Burda Kalmak İstiyorum

8.8K 868 340
                                    

Burnumdan sert bir nefes alarak soslu mendili masaya bıraktım. Taehyung da elini kolumdan çekti masum bir gülümsemeyle. Kişilik bozukluğu falan mı var ya?

Ardından geri Hoseok hyunga döndüğümde gözleri şüpheyle kısıldı. Ağzını konuşmak için açtığında sorduğu soruyla kaskatı kesildim.

"Sizin aranızda ne var?"

"Ne yok ki?" diye atıldı Jimin hayaleti. Gözlerimi Hoseok hyungdan çekip bir sırıtan hayaletler de bir de sırıtışını gizlemeye çalışan Taehyung da gezdirdim. Yumruğunu ağzına koyunca göremeyeceğimi sanıyor bir de.

Koluna uyarır gibi vurduğumda gülerek arkasına yaslanıp boğazını temizledi. Hemen de ciddileşiyor.

Konuşsa ortalığı karıştıracak şeyler derdi bu yüzden konuşmak için hazırlandığında ondan önce ben konuştum.

"Hiçbir şey Hyung."

Hayaletler emin misin der gibi salak yüz ifadelerine girince göz devirdim. Alttan ayağıma bir darbe yediğimde bunu yapanın Taehyung olduğunu anlamam çok sürmedi.

"Daha tanışalı iki gün oldu. O iki günde aramızda ne yaşanmış olabilir ki de bunu soruyorsun Hoseok ya alemsin." sözlerimi bitirdiğimde hiçbir şekilde Taehyung'a dönmedim. Dönemedim.

Hoseok hyungun gözleri daha da kısılırken yavaşça yüzüme doğru yaklaşmaya başladı. Seslice yutkundum. Gözlerime, doğruyu söylüyor muyum diye dik dik bakarken gerim gerim gerildim.

"Umarım doğruyu söylemişsindir. Yoksa-"

"Yoksa ne?" diye atıldı Taehyung. Sesi sinirlendiğini belli ediyordu. Ama ne diyebilirdim ki ve doğruyu da söyledim biraz. Tamam o iyi birisi ama ne deseydim?

Sevgilim falan mı?

Hoseok hyung, Taehyung'a karşılık veremeyince geri çekilip sırtını sandalyeye yasladı. "Neden burda kalacakmışsın peki Jungkook?" dedi bana bakmadan.

"Ben öyle uygun gördüm." yeniden Taehyung konuştu. Ellerini sandalyenin kolçaklarına yaslamış en delici bakışlarını Hoseok hyung da tutuyordu. Sesindeki baskınlık arşa değerdi.

"Jungkook'a sordum?" didişme işte şununla didişmee!

"Ö-öyle uygun görmüş işte hyung." sesim titremişti korkudan. Çatallı ve kısık çıkan sesimle dik dik bana baktı hyung.

"Jungkook, ne o Sultan Süleyman ne de sen Hürrem sultansın. Kalk gidiyoruz." hızla ayağa kalkıp beni de kaldıracakken sabrı taşan Taehyung'u görmemle hemen atıldım.

"Hayır burda kalmak istiyorum!" aniden ayağa kalkıp bağırmamla masada koca bir sessizlik oluştu. Herkes şok olmuş bana bakarken burnumdan sert bir nefes çektim. Bir nevi cesaret nefesiydi bu.

"Ne?"

"Duydun işte burda kalacağım." Kendimden emin çıkan sesimle itiraz kabul etmeden yerime geri oturdum. Hoseok hyung hala ayakta öylece dururken en çok Taehyung'a bakmaktan çekindim.

"Gelişme var bunda."

"Şükür abi."

"Yakında adımı kullanmaya da başlar amin."

Onlara kulak asmadan karnımı doyurmaya devam ettim. Burda kalmak için diretmeme gerek yoktu kalkıp gidebilir, kendi hayatıma kaldığım yerden devam edebilirdim.

Ama yapmadım.

Bir şeyler yanlıştı. Ve ben o yanlışa kapılıp pişman olmaktan korkmuştum.

***

Stranded | Taekook Where stories live. Discover now