Sizin Aranızda Ne Var?

8.5K 839 333
                                    

Dikkati dağılırsa en azından üstümden çekilirdi ve ben de kaçardım.

Korkudan mıdır yoksa aklımı kaçırmamdan mıdır bilmem ama yapmamam gereken şeyi o an düşünemeyerek harekete geçirdim. Atik bir hamleyle elini iterek göz yaşlarım eşliğinde dudaklarına yapıştım.

Dudaklarımı dudağına bastırdığım an dudağı dahil tüm bedeni kasılırken öylece kalakaldı. Soğuk dudakları sıcak dudaklarımı sızlatırken yaptığım şeyin mantıksızlığının farkına hemen vardım.

Aptallığıma denecek söz yoktu.

Ben çekilmediğimde o da geri çekilmek gibi bir hamle yapmadı. Ama isteyerek değilde sanki bir buza dönmüş gibi dondu kaldı. Bedenimi feci bir korku kaplarken ne yapacağımı şaşırdım.

Geri çekilsem hemen kendine gelip beni öldürür müydü?

Bilemiyorum ama daha fazla onunla böyle kalmak istemiyorum. Tanrım feci korkuyorum. Birazdan götüm gidecekmiş gibi hissediyorum hayır!

Hemen geri çekildiğimde alev kaplı elinin normale döndüğünü görünce gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. İçimi ufak bir rahatlık kaplasa da Yoongi'nin siyah koyu gözlerinin birden hedefi olduğumda içimdeki korku her saniye daha da çoğaldı.

Bir şey yapacakmış gibi harekete geçeceği an buna hazır olmayarak kenara kaydığım gibi arkama bakmadan kaçtım. O kadar hızlı koşuyordum ki eskimiş zeminde yüksek bir gürültü çıkıyordu.

Ben boku yedim.

Hem de dolu dolu.

Resmen sıçtım ve sıvadım. Hemen Jungkook'u bulup burdan defolup gitmemiz gerekiyordu. Bu adam kendine geldiği ve beni gördüğü ilk an nefesimi kesip morga misafir eder.

Belki oradadır diye salona indiğimde onu Taehyung'un kolları arasından kaçmaya çalışırken gördüm. Aman ne kaçma adama dokunma bırak dese de cilve etmeden duramıyordu. İstemem yan cebime taktiği eskide kaldı ibne Jungkook. Yaptığı naza bak.

Benim amel defterim kapanıyor o gidip elalemin herifiyle fingirdeşiyor. Evde sormaz mıyım bunun hesabını ben?!

"Jungkook!" diye bağırdığımda bütün bakışlar bana döndü. Üç buçuk atmış ter akan yüzümü ve titreten bedenimi gördüklerinde şüphe ve merakla kaşlarını çattılar. Bak hiç haberleri de yok!

Merdivende durmayı keserek yanlarına ilerledim. Atik bir hamleyle Jungkook'u kolundan tuttuğum gibi kendime çekip kapıya doğru sürükledim.

"Hyung ne oluyor hey?"

"Ne yaptığını sanıyorsun sen derhal bırak-"

"Kes be!" diye gürleyip Jungkook'un herifinin sözünü kestim. Korkudan kendime daha gelemiyorum üstüne üstlük asla kafa tutmamam gereken birine bağırıyordum.

Ulan Hobi sen çok yaşamazsın he.

"Doğru çok yaşamazsın. Ben seni öldürmeden bırak Jungkook'un bileğini." Siktir Jimin'in dediği gibi bunlar benim zihnimi de okuyor. Tanrım nolur fesat şeyler düşündürme.

"Herkeste ne meraklı beni öldürmeye ya!! B-biz gidiyoruz geç oldu. Yürü Jungkook." soluk soluğa konuştuktan sonra kapıyı açtığımda birden kapı gürültüyle kendiliğinden kapandı. Jungkook'la beraber korkudan sıçrarken Kim Taehyung, Jungkook'u elimden alarak kendine çekti.

"Jungkook bunun haberi yok mu?!" diye gürledi. Neyden haberim yok lan benim?

"Yaa unuttuk onu. Tamam söylerim ama dur önce. Hyung ne oldu sana niye böyle her an bayılacak gibisin. İyi misin?"

Stranded | Taekook Where stories live. Discover now