Bir lanetin pençesine düştüğünü abisine söylese inanır mıydı? Ne yapacağını şaşırmış haldeydi. Belki de yabancıya olanları anlatmalıydı. Abisini bu meselenin dışında tutmak istediğini söylese yabancı ona izin verir miydi? Hala elinde sıkıca tuttuğu bıçağı göz hizasına kaldırdı. Öldürmek istediği amcası ve yangesinden başkası değildi.

Telefonunu eline aldı. Mesaj atmak için konuşmaya girdiğinde içinden bir ses bunu yapmamasını söylüyordu. Cesaret edemedi. Yabancı onun bir hata olduğunu düşünürse ne olurdu? Geri adım attığını ve yapması gerekeni yapmadığını söylemekten korkmuştu.

Bebeğin artık Hilal'e kalmasına izin vermeyebilirdi. Artık devam etmek istemebilir oyunu tek taraflı olarak tamamen bitirebilirdi. Daha da kötüsü sırrını güvence altına almak isterse Hilal'in hayatı tehlikeye girmez miydi? Aklına gelen en kötü senaryo bile yetersiz geliyordu söz konusu yabancı olunca. Yabancıdan kendini koruyamayacağını bir şekilde biliyordu.

Yatağın üzerindeki bebeğe baktı. Yabancı onu sürekli başkalarına yardım etmek için verdiğini söylerken asla yanlış birlerinin eline geçmediğini söylemişti. Hilal bu sözlerin gerçekliğinden şüphe etti. Her zaman bir sorun çıkardı.

Daima doğru kişiyi buluyordu daima birilerini buluyordu. Farkındalıkla gözleri büyüdü. Yardım etmek yaptıkları için yeterli bir kılıf olamazdı. Ama yabancı daima birilerini bularak belki de bebeği kendinden uzak tutuyordu.

Şüphesiz bu ihtimalin birden aklıma gelmesinin sebebi git gide uyuşukluk haline giren bedeni ve az önceki öldürme arzusudu. Son zamanlarda yaşadığı hissizliği hesaba kattiginda bebeğe sahip olan biri bu hale geliyorsa yabancı bebeği neden yanında tutacaktı ki...

Bir ihtimal... Bebeği kendinden uzaklaştırması fayda sağlar mıydı? Bu küçük umuda tutundu. Bir süre sonra gidip tekrar abisine saldırmaktan korkuyordu. Bedenindeki uyuşukluk ve zihnindeki boğulma hissi hayra alamet değildi.
Derin nefesler alırken kendini rahatlatmaya çalışarak başka bir konuşmaya girdi. Yardıma ihtiyacı vardı ve Hilal korkusundan dolayı bencilce davrandı.

Hilal: Poyraz.

Hilal: Yardımına ihtiyacım var. Evime gelebilir misin?

__________________

Poyraz, Evrim Tan ile konuştuktan sonra araştırmanın devamlılığı iyice çıkmaza girerken Hilal'den yana yaşananları artık görmezden gelemiyordu.

İki gündür zihni karmakarışıktı. Geçirdikleri zamanda yaptıklarını düşününce her şeyi kolayca elde ettiklerini fark etmişti. Her şeyin arkasındaki kişi olarak gördüğü Oğuz Asil ismine bu kadar hızlı bir şekilde ulaşmak onlar gibi sıradan insanlar için neden bu kadar basit olmuştu?

Hilal'in bulduğu ve bebeğin geçmişinden adeta bir anda fırlayan tarihçi önlerine bu ismi kuşkusuz çok kolay bir şekilde bırakmıştı. Ardından tüm uğraşları bu isim üzerine yoğunlaşmış ve gerçekten de şüpheli bir durum olduğu anlaşılmıştı.

Kabul etmekte zorlandığı bir ihtimal sürekli aklını meşgul ediyordu. İçten içe fark ettiği bu gerçek onu rahatsız ediyordu.

Oğuz Asil önlerine atılmış bir yem olabilir miydi?

Artık kolayca elde ettikleri bilgilere güven duymuyordu. Bir resim vardı önlerinde. Tan ailesi ve genç bir kadın öldürülmüştü. Bunu yapan henüz on yedi yaşında bir kız çocuğuydu. Cesetleri parçalamaya kadar varan tahribatı göz önünde bulundurarak bu katliam sayılırdı yaptıkları. Resmin dikkat çekmeyen kuytuları eşelendiği vakit bir bebek çıkmıştı ortaya. İfrin bebeği, katilin kısa bir süre önce almış olduğu porselen bebek...

SREİN | Texting ލWhere stories live. Discover now