1. Bölüm

709 48 27
                                    

-Stiles'ın Bakış Açısıyla-

En iyi arkadaşım ya da en iyi 'kurt adam' arkadaşım ile mi demeliyim bilmiyorum ama sınıfa girmek için yürüyorduk. Scott ormanda ısıralı 1 hafta olmuştu. Başa çıkmakta hala kötüydü. Ki bu normal. Çünkü yani bilirsiniz. O şu anda yeni kurt adam olaylarına alışmaya çalışıyor. Bu yüzden her okul çıkışı Derek'in -yanmış- evine gidiyoruz. Çoğunlukla ben sorularımla onları 'boğduğum' için Derek'in beni 'Boğazını kopartmadan önce ya çeneni kapat ya da uzaklaş Stilinski!' diye içindeki kurt adamın sesiyle tehdit ettiğinde evin dışında kalmam gerekiyor. Yani, tamam. Evet, çok konuşuyor olabilirim ama boşuna konuşmuyorum sonuçta. Gerekli şeyleri sorarken ya da ortamı yumuşatırken -ne kadar denemeye çalışsam da- konuşuyorum.

Şimdi bu son dersimizdi. Sıkıntıdan artık ölecektim.

Sınıfa girip, sıralarımıza oturduk. Ve Scott ben beynimin içinde iç sesimle konuşurken, beni böldü ve benimle iletişime geçmeye karar verdi.

''Hey Stiles.'' dedi bana bakarak. Gözlerinin şu kurt adama dönüştüğünde sarı renk olduğunu söylemiş miydim? Şimdi söylemiş oldum. İşte şimdi gözleri o sarı renkteydi. Belli ki kendini kontrol edemiyordu ve ben de bu yüzden iç çektim.

''Ne var Scott? Yine şu 'kurt adam' olayından dolayı seninle tuvalete gitmeye zorlarsan gerçekten önce sen beni öldürmeden ben seni öldürürüm. Hocanın o kızgın gözlerine katlanamam. Tamam mı?'' dedim bıkkınlıkla.

''Senin neyin var? Bir kere tüm sınıfın, sonra okulun benim kurt adam olduğumu öğrenmesini istemiyorsan benimle tuvalete gelmek zorundasın.'' dedi Scott.

''Evet, evet. Şu pençe ve dişlerini görmemeleri lazım. Doğru.'' biraz sonra tekrar konuştum. ''Ugh... Birde şu kıllar. Evet tamam. Haklısın o kılları kimsenin görmesini bende istemem.'' yüzümü buruşturdum.

''Kıllarım gerçekten beni kötü mü gösteriyor?'' dedi Scott. Onun omzuna elimi koydum.

''Dostum. Gerçekten bir ara kurt haline aynadan bakman gerek.'' dedim. Üzüldüğünü anladığım bir şekilde iç çekti ve yüzünü ovuşturdu. Sonra ellerini yüzünden çekti ve sınıftaki sırasına oturan, yeni gelen kız öğrenciye baktı. Hiçbir şey söylemedi. Fakat onun en iyi arkadaşıyım ve onu tanıyorum.

''Merak etme. O kız sana şu kıllı kurt halinle bakmaz ama...'' onu süzdüm. ''Bu halinle onun kalbini kazanma şansın var gibi.'' dedim.

''Buna emin misin? Yani daha kızın ismini bile bilmiyorum.'' dedi. Gözlerindeki o parıldayan ufak umut ışığını görebiliyorum. Artık kendine gelmişti. Yani tuvalete gittiğimiz için Hoca'dan azar işitmek zorunda değildim! İşte bu!

''Evet. Yani denemekten zarar gelmez.'' dedim. Gözüm kitabının sayfasını çeviren Lydia'ya kaydı. ''Yani... Bende işe yaramadı. Fakat aramızdan birine bakacak kesinlikle bir kız vardır. Herhalde.'' dedim.

Scott ağzını açtı, konuşacakken dikkatinin başka bir şeye gittiğini söyleyebilirdim. Yanımızdaki duvara bakıyordu. Ve sonra ben ne olduğunu soramadan hocanın sınıfa girmesiyle sorularım cevaplandı. Yani kurt adamların şu 'Süper işitme' şeyleri vardı. Muhtemelen hocanın topuklu ayakkabılarının seslerini duymuştur.

Ben sıkıcı bir dersin daha başlamasını istemeyerek kalktım. Sonra zaten ders ağzımda kalemi çiğnerken, şu kurt adamların şeylerini düşünmekle geçti.

Okuldan çıkayım derken gerçekten öğrenci sürüsü beni yaralamasın diye sınıfta Scott ile biraz bekledik. Okulda ayak seslerinin sakinleştiğini anladığımızda hemen mavi cipime bindik. Artık ezbere bildiğim Derek'in evine doğru sürdüm. Yani o adam gerçekten nasıl o evde yaşayabiliyor? Bazen gerçekten benim evimde yaşayabileceğini söylemek içimden geliyor ama... Dostum! Gece kafamın koparılmasıyla ölmek istemiyorum. Kesinlikle böyle bir şekilde ölmeyeceğim. Onurlu bir şekilde ölmek daha mantıklı.

Power İs Power ~ SterekWhere stories live. Discover now