‹|53|›

400 57 43
                                    

SREİN ~elli üçüncü bölüm ~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SREİN
~elli üçüncü bölüm ~

Apartman fazlasıyla sessizdi. Akşam saatlerinde havanın da soğuk olmasıyla sokak da apartmandan farklı değildi. Gözlerini bebeğin üzerinden bir an olsun çekmeden evin giriş kapısını kapattı. Daha sonra yavaşça bebeğin karşısına oturdu.

Dizlerini kendine çekerek kollarını bacaklarına sardı. Başını dizlerine koyup bir süre yavaşça üzerindeki sıvıyla daha da lekelenen bebeği izleyip etraftaki sessizliği dinledi. Bebeğin buraya nasıl geldiği, neden bu halde olduğu ya da notta yazılan kelimeleri düşünmesi gerekirken o bunu yapmak yerine sadece bebeği izlemekle ilgilendi.

Zihni bomboştu, bir süre sonra eline telefonunu aldı Derya'dan gelen sayısız arama bildirimini görmezden gelerek gelen son mesajlara baktı.

05***: Onun ne hale geldiğini görüyor musun?

05***: Sana yardım etmek için hazır, sen de kurtulmak için.

05***: Gerekeni yap.

Zihni yabancının yazdıklarını direkt olarak kabul ederken abisine mesaj yazdı.

Hilal: Eve gelecek misin?

Çınar: Biraz işim var.

Hilal: Bitir ve gel, şikayet eden sen değil miydin? Daha ne kadar sürecek bu durum.

Hilal: Gel de çözelim.

Çözüm. Çok yakındı.

Uzanıp İfrin'i yerden aldı. Bu hareketiyle üzerindeki sıvıdan birkaç damla yere düşmüştü. Bebeğin saçlarını düzeltti, sakin bir ifade ve büyük bir özenle hareket ediyordu. Bebeği tutan parmakları içerisi buz gibiyken yavaşça ısındı. Bebekten yayılan ısıyı umursamadı. Yaklaşık bir saat elinde bebekle oturduktan sonra kapının hemen ardından gelen adım seslerini duydu. Ayağa kalkıp odasına gitti ve bebekle telefonunu yatağın üzerine bıraktı. Koridora geri döndüğünde Çınar da içeriye giriyordu.

Çınarın yüzündeki gülümsemeye takıldı gözleri. "Çorba aldım. " dedi Çınar dalgın bir ifadeyle. "Yersin değil mi?"

Hilal tepkisizce abisine baktı. Geç saatlerde çorba içtikleri son zaman iki yıl öncesine dayanıyordu. O zamanlarda bunu sık sık yaparlardı. Hilal bu yüzden garip hissetmişti. Boğazı düğümlenir gibi olsa da hissizlikten yine kurtulamadı. Elindeki poşetlerle mutfağa geçen abisinin ardından hafifçe öksürdükten sonra konuştu.

"Olur."

Abisinin peşinden mutfağa girdi, Çınar'ın dalgın halinin yanında fazlasıyla mutlu görünmesi son zamanlarda yaşadıklarını hesaba kattığında fazlasıyla yersizdi. Hilal günden güne mahvolurken abisi için sanki her şey yolundaydı.

Hilal sesssice masaya tabak ve kaşıkları çıkardı ardından ekmeği dilimlemek üzere mutfak tezgahından bir bıçak aldı eline. Acelesizce ekmeği eşit parçalara bölerken Çınar da sol tarafında kalan masaya oturmuştu. Elindeki bıçağı kavrayan parmakları sıkılaştı. Parmak boğumları beyaza dönerken abisine arkası dönük halde konuştu.

SREİN | Texting ލWhere stories live. Discover now