‹|21|›

1.4K 160 72
                                    

SREİN-yirmi birinci bölüm-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SREİN
-yirmi birinci bölüm-

Kahvesinden büyük bir yudum alırken etrafına baktı. Takip edilmediğine emin olmak istiyordu çaresizce. Yabancının buraya geldiğinden haberdar olacağını tahmin edebiliyordu. Olmaması mucize olurdu ancak her anından haberdar olan biri onu burada da izliyor olmalıydı.

Hilal bu ihtimali gözardı etmemişti elbette, bir bahane uydurmayı düşünmüştü gece ama sonrasında daha görmediği birine hesap vermek zorunda olmadığını düşündü.

İstediğini yapabilirdi.

Poyraz anlatacakları bittiğinde genç kıza baktı. " İşte, hepsi bu kadar." Hilal'e bildiği her şeyi anlatmıştı.

"Katilin arkadaşı sana bebekten bahsetti yani, komşuların bir şey bilmemesi çok yazık. Öldürülen genç bir kadın vardı. Bebeğin hikayesine göre yalnızca aile ölmeliydi..."

Poyraz Hilal'in sözlerini başını sallayarak onayladı. Genç kız olaya son derece hakim görünüyordu. Neden kendisine geldiğini anlayamadı.

" Evet, bunun nedeni belirsiz. Sanırım yanlış zamanda yanlış yerdeydi. " diye yorumladı. Ardından devam etti sözlerine. "Olayın tamamına bu kadar hakimken neden bana geldin?" diye sordu samimi bir hitapla.

"Yazıda bahsi geçen tanıklar ile konuşmayı umuyordum."

" Yazdıklarımdan fazlasını bilmiyorlar. Merak ettiğim neden gerçek olamayacak kadar uçuk bir iddianın peşinden gittiğin." Hilal ona bebeği sormuştu. Olayın kimsenin dikkatini dahi çekmeyen bir iddiadan ibaret ayrıntısı bu kızı neden ilgilendiriyordu?


Poyraz'ın sözleri onu panikletmişti. Elindeki kahve bardağını masaya koyarken, samimi bir gülümseme takınmaya çalıştı yüzüne." Hikayeyi merak ediyorum,"

" Sonuçta ortada bir cinayet var, herkes bir merak için buna cesaret edemezdi. Korkmuyor musun?"


Poyraz şüphe içindeydi. Hala Hilal'in üzerine geliyordu sorularıyla. Hilal, Poyraz'ın güvenini kazanmak adına konuştu, kendi hikayesini anlatacaktı... "Neden olmasın?" Gerginlikle tebessüm etti, "Bir bebek aldım. Beyaz saçlı porselen bir bebek. Polis geldi bir gün ve bebeği aldı, bahsi geçen iddia yüzünden satış yapılan siteyi araştırıyorlarmış. Bebeğin hangisi olduğu belli değil, yalnızca görüntüsünü anlatmış tanıklar, onlar da uyan tüm bebekleri toplatmaya başlamışlar."

"Bu tarz hikayeler her zaman ilgimi çekti ama itiraf etmeliyim başta korktuğum için araştırdım olayı. Sonrasında bebeğin kayıp olduğunu öğrendim." Biraz yalan biraz doğru Hilal o an sadece gerekeni söyledi.
"Artık amacım o bebeği bulmak, polis bu işin peşini bırakacaktır çünkü o gün bile ilgisizlerdi."

Poyraz sessizce kızı dinliyordu. İkna olmuş gibiydi Hilal'in yalanına. Hilal oluşan sessizlikten rahatsız olarak konuyu başka bir yöne çekmeye çalıştı sonrasında.

"Senin yaptığın haber neden başkasının adıyla yayınlandı?"

Poyraz derin bir nefes aldı. "Mine gidecekti o gün, müdür ile tartıştı ve kovuldu. Yerine ben gittim ama son dakika Mine'nin babası olaya dahil olunca, beni ikna ettiler." dedi gergince. "Kovulmak istemedim."

Kızının arkasında duran bir baba... Genç kız böyle bir dayanağın insanı nasıl güvende hissettireceğini düşünmeden edemedi. İnsanın arkasında durup ona destek olan birinin varlığı oldukça sırtı yere gelmezdi.

"Haksızlık yapmışlar sana."

"İşe yeni başlamış sayılırım burada," diye açıkladı Poyraz. "Olayda beni harcamaları sürpriz olmadı."

Hilal ifadesizce mırıldandı. "Anladım."  Kahvesinin soğumasına fırsat vermeden birkaç yudum daha aldı. "Katilin arkadaşına nasıl ulaşabilirim?"

"İtibat için elimde bir şey yok ne yazık ki."

Poyraz'ın sözüyle yüzü asıldı, genç adam kızın konuşmasına fırsat vermeden devam etti. "İzin ver sana yardım edeyim."

Sözeri Hilal'i şaşırtırken devam etti. "Bu hikaye hala ilgimi çekiyor ama yayın yasağı geldiğinden beri medya olayı unuttu. Seninle birlikte bebeği aramak istiyorum, böylece her şeyin sonunda elime güzel bir haber şansı geçebilir."

Hilal sözleri üzerine sordu, "Paranormal olaylara inanır mısın?" içten içe onun böyle şeylere ilgisi olduğunu düşünüyordu, yoksa o yazıda diğerlerinin yaptığı gibi bebeğe yer vermezdi. Diğerleri kızı birinin ikna ettiğini yazarken Poyraz bunu bebeğe atfetmişse bu inandığını gösterirdi. Cevap beklemeden konuşmaya devam etti, "Ben inanırım, hem kızı biri ikna etmiş olsa çoktan ortaya çıkmaz mıydı? Telefonuna bakmış olmalılar."


"Muhtemelen," dedi Poyraz. Hilal'in öne sürdüğü ayrıntılar ve sorduğu soru huzursuz etmişti onu.

"Tamam," dedi Hilal nihayet kararını verirken. "Birlikte arayalım gerçeği." Ağzından çıkanlara tezat düşünceleri, Poyraz'ı kendinden olabildiğince uzak tutmakla ilgiliydi. Sonuçta İfrin onunlaydı, Hilal esasında konuştuğu yabancının sırrını çözecekti. Poyraz'ın ona ne gibi bir fayda sağlayacağından emin olmasa da yanında olmasını tercih ederdi. Yalnız olma düşüncesi bile içini tarifsiz bir endişeye sürüklüyordu. Kimsesi yokken bir yabancının varlığını tercih etti yeniden.

Poyraz saatine bakıp sıkıntıya nefesini verdi, "Gitmem gerekiyor." omuzuna astığı çantasına uzanıp bir not defteri ile kalem çıkardı. Kısa birkaç şey karalayıp sayfayı yırtarak kıza uzattı. "Numaram. Görüşmek üzere."

Hilal kağıda uzanıp aldı. "Görüşürüz."

<><><><><>

Hilal'in yalanları...

İflah olmayacak bu kız.

<><><><><<><>

SONSUZSİYAH

SREİN | Texting ލHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin