Tablo

11.5K 1.1K 928
                                    

Selamm sadece bir kere okudum yazım hatası falan varsa affola. İyi okumalar!

-

"Güzel olduğun kadar da çenesi düşükmüşsün." çenemde duran eliyle çenemi okşarken gözlerini dudaklarımdan çekmemişti. Aralık ağzımla kitlenmiş gibi onu izledim sadece.

Bir tepki vermediğim için gözlerini dudaklarımdan çekip gözlerimle buluşturdu. Dudakları yana kıvrılırken geri çekildi. Ona sinirlenip saydırırken yerinde doğrulup beni bacakları arasına kıstırdığını bile fark etmemiştim.

"Far görmüş tavşana döndün resmen." başını eğip gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Yeni yeni kendime gelirken kaşlarımı çatarak ondan uzaklaştım.

"N'aptın sen öyle?" dedim kollarımı göğsümde birleştirdikten sonra. Ellerini geriye koyup yatakta daha rahat bir pozisyon aldı. Buna eş zamanla bacakları daha da açılmıştı. Rahat tavırlarla "N'apmışım?" dedi.

"Niye öptün beni?"

"Susmuyordun." dediğinde bir adım öne atıldım. "Her susmayanı öper misin böyle?"

"Tch sadece adı Jeon Jungkook olan tatlı çocukları." Bana flörtözce bakarken dilini dudakları üzerinde gezdirdi açlıkla. Bakışları altında ezilirken ellerimi bedenimi kapatır gibi sardım vücuduma.

"Sapık mısın sen?" diyecek bir şey bulamayınca aklıma ilk gelen şeyi söyledim. Düşünür gibi "hmm"ladı.

"Öyle mi görünüyorum?"

"Evet. Bana bakma öyle sakın." işaret parmağımı ona doğru salladım. "Bak ben tekvando biliyorum hele bir yaklaş üzerinde tüm öldürücü haraketlerimi deneyebilirim ona göre."

Kısıkça gülmeye başladı. Ne çok gülüyordu bu adam. Ortada komik bir şey de yoktu.

"Öldürücü haraketler ha?"

"Evet! Benim kara kuşağım bile var. Dikkatli olmalısın bana bulaşanları sakat bırakmışlığımla ünlüyüm." ellerimi çıtlatıp kafamı iki yana serserice çevirerek göz dağı verdim.

"İki gün gittiğin ardından sakarlıkların yüzünden kovulduğun tekvandodan mı bahsediyorsun?" dediğinde ağzım şokla açıldı. Bunu herkesten gizlemiştim ben. Nasıl olur!

"Sen nerden biliyorsun bunu?!" diye tısladım.

"Sır." deyip göz kırparak yatağın yorganını çekip gelmem için pat pat yaptı.

"Hadi uyuyalım artık gözlerinden uyku akıyor." haklıydı arada bir esneme de geliyordu. Ama hala çok kızgındım. O yaptığı garip şeyi de atlatamadım daha.

"Öpücüğü mü diyorsun?"

"Sus ya!" dudaklarını birbirine bastırıp baş salladı şirin bir gülümsemeyle. Bu nasıl bir şeydi böyle? Hem çok normal biri hem de çok sıradışıydı. İnsan değildi buna eminim ama neydi ki? Davranışları neden bu kadar insan gibiydi. Gerçi çokta insan gibi sayılmaz gördüğü yerde dayıyacakmış gibi bakıyordu bana.

Beni düşüncelerimden bölen sesi oldu. "Cidden çok düşünüyorsun. Gel de yatalım artık."

"Gelmem. Sen çok kötüsün ben ne kadar korktum biliyor musun? Neden bana onları gösterdin yiyeceklerdi beni ya yiyece-" kolumdan tutup beni yatağa çekmesiyle kısıkça bağırdım.

"Bırak ya bak beni her fırsatta oyuncak gibi çekip duramazsın anlıyor mus-" dudağıma kondurduğu öpücükle sözüm yeniden bölündü. Çok kısa bir öpücüktü ama nefesimi kesmeye yetmişti.

Stranded | Taekook Where stories live. Discover now