Bu anları düşünmem ile yanaklarımın kızardığını hissettim. Ben dün gece o büyük şeyi görünce korkup kenara mı çekilmiştim?

Şu an suyun arasından süzülüp yavaşça ortadan kaybolabilirdim. Hayır, madem tırsıyorsun, neden belli etmeden bir şey yapmıyorsun? Adar bunu benim yüzüme vuracak.

Duştan çıkmam ile odada görmeyi beklemediğim Adar'ı hâlâ yatağın üzerinde gördüm. Bakışları yavaşça beni buldu. Üzerimdeki havluyu sıkı sıkıya kenetleyerek az önce duşta hiç utanmamışım gibi rahatlıkla kıyafet seçmeye başladım.

Adar'ın bakışlarının üzerimde olduğunu bilirken dudaklarımı düşledim. Şu an yalnızca dün gece yaptığım aptallıktan dolayı utanıyordum.

Kırmızı ve beyaz bir crop çıkartırken Adar'a döndüm. "Hangisi?" İkisini de havaya kaldırmam ile ters ters bana baktı.

"Hiçbiri," dedi cevap seçeneğinde bulunmayan bir kelimeyle.

"Evet evet, bence de kırmızı," dedim, onun cevabını unursamadan.

"Siyah." Aniden değişen fikri ile ona döndüm. "Üzerine kiremit rengi olan bol gömleğini, altına siyah bir pantolon."

E bu benden zevkli. Beni sevmesi zevkli olduğunun kanıtıydı zaten.

"Hmm," diye mırıldandım. Siyah cropa bakındım ama yoktu. Ben de crop giymeden Adar'ın söylediği kombini yapmaya karar verdim.

Lavaboya doğru ilerlerken, "Nereye?" Diye soran Adar'ın sesi ile durdum.

"Üzerimi giyeceğim," dedim, elimdeki kıyafetleri göstererek.

"Hâlâ mı utanıyorsun Zümra?" Dedi, kızgın suratını bana yansıtarak. "Derin'den, benden utandığın kadar utanmıyorsundur."

Tepkisiz kalmayı tercih ederek lavaboya girdim. Üzerimi tamamen giymiş şekilde aynaya bakarken saçlarımı yavaşça açarak belime doğru bıraktım. Adar dün gece duşa girdiği için şimdi girmeyecekti. Ve sanırım çoktan hazırlanmış, hatta belki de aşağıya inmişti.

Odaya girmem ile odanın boş olduğunu gördüm. Bu manzarayı görmeyi beklediğim için pek de şaşırmadım. Tam ben de çıkacakken Adar'ın aldığı parfümü elime aldım. Üzerime iki kez sıkarak tekrardan yerine koydum.

Merdivenlerden inerken Berzan'ın sesini duydum. "Vallahi ben pavyona gidileceğini bilmiyordum, ağabey. Haberim olsa ben de giderdim," deyince Berzan, gülmemek için dudaklarımı bastırdım. Ki, şu an gülmem, Adar'ın dün bizi gördüğü o pavyon sahnesindeki hali gibi sinir edecekti.

Salona girmem ile sessizce, hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi yerime oturdum. Tam da o sıra gözleri şiş, saçları dün geceden dağınık Derin ile yüzleştim. Tabii ya, Boran onu bu halde Şiwan amcanın yanına bırakamayacağı için buraya getirmişti. Allah'tan odadan odaya sesler gitmiyordu.

"Ravza uyandıysa söyle aşağıya insin," dedi Adar, tanımadığım bir kadına. Sanırım bugün hepimizin hiçbir şey yapmayacağını bildiği için çağırtmıştı bu kadını.

En sonunda bakışlar benim üzerimde buluştu. Ben hiçbir şey yokmuş gibi gülümsüyor ve bu halim ile Adar'ı daha da sinirlendiriyordum.

"Karıcım, sen neden içmedin ki? Eşlik etmemek hiç sana göre değil," dedi Adar, sonunda topu benim kaleme çevirerek.

"Ben alkolik takılmıyorum," dedim, kafamı bunu yanlış buluyormuş gibi iki yana sallayarak.

"Tabii, alkol hariç bütün belalar ile içli dışlısın. Pavyona gitmek de tahminimce senin fikrindi," dedi şüpheli bakışları ile.

Gecenin İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin