla kısık iniltimi boşluğa saldım.

Yerden kalkmadan doğrulduğumda gözlerimi araladım. Nerede olduğumu bilmiyordum. Terk edilmiş, inşaatı yarım bırakılmış bir yer olabilirdi.

Peki, benim ne işim vardı burada?

O an içeri giren kadınla cevabımı almışken geriye doğru kaçtım. Beni kaçırdığı görüntüler tek tek zihnime düşerken çenem titredi.

Kadın simsiyah bir gece elbisesi ve yapılı saçlarıyla sallana sallana karşıma geldiğinde dişlerimi sıkarken iğrenerek ona baktım.

İğrenç bir kadın.

"Benim hakkımda ne güzel şeyler düşünüyorsun öyle sen." bir elini arkasına alıp üzerime eğilirken parmağıyla çeneme dokunduğunda başımı bir hışımla geri çekip suratına tükürdüm.

Gözlerini kapatıp çenesini kasıp burnundan soluyarak üzerimden çekildi. "Seni küçük orospu.."

"Asıl sensin orospu. Ne bokuma getirdin beni buraya
ne istiyorsun?!"

Geri geri giderken sinirli halinden bir anda kurtularak kıkırdamaya başladı. Her geri attığı adımda kıkırtısı kahkahaya dönüşürken "Seni çok özel biriyle tanıştırmak istiyorum." diyip ortadan kaybolduğunda merak ve korkuyla kaşlarım olabildiğince çatıldı.

Geri tıkırtılar eşliğinde geldiğinde önüme doğru fırlattığı kadınla çığlık attım. Elleri arkasında bağlı kadın göz yaşları içinde başını kaldırmaya çalıştığında sesi çok tanıdık geldi.

Sanki bir yerde duymuştum.

Siyah saçlı kadın onu saçlarından tutup geriye sertçe çektiğinde acıyla inleyen kadının yüzünü gördüğümde büyük bir yıkımı o an içinde yaşadım.

Taehyung'un annesi.

Ölmemiş.

Eski halinden eser kalmamış o güzeller güzeli kadın şu an yerlerde yorgunluktan kayan dolu gözleriyle bana bakıyordu.

"Bak bu oğlunun biricik sevgisi Jeon Jungkook." diye eliyle beni gösterdi.

"Jungkook tanıtmama gerek yok değil mi sen zaten kayınvalideni tanıyorsun."

Sikeyim hep bizi izlemiş.

"Hadi siz kaynana oğul kaynaşın. Ben de sizi yalnız bırakayım." tam dönüp gideceği an bu boş harabeyi inletecek kadar bağırdım.

"Hiçbir yere gitmiyorsun!"

Bağırırken elimi öne doğru savurduğumdan canım yanmıştı ancak umrumda olmadı. Birkaç saniye bana dönmeden durdu. Daha sonra saçlarını savurarak bana döndü umursamaz bir sırıtışla.

"Ne var?"

"Ne yapacaksın bize?"

"Hemen de biz olmuşuz." diye gülmeye başladığında sinirden gözüm seğirdi.

"Kes gülmeyi!"

"Tam şu anda bu saygısızlığın yüzünden seni öldürebilirim ama bu hiç eğlenceli olmaz." ellerini arkasına koyup yanımıza doğru geldi. Karşımdaki duvara yasladığı sandalyeye bacak bacak üstüne atarak oturdu.

"Şu anlık size hiçbir şey yapmayacağım." dedi az önceki soruma yanıtla. Bir anda gülen yüzü soldu ve dümdüz suratıma baktı. İstemsiz gerilirken karşımda yerde uzanan kadının nefes sesleriyle gözlerimi kapatmak istedim. Gitmek istiyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 01, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Stranded | Taekook Where stories live. Discover now