Yağmur anısı.

3.3K 157 16
                                    

İyi okumalar :) Umarım beğeniyorsunuzdur.

Simdiye kadar yaşadığım hayati hep dengede tutmaya çalıştım fakat artik dengenin bozulduğu yerdeyim.

Sağolsun katilin beni ektiği günün ardından bir gün aradan geçti ve hala sanki hicbir şey olmamış gibi davranıyor.

Madem o öyle yapıyor bende soğuk tarafımı açığa çıkararak ona dünyayi dar ederim.

Bugün çizim yapmak için geç saatlere kadar şirkette kalacağız ve bu müthiş !

Masanın üstünde duran kahve bardagimdan kalan son yudumuda
Kafama dikerek bitirdim.

Sabahtandir beni izleyen katili umursamayarak bardağımı masanın altındaki çöpe attım.

Kafami tekrar önüme dondurdugumde katil masamin önündeydi.

Umursamazlık maskemi takip ona baktım. Ne var dercesine bakınca söze girdi.

"Dun için üzgünüm ve bugün telafi etmek için tekrar yemeğe çıkalım" dedi.

Şaşırdım aslında ama belli etmedim tamam anlamında kafami aşağı yukarı sallayip Bakışlarımi elime ne ara aldığımı bilmedigim kaleme çevirdim.

Zaten oda hemen masasına gitti. Seni daha yola getireceğim Seymen acının gecmisini bir bir yaşayacaksın.!

**

Sirketin restorantına gelip bos bir masaya oturduk. Hic konuşmadan elimdeki dosyayı ona doğru uzattım.

"Bu yapmamız gereken bir çizim ve yapacağız" dedim. Soğuk sesimle.

Dosyayı eline alıp biraz inceledikten sonra kafasını aşağı yukarı salladı ve sayfaları çevirdi.

O sırada yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verip tekrar dosyaya odaklandık.

Aslında ben dosyaya değil direk Yiğite odaklandım. Keşke Yiğit ailemin ölümü senin ellerinden olmasaydı belki hala sevgili olabilirdik.

Ahh Eslina ne düşünüyorsun sen boyle! Karşında eski Yiğit yok anla artik bunu!

Kendime gelmeyi başardığımda Bakışlarımi bu sefer Yigitten çekip etrafta gezdirdim.

Banane o ilgilensin proje ile sonuçta batiracagim bir iste emek harcamak çok saçma.

Önümüze gelen yemeklerle beraber dosyayı bırakıp yemeği yemeğe başladık.

"Kaç yasindasin Eslina?"

Diyen Yigite inanmazca baktım.
Kadınların yaşı sorulmazdiki?
Ama ben yinede cevapladim.

"25 Yiğit bey siz?" o sorarsa ben hayli hayli sorarım.

"28" dedi kısa ve net. Ardında gülümseyerek "Hayatında biri varmı?" dedi.

"Özel hayatımı konuşmaya gelmedik sanırım" dedim önümdeki etten bir parca alıp ağzıma atarken.

"Evet, ama sadece konu olsun diye dedim." dedi.

Hay konunu yesinler canım benim!

"Evet" dedim buz gibi ve mesafeli sesimle.

"Egemen bey neredeler bugün şirkete uğradıklarını görmedim" dedi.

Tabiki de ona Egemenin üvey kardeşim olduğunu ve şuanda da öz kardeşimi aradığını soylemeyecektim.

"AA Şey sanırım bir kaç önemli isi varmış. Ondan bugün gelemedi." dedim.

"Egemen bey kaç yasında?" yine yalan söyleyeceğim bay katil üzgünüm.

"25 aslında çift yumurta ikiziyiz. O yüzden birbirimize hic benzemiyoruz." dedim yalandan!

Şaşırmışa benziyordu. Ama hemen kendini toplayarak o yüzünden eksiltmedigi gülümsemesi eli cevap verdi.

"Gerçekten hiç benzemiyorsunuz" dedi.

Ardından masanın üstündeki suyundan bir yudum alarak yemeğini bitirdi.

Bende doyunca yemeğimi bıraktım ve Yiğite baktım.

Dosyaya son bir kez göz gezdirip geri bana uzattı.

"Tamam o halde madem bir proje cizecegiz bu aksam şirkette kalabilirsiniz umarım" dedi.

"Tabi kalabilirim hem de büyük bir zevkle Yiğit bey" dedim ve ayağa kalktım.

O bu dediğimden bir şey anlamasada oda kalktı ve hesabi ödemeye gitti.

Ben ise yüzümde zafer kazanmiscasina bir siritisla dışarı çıktım.

Temiz havayı cigerlerime çekerken gözlerimi kapattim. Burnuma bir ıslaklık temas ettiğinde hemen gözlerimi açtım ve yagmurlu olan havayla karşılaştım.

Bulutlar kara felandi ama açıkçası yağmuru beklemiyordum. İyiki Egemen yanımda yok yoksa şuan bana engel olurdu yapacağım bu şey için.

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altına kendimi atıp çantamı bir köşeye fırlatarak kollarımı iki yana açtım ve gözlerimi kapatarak kendi etrafımda döndüm.

Ahh ilinsu benim güzel küçük meleğim. Ne çok yapardık biz boyle yağmur yağdığında.

Umarım sende şuan bu yaptığımı yapıyor ve beni animsiyorsundur kardeşim.

****

Genç kız yağmurun yağdığını görünce hemen kendini evden dışarı atarak yağmurun altına bıraktı kendini.

Hem ağlıyor hem gülüyordu. Ablasını özlemişti bu çok bariz ortadaydı.

İçinden geçirdi acaba şuan ablamda bunu yapiyormudur? Diye. Bir bilse ablasının ona bir nefes kadar yakin oldugunu.

Delicesine dönüp durdu. Sonunda annesinin "kızım" diye seslenmesi üzerine durdu ve annesine baktı.

Gözünden akan yaşlara engel olamayarak annesine doğru koştu ve ıslanmış üstünü umursamayarak sarıldı.

"Özledim anne" dedi titreyen sesiyle.

"Çok özledim ablami" diye tekrar etti.

****

Etrafında deli gibi donen kıza baktı Yiğit ve ardinda güldü. Kardeşi de sürekli yağmur yağdığında böyle yapardı.

Ve Yiğitte kardesi ile beraber dönerdi. Oda yağmuru umursamayarak Eslinanın yanına gitti ve kollarını tıpkı onun gibi açarak döndü.

Nihayet ikiside yorulduklarinda durdular. Eslina gözünü açtığında biraz başının dönmesinin geçmesini bekledi.

Kendine geldiğinde ona gülümseyen bir Yiğit gördü. Anın şokuyla ağzı aralanmis gözleri büyümüş bir şekilde kendisine gülen Yiğite baktı.

Yiğit kizin şaşırmış halinden oldukça keyif almıştı. Ve kıza gülümsedi.

"Hadi gidelim çok fazla islandik" dedi.

Tanıştıkları günden beri ona bir kere bile içten gulumsemeyen kız içten ve samimi bir gülümseme ile onunla yürüdü.

Yiğit kendine gülümseyen kıza saskınca bakıp yürüdü. İçinden geçirdi bu kız hayatimda gördüğüm en güzel gülen kadın.

Ve sanırım Yiğit kizin bir daha gulmesi için bundan sonra elinden geleni yapacaktı.

ACININ GEÇMİŞİ! *Geçmiş Serisi 1*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin