‹|10|›

1.8K 180 96
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


'Hepsi seçimlerinin sonucu.'

SREİN
-onuncu bölüm-

Gece boyu gördüğü anlamsız rüyaların da etkisiyle yorgun bir halde uyanmıştı güne. Gerçi uykuya dalmadan önce de saatlerce düşünceleri içinde kaybolmuştu. Uzunca esnedi, isteksizce yataktan kalkıp elini yüzünü yıkamak üzere banyoya ilerledi. Abisi hala uyuyor olmalıydı, koridora çıktığında ilk işi kapının yanındaki küçük dolabın üzerindeki anahtarın varlığını kontrol etmek oldu.

Anahtar yerli yerinde duruyordu, elini çabuk tutmalıydı. Odasına döndüğünde hızlıca üstünü değiştirdi ve ses çıkarmamaya özen göstererek evden ayrıldı. Abisi ile karşılaşmamak için gösterdiği çaba başarıyla sonuçlanmıştı. Aceleden özensizce giydiği kahverenginin koyu tonundaki gömleğinin kollarını düzeltti merdivenden inerken, çıkış kapısına vardığında duraksadı ve arkasında kalan merdiven boşluğuna ilerledi.

Çoğu zaman kafeye yürüyerek gitse de midesi açlıktan kazındığı için bugün erkenden varmak istedi.  Apartmanın girişine zincirli bisikletini kilidinden kurtarıp, evden çıkarken tarayıp salmakla yetindiği koyu kahve renkli saçlarını hızlıca toparlayıp sıkı bir at kuyruğu yaptı. Merkeze kadar ulaşan bisiklet yoluna doğru ilerlemeye başladı. Şehrin yoğun trafiği ve insan kalabalığını hesaba katarsa en iyi ulaşım aracı olabilirdi çok sevdiği bisikleti.

Kafeye vardığında bisikleti arka taraftaki depoya koyup içeriye girdi. Yağmur her zamanki gibi sabah düzenlemelerini yapmak için masalarla ilgileniyordu. Akın'ın da onun yanında olduğunu fark etmesi uzun sürmemişti. İkili birbirleri ile sohbet ediyor ara sıra gülüşüyordu. Onları daha fazla izlemeyi bırakıp mutfağa ilerledi. Dün yaptıkları konuşmadan sonra onları izlerken yakalanmak istememişti.

Kahvaltı yapmak üzere mutfağa geçti. O giderken Yağmur da onun varlığını fark etmişti. Akın'a dönerek, "Hilal geldi," diye mırıldandı.

"Konuşalım hadi."

Birlikte Hilal'in ardından mutfağa girdiler. Hilal gülümseyerek , "Günaydın." dediğinde ikisinin de düz bir sesle günaydın demekle yetinmesi bir terslik olduğunu anlamasına yetmişti.

"Neler oluyor?" diye sordu tereddütle.

"İkimiz de daha fazla burada çalışmak istemiyoruz," Diyiverdi Akın, sesi son derece netti.

Yağmur ona ters bir bakış attı. " Akın'ın demek istediği, gitmemizin daha iyi olacağı."

"Bakın ikiniz de neredeyse iki yıldır burada çalışıyorsunuz, kafeyi devralalı kısa bir süre oldu biliyorum ama ikinizin de burada çalışmakta mutluydunuz, bizimle de devam etmeyi hevesle kabul ettiniz daha birkaç hafta oldu... Neden gitmek istiyorsunuz? Dünkü mesele ise... "

Yağmur lafını kesti," Hilal daha fazla yalana gerek yok, kimse mutsuz olmasın. Akın ile birbirimizi seviyoruz, aramıza gitmeye çalışma "

Hilal sorarcasına oan baktı," Ben mi giriyorum aranıza? Dün sana anlattım yanlış anladığını. "

Akın Yağmur'a baktı, Yağmurun bakışları ellerinde sessizce bekliyordu.

"Daha fazla uzatmaya gerek yok, "dedi sinirle cebinden kafenin anahtarını çıkarıp Hilal'in önüne bıraktı.

" Bakın, dünkü mesele bir yanlış anlaşılma. Konuşup halledebiliriz. "

" Yanlış anlama falan yok, Derya anlattı, Akın'a karşı hislerin olduğunu biliyorum. "

Akın araya girdi, "Biz gidelim, böylesi daha iyi."

Ayağa kalkıp Yağmur'un elinden tuttuğu gibi onu da peşinden götürerek ayrıldı kafeden. Hilal oturduğu sandalyede öylece kalırken gidişlerini izlemiş, tepki vermemişti.

Derya yine geç gelmişti kafeye. Kafefeki çoğu şey ile Hilal ilgilendiği için müşterilere zor da olsa yetişmiş, dışarıdan herhangi bir sipariş almamıştı bugünlük, bir an önce Derya ile konuşmayı istiyordu, kafasında bindir düşünce gününü zehir etmişti çoktan. Yanına gelen arkadaşı onun tek başına olduğunu görünce sebebini sordu.

Hilal tüm öfkesine rağmen sakin bir sesle, "Akın'a karşı hislerim mi vardı?" diye sordu birdenbire. "İlginçtir ki benim bundan haberim yoktu."

Derya duraksadı, Hilal yanıt alamayınca devam etti.

"Yağmur'a benimle ilgili neden yalan söyledin? İkisi de işten ayrıldı, daha fazla bizimle çalışmak istemiyorlarmış."

Derya sinirle soldu, " Çareyi kaçmakta mı buldu yani, uzak durması gerekirken."

"Derya," dedi Hilal, son derece sinirliydi, "Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"

"Zaman kazanmak istedim, ikisi gittikçe daha çok yakınlaşıyordu. İşe ihtiyaçları vardı, Yağmur'un okulu Akın'ın da ailesi yüzünden, işe yarar sandım."

"Beni kullandın. Akın'a mı ilgin vardı? "

"Evet,"diye mırıldandı Derya," bu kafede onun için ısrar ettim, devir işlemlerinde onları kalmaya ikna etmeni bu yüzden istedim. Biraz para her şeyi çözerdi." Elindeki çantayı atarcasına tezgaha bırakırken sordu." Hem sen benim arkadaşım değil misin? Yardım edersin diye düşündüm."

Hilal daha fazla dayanamadı "Ben senin arkadaşınım da sen benim neyimsin artık bilmiyorum," dedi sinirle. "Burayı işletmek ikimizin de hayali sanıyordum. Sen ise kendince bir oyun kurmuşsun. "

Derya sessiz kalırken Hilal daha fazla kafede kalmak istemedi. Mutfaktan çıkıp bisikletini aldı ve yola doğru ilerlemeye başladı. Yola ulaştığında bisikletine binmişti ama kafenin önünde duran polis aracı olduğu yerde kalmasına sebep oldu. Bisikleti öylece bırakıp kafeye ilerledi. İki polis Derya ile konuşurken başka bir polis de kafeyi inceliyordu.

"Memur bey," diyr seslendi polislerden orta yaşlı olana, kumral renkli saçları yer yer beyazlaşmış mavi gözleri yorgun bakıyordu. "Bir sorun mu var?"

Derya lafa atıldı, "Senin için gelmişler."

<><><><>

Acaba ne oldu?

Bölüm uzunlukları nasıl?

<><><><>

|6|7|19|21|16|1|

SONSUZSİYAH

SREİN | Texting ލHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin