Böyle öpüyorum agam. Çilek gibi dudağı var, öptükçe öpesi geliyor insanın. Sonra birden incecik beline elini koyuyor, seni kendisine çekiyor. Karşı koymak yerine sen de işini kolaylaştırıp yakınlaşıyorsun. Sonra bir bakmışsın iki bacağın üstünde, iki bacağını ayırmış oturuyorsun. Sonra öptüğün adama daha da yakın olasın geliyor, içinde bir şeyler ılık ılık akıyor. Efendime söyleyim ıslaklık hissediyorsun, sonra tatlı bir kaşıntı... kendini küçük Yağız'a yakınlaşmak isterken buluyorsun. Küçük Yağız durur mu? Dellenmiş, fıttırmış, elinde olsa pantolonu yırtıp seni bir tur saracak kadar boy atmış. Aman allahım, o da ne? İmdat! Bir anakonda, babasonda gibi diri bir baş...amanın boş verin a dostlar, asla seks senden illet şeyi önermezdim. Yılan görmek istersem ormana giderdim, Yağız bey yılanını bi yerlere kapatsın kafiiydi.

"On dakika kaldım kızım. Su aygırı mıyım fil miyim abartma istersen.'' Dedi sert bir dille. "Bir de ol istersen pavyon gülü. Gel bir de bunlar ol da ben hepten öleyim. İlk ve son seksim olur herhalde.'' deyiverdim. Anında söylediğim şeylerin utancı bünyeme dolarken bu kadar boş boğaz olunacak ne vardı diye kendimi de bir yandan da azarlamayı ihmal etmedim elbet. "Ayrıca on dakika biraz kısa geldi bana, alınma ama." dedim ağzım içinden

"Meryem, ne olur böyle konuşma. Konuşcaksan da icraat olsun. Bak yine uyandı, uyuması çok zor zaten. Ne sen azdır beni ne ben azayım.'' Duyduklarımla ortasında dikili durduğum koridorda Allah veresiye kadar hızla yürüdüm."Ayrıca yatakta net bir saat garantisi veriyorum sana." dedi kendinden emin bir tavırla.

"Senin gibi arsız bir adam daha var mı yeryüzünde acaba? Pansumana geldik, seks diyosun. A diyorum seks diyosun. Ah diyorum seks diyosun. Durdur şu yılanı da hayata devam edebileyim." Yine yanımda yürümeye başladığında kıkır kıkır gülüşleri kulağıma geliyordu. "Yalnız ah desen kurtuluş olmaz bizim için farkında mısın?'' Dedi gülüşleri arasından. Yüzüm kızarırken zorlukla yutkundum. Evlenmek falan filan diyorduk nerelere geldik böyle hııammına.

Sonunda acile acil yoldan adım attığım an, "Yetişin, öldüm a doktorlar!'' iye feryat figan kendimi yere attım. Pavyon gülü yanı başımda üstten bakışlarla beni şaşkınlık içinde izlerken bir sürü doktorun bana doğru koştuğunu da fark ettim. "Ayağım, ayağımı hissetmiyorum. Vurdular beni, kaçırdılar beni. Bir yudum suyu sakındılar benden, su.... su.. su.." Diye sayıklarken sona doğru kendimi çoktan genç bir doktorun kollarına bırakmıştım.

"Sedye açın, hasta fenalaştı." Diyen doktorun sesindeki boğuklukla gözlerimin birini açtım. Güçlü kollarıyla beni sağlamca taşıyordu ama adam nefes almıyordu ayol. O an pis koktuğumu tahmin ettim. Gözlerim gerçek bir hüzünle doldu. Bir zamanların lavanta kokulu, mis kokulu, şeftali kokulu Meryem'inin düştüğü durumlara da bakın. Elin doktoru nefes almayı bırakmış, ölümü göze almıştı.

Doktorun omzu üstünden pavyon gülüne baktığımda hızla bizi takip ettiğini görüp rahatladım. Vay anasının vize sonuçları ff gelesicenin adamının yanında böyle pis bir kokuyla mı durmuştum onca saat? Bu da yetmez gibi gerçek bir su aygırını andıran kokumla kucağında kendimi kaybetmiştim. Ben artık aseksüeldim. Seks karşıtıydım. Şu saatten sonra hiçbir güç, buna pavyon gülünün yılanı da dahil beni sevişmeye ikna edemezdi.

Sırtım yumuşak sayılacak bir yere serildiğinde baygın numarası yapıyordum. Yıllardır bir mahzende tutuluyor gibi yaparsam, bu kötü kokunun bir affı olurdu diye tahmin ediyordum. "Hastanın sargısı acilen çıkarılsın. Ameliyathaneyi hazırlayın. Bacağın kesilme durumu olabilir." Sözlerini duyar duymaz sedyede dirilmem ve acil yoldan kendimi yanımda duran pavyon gülünün kollarına atmam kaçınılmazdı. Ne bacağı ne kesmesi doktor? Sen mi verdin ki Allahın verdiğini alacaksın? Bu doktor böyle söyleyerek ne olsun istemekteydi? Allah mı olmak istemekteydi? Eğer Allah olmak istiyorduysa toplanak Allah diyeydik. Böyle şovlar hiç gerek yoktu çünkü.

POLİSLE BAŞI DERTTE( TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now