‹|52|›

406 47 77
                                    

SREİN ~elli ikinci bölüm~

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

SREİN
~elli ikinci bölüm~

Soğuk hava tenine işliyordu usul usul. Çoktan kararmış gökyüzünün ardındaki şehir ışıl ışıldı. Hareketli sokaklara insanlar tarafından işgal edilmişti soğuğa rağmen.

İnsanların arasından sakin adımlara yürüyen genç kızın ise insanları gördüğü yoktu. Biri ile çarpışmak üzereyken son anda geriye çekilmişti az önce. Fark etmediği birçok kınayan bakışın hedefi olmuştu dikkatsizce yürürken.

Hilal: Çıldırdı.

Hilal: Normalde asla yapmayacağım bir şey yaptım. Bugüne kadar her ne yaptıysa arkasını kollardım.

Hilal: Onun gölgesinde olmama ve sürekli onu korumama o kadar alışıktı ki...

Hilal: Gerçi ben de daha düne kadar onun gölgesi olmakta bir sorun görmüyordum.

Hilal: O güneş gibi parlardı insanların arasında, hangi ortama girse sevilir her zaman değerli olduğu ve önemsendiği hissettirilirdi. Parayla veya iyilikle alakası yoktu bu ilginin, her zaman insanlar onu dikkate değer bulur bir şekilde... Bazıları şanslı oluyor.

Hilal: Başarabildiğime şaşırıyorum.

Hilal: Asıl garip olan ise içimde hiçbir şey hissetmiyorum. Ne bir rahatlama ne de bir tedirginlik. Tepkilerim bile ezbere. Orada bana bağırırken istediğimi aldığım için mutlu olmam gerektiğini düşünüyordum, kendimi bu duyguyu hissetmek için zorlandığımı şimdi fark ediyorum.

Hilal: Bu hissizlik nasıl böylesine etkili bir şekilde işledi içime anlamıyorum.

Hilal: Boşver... Kimin umurunda.

05***: Yoruldun sadece.

05***: Yakında her şey yoluna girecek... Çok yakında.

Hilal: Bu geçecek mi peki?

Hilal: Üzgün değilim kızgın değilim, mutlu veya korkmuş... Hissizlik en kötü duygudan bile betermiş.

Hilal: Kendi hayatımda dışarıdan bakıyorum sanki, yaşadığım hiçbir şey bana ait değilmiş gibi... Anlatmak zor.

05***: Biliyorum.

05***: Seni senden iyi görüyorum. İçten içe korkuyorsun. Öfken herkese hatta kendine bile ama sen hislerini yok saymayı seçiyorsun.

Hilal: Düşündüğün gibi değil, gerçekten.

05***: Kendi düşüncelerinin doğruluğundan emin misin?

Hilal: Ben... Bilmiyorum.

05***: Her şey yolunda.

Hilal: Her şey yolunda...

05***: Eve dönme vakti arkadaşım.

Eve dönmeliydi. Mesaja yanıt vermedi bunun yerine ekranı kapatıp yürüdüğü cadde üzerinde bulunan taksi durağına yöneldi. Bir taksiye binip evine kısa sürede vardı.

Eve vardığında yaz boyu yeşerip apartmanı saran, kışın gelişiyle cılız dalları açıkta kalmış asmanın yanından geçti. Apartmanın çehresini örten geniş yapraklarını çoktan dökmüş olan bitki bahçeyi güzelleştirmek bir yana her yeri çürüyen yaprakları ile kirletiyordu şimdi. Islak zemindeki kahverengi yaprakların üzerine basa basa apartmana girdi. Ellerini ve yüzünü acımasızca üşüten ayazdan kurtulan bedeni rahatlarken evinin olduğu kata ulaştı. Çantasından anahtarını çıkarmaya çalışırken kapıya varmıştı. Başını kaldırdığında kapıya iliştirilmiş kağıdı gördü.

'Bu oyunu bitirelim. '

Aynı zamanda hala elinde tuttuğu telefonuna bir bildirim geldi. Ekranı açtığında ister istemez ürperdi.

05***: Bu oyunu bitirelim.

Erken diye düşündü. Hazır değildi. Ancak anladığı kadarıyla yabancı ona hazır olup olmadığının sormayacaktı.

Elindeki kağıdı avucunun içinde buruşturdu tüm hıncını kağıttan çıkarmak istercesine. Her şeyin sona erdiği bir sahne canlandırmaya çalıştı. Zihninde oluşan koca boşluk ona geleceğinin belirsizliğini net bir şekilde ortaya serdiğinde ürperdi. Boğulduğunu hissetti daha sonra, ne zaman tereddüte düşse üzerine çöken garip his yine gelmişti. Kendine gelmesi uzun sürmedi, üzerindeki his dağıldığında hissettiği ürpertiden de aklını bir anlığına meşgul eden tereddütten de arınmıştı.

Hala elinde duran anahtarını sıkıca kavrayıp kapıyı açtı. İçeriye baktığında apartman boşluğundaki lambanın vurduğu noktada gördüğü şeyle olduğu yerde donup kaldı.

İfrin bebeği kapının tam karşısındakini duvarın dibinde oturur şekilde bırakılmıştı.

Bebeğin kestiği saçları neredeyse beline kadar uzamış haldeydi. Güzel elbisesi siyah lekelerle dolmuştu. Kolları ve yüzünü kaplayan siyah sıvı saç diplerinden yere kadar yavaşça akarken gözleri parlak siyahlığıyla dikkat çekiyordu.

Hilal bebeğin kucağında duran kağıdı zar zor fark etti. Siyah sıvıya bulanmış kağıt parçası kapıya iliştirilmiş not kağıdının aynısıydı.

Yavaşça içeriye girdi, kapıyı kapatmayı es geçip  koridorun lambasını açmıştı. Bu sırada telefonuna mesaj geldi. Bebeğe yaklaştı, odada onu rahatsız eden boğucu bir atmosfer olduğunu düşünüyordu bu sırada. Yere diz çöküp bebeğin kucağındaki kağıda uzandı.

'salbatu nire arima'

___________

'Hell naiz fien gaine'

'salbatu nire arima'

Ruhumu kurtar.
____________

<><><><><>

Bölüm bir tık kısa bu nedenle iki seçenek sunmaya karar verdim. Yarın gelecek olan bölümü bugün atabilirim ama bu yarın bölüm gelmeyeceği anlamına gelir.

Yeni bölümü şimdi mi yoksa yarın mı görmeyi istiyorsunuz?

Yeni bölümün yarın gelmesi durumunda 19 Eylül saat 14.30'da yayımlanacak.

<><><><><><>

| 15|8|9|22|13|7|

SONSUZSİYAH

SREİN | Texting ލحيث تعيش القصص. اكتشف الآن