37 - Bölüm

86.8K 6.2K 11.4K
                                    

Selamünaleyküm Güzellerim.

Nasılsınız? Sınavlarınız umarım güzel geçmiştir.

Bol yorum ve oylarınızı bekliyorum.

İyi Okumalar Ay Işıkları 🌒

🌘🌒

- Bu bölüm Yazar anlatımı ile yazılmıştır.

Seslerin yoğun olduğu ortamda tüm duyguları teker teker yaşayan kişiler korku ve kararsızlığı daha yoğun bir şekilde yaşıyorlardı.

Adar, sabırla karşısındaki ihtiyarı dinliyordu. Sıkılmıştı, ama saygısını korumaya çabalıyordu. Aklında ise tek bir kişi vardı. Zümra.

Ona can yakıcı şeyler söylemek ile yetinmemişti yalnızca, onu bir dar ağacına asmış, nefessiz kalmasını sağlayan halatı da çiçekler işe süslemişti.

Sözleri bunun kadar acı ve hissizceydi.

Bunu söylemek istememişti ama Zümra, onu fazlasıyla zorlamıştı. Lakin o da biliyordu, ne olursa olsun böyle bir cümle kurmaması gerektiğini.

Kapının izinsiz ve hırslı açılması ile ihtiyarda önce Adar, o tarafa döndü. Karşısında duran, korkusu bedenini kaplamış, gözleri refleks ile dört dönen Berzan, abisinin yüzüne baktı. Ne söyleyeceğini biliyor, nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Adar, fark etmiş olacak ki, "Ne oldu?" diye sordu. Bakışları birkaç saniye arkasında gözleri dolmuş Emin'e kaysa da, sonunda tekrardan Berzan'ın kaskat kesilmiş suratında sabitlenmişti.

"Abi..." diye mırıldandı Berzan. Adar'ın gözleri şüpheyle irileşti. O, bu cılız sesi, bu bakışı biliyordu. Tehlike vardı, hem de en sevdiklerinin yakınında.

"Uzatma!" diye bağırdı Adar, sakin olamazdı. Hele ki birine zarar gelme ihtimalini sezerken.

"Zümra ablam, Talha ile gitti. Yarım saat oldu ama hala ortada yoklar. En kötüsü arabadaki takip cihazının sinyali on dakika önce kesildi. En son Deliklitaş yakınlarında kalmış sinyal. Adamları yolladım ama polis ve ambulans orada olduğu için yaklaşamamışlar," dedi ama kafasını yerden bir kere dahi kaldırmamıştı.

Adar'ın, elindeki halatlar kopmuştu. Biri sevdiği kadının boynunda sallanmış, işi bitince de sahibinin kirli ellerine tekrardan kavuşmuştu.

O eller artık infaz eden halatları değil, sıcaklığını ruhunda hissettiren kadının ellerini istiyordu.

Bir hışımşla çıkmıştı evin içerisinden. Arabasına ne zaman bindiğinin kendi bile farkında değildi. Gaza yüklenen gücü tükenmeye hazır olan eserlerden biriydi. Nefes almak için camı indirip gözlerini irice açtı. Nefesini kontrol etmeye çalışıyorken bile aldığı nefesin içinde boğulacağını hissettiriyordu.

Tüm gücü bir anda bileklerinde toplanmışçasına direksiyona vurdu. Bir kere daha, bir kere daha ve bir kere daha. Ufak bir fısıltı döküldü iki dudağının arasından.

"Beni, nefessiz bırakma."

🌑🗝️

Okyanusun derin karanlığında kalmış iki kişi vardı. Biri nefes almaya çalışıyor, diğeri bedenini saran korkuyla ayakta durmaya çalışıyordu.

Adar, önünde duran patlamış arabaya sadece bakıyordu. Bakışlarında ifadesizlik, gözlerinde uçurumun ucunda intihar etmekten asla korkmayan bir gencin bakışları vardı. Oysa çok korkuyordu.

Nefes alamadı bir anda.

Boğazını kesmişlerdi ama kanı akmıyordu. Sevdiğini almışlardı ama ağlayamıyordu.

Gecenin İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin