32 - Bölüm

120K 7.3K 23.4K
                                    

32. Bölüm: "Yılanın Hırsı"


Telefonun bir köpeğin beklenmedik şekilde havlaması gibi, çalıp, sessizliği keskin bir bıçak gibi kesip, bakışlarımızı birleştirdi. Adar, telefon ekranına bakarken, Berzan'ın aradığını gördüm. Adar, hoparlöre verdiği telefonu elinden indirmedi.

"Söyle," dedi, hissizce.

"Ağabey, Selma daye yanımdadır. Telefonu istiyor," dedi Berzan, çekingen bir ifadeyle. Sanırım Selma hanım onu sıkıştırmış ve zorlamıştı.

"Ver." Tek kelime ile telefonun başka birinin eline geçtiğini gıcırtılı sesten anladım.

"Adar," diyen Selma hanım, pek de sakin durmuyordu. Sesi böyle ise surat ifadesini hayal dahi edemiyorum. "Bu kız, bizim evimde mi kalacak?"

Bu da ne demek? Tabii ki de sizin evinizde kalacak, orası onun da evi. Sizden izin isteyecek değil. Hem de böyle bir durumda gerçekten bunu dile getirebiliyor mu? Kızın başına neler gelmiş, o hala hırsı peşinde.

"Ravza!" dedi Adar, uyarıcı bir tavır sergileyerek. "Evinde kalacak."

Sessizlik oluştu. Selma Hanım, ne diyeceğini bilmiyordu ama fazlasıyla sinirli olduğu her halinden belliydi.

"O kadının kızı, sana bunu yapan adamın kız kardeşi!" diye bağırması ile şaşkınlıkla saniyeleri sayan ekrana baktım.

Adar aniden frene basıp, arabayı durdurunca, ben de gerildim.

"Ben senin gibi bir annenin suratına bakmaya devam ediyorsam, sen de hiçbir suçu olamayan kıza tek söz dahi etmeyeceksin! Edersen..." Duraksadı. Bu konuşma stili beni fazlasıyla üzmüştü. Selma Hanım hiç kötü birine benzemese bile Adar'ın bedeninde ve ruhunda derin yaralar bırakmış olmalıydı. "Sizin yapamadığınız yaparım. Öldürürüm."

Ne? Sizin derken..?

Selma hanım, kendi oğlunu öldürmek mi istemiş?

Bu kadarını yapabildi mi?

Adar, cevap vermesini beklemeden telefonu suratına kapattı. Dudaklarını aralayacakken telefonun sesi tekrardan, içeriye hakim oldu. Adar, "Sikecem ha!" dedi, ani bir kızgınlıkla.

Ardından göz ucu ile bana baktı. Rahatsız olduğumu düşünüp, hızla telefonu açtı. Hoparlörlere vermesi ile Miran'ın telaşı sesi geldi. "Yav neredesiniz? Aldınız gittiniz Arjin'i, halam burada kafamı sikti," dedi. Sesindeki bıkmışlık duygusu ile Arjin'e ne yaptıklarını merak ettim.

Dilini mi kestiler, Ferit'e yaptıkları gibi?

Adar sıkıntılı bir nefes verdi. Sıkılmış ve uykusu gelmişti. Ya da benim uykum geldiği için saçmalıyordum.

"Arjin diye biri yok, söyle halama." Miran'ı beklemeden telefonu suratına kapattı. En sinir olduğum şey.

Onu biraz sakinleştirmek adına, "Bana bunu yapsaydın, senin kafanı kırardım," dedim, sinirimi içimde tutamayarak.

Adar'ın dudağının kenarı kıvrıldı. "Sen bana yapınca bir şey olmuyor hanımefendi," dedi, imalı tavrına bakışlarıyla eşlik ederek.

Omuz silktim. "Dediğiniz gibi beyefendi," dedim, ona bakıp içtenlikle bir gülüş sergileyerek. "Onu bir ben yaparım sana, ama sen bana yapamazsın."

Adar kafasını sitemle iki yana salladı. "Başka şeyleri de ben yaparım," dedi bana dönerek. Ne gibi?

"Anlamadım?" dedim, merakla yüzüne bakarak.

Gecenin İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin