Sesler

8.2K 832 380
                                    

11k olmuşuz nasıl sevindim ağağağa

Kaosa hazır mısınız bakalımmmm?

Çok beklettim hadi iyi okumalar ♡

-

Taehyung bir eli ensemdeyken diğer elini de belime atıp beni kendine çekerek dudaklarımızı ayırıp sıkıca sarıldı bana. Kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Şaşırsam da gülümseyerek ellerimi sırtına çıkarıp ben de ona sarıldım.

"Benden gitmeni istemiyorum. Lütfen hep benimle kal. Sen de bırakma beni."

Yumuşak sesiyle sarf ettiği sözler kalbimi acıtırken boğazımda sert bir yumru oluştu. Omzuma yasladığı çenesiyle başını çevirip boynuma sokuldu, bu anın tadını çıkarmak istercesine.

Üst dişlerimi alt dudağıma saplayıp kollarımı tamamen sırtına sardım ve çenemi omzuna yan bir şekilde yaslayarak gözlerimi kapattım.

Cevap veremedim, o da cevap beklemedi.

Sadece sıkıca birbirimize sarıldık. İki gündür tanışmış olsak da sanki çok uzun süredir tanışıyormuşuz gibi ayrılmadık birbirimizden.

Ayrılmak da istemedik.

O da ben de bu sarılma yüzünden mayışmıştık. Nefeslerimiz yavaşlamış gözlerim açılmak istememişti. Uykumuz gelmişti ve biz beraber uyumak istemiştik.

**

Duyduğum çıtırdamalarla daldığım uykumdan sıyrılıp hışımla gözlerimi açtım. Kısık gözlerimle etrafa baktım. Taehyung ile o sarılmadan sonra uyumuş koltuğa yaslanmıştık. Kollarımız hala bedenimize sarılıydı.

Karşı koltuğa baktığımda Hoseok'u göremedim. Biz uyumadan önce kendisi burda uyuyordu ama şimdi yoktu. Kollarımı Taehyung'tan çekip koltuktan kalkacakken kolları buna izin vermedi.

Çok masum uyuyordu. Bebek gibi. Bu yüzden onu uyandırmadan yavaşça kollarından çıktım. Bu zor olmuştu çünkü kolları aynı ahtapot gibi sarılmış, bırakmak bilmemişti.

Uzandığımdan bozulan üstümü düzeltirken etrafa bakıp Hoseok'u aradım.

"Hyung neredesin?"

Bir cevap alamadığımda etrafı gezip arayacakken bodrum kata indiğini tahmin ettiğim merdivenlerin aşağısından ayak sesleri geldiğinde orda olabileceğini düşündüm. Bu sesi uyanırken de duymuştum.

"Ya aptal mısın Hoseok ne yapıyorsun sen orda?" Söylene söylene oraya doğru yürüdüm. Hoseok'tan yine cevap alamadığımda kaşlarımı çattım. Neden konuşmuyordu benimle?

Merdivenin başında dururken tekrar seslendim. "Hoseok? Orda ne yapıyorsun?" merdivenin sadece yarısını göremiyordum çünkü çok karanlıktı. İçimi bir korku ve gerilim kaplarken seslice yutkundum.

Adım sesleri yeniden geldiğinde geriye doğru bir adım attım. "Şaka falan mı yapıyorsun işşiz misin sen lan?!" Artık korkmaya başlıyordum.

"Hoseok bak şakanın sırası değil. Çık ordan!"

Ayak sesleri kulağıma daha yakın gelirken buraya doğru geldiğini anladım. Ancak hiçbir şekilde konuşmuyordu. O her zaman şaka yapan biriydi ancak böyle şakalar onun tarzı değildi. Ciddiyetsizin teki hemen gülerdi.

Adım sesleri kulağıma daha yakından gelirken ufak adımlarla geriye gittim. Kalbim korkudan yerinden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu. Bedenim kasılmışken burnumdan sert nefesler aldım.

"Hoseok sen değil misin? Kim var orda?" gözlerimi oraya kitlenmiş kimin çıkacağını beklerken karanlıktan çıkan şeyi görmemle çığlık atarak geri hızla kaçtım.

Stranded | Taekook Where stories live. Discover now