1 - Bölüm

456K 10.2K 14K
                                    

' Kitap final olduktan sonra düzenlemeye alınacak, yazım hatalarından rahatsız olanların şimdi okumasını önermiyorum. '

İlk deneyimimin verdiği heyecanla yazdığım satırları okumaya Hoş Geldin!

Keyifli okumalar.

Başlangıç Tarihi -

🌕

- Gecenin İzi -

Pencerenin önünde duran ufak saksı yağmurdan dolayı rengini kaybetmiş, daha da koyu bir hal almıştı. Kış ayına girmiştik artık. Yağmur sesi... Bu ses omuzlarıma, zihnime yük olmayacak tek ses olmalıydı.

Yağmur damlaları yaprakların üzerine damlıyorken, yapraklar eğri bir hal alıp düşecek gibi duruyordu. Ama onlarda bizler gibi, tahmin ettiğimizi değil etmediğimizi yapıp su damlasını üzerinden atıp, eski halini almasını sağladı. Bu rüzgarın, senin gibi soluk bir yaprağı o ağacın dalında nefes almana izin vereceğini düşünmüyorum.

Zihnimde dönen bu karmaşayı kenara ittim.

Gözlerimin önünde duran kitabın kapağına baktım. Uçurtmalarına bakan iki erkek çocuk. Uçurtma Avcıları...

Bugüne kadar okuduğum en güzel kitap olabilirdi. Tek bir cümle aklımın ucunda kodlanmıştı.

"Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğiniz renge boyayamazsınız."

Ben ne renk olduğunu bilmeyen bir çocuktum. Hayır Zümra, artık çocuk değilsin.

Ne siyah, ne de beyaz olamayan çocuklardan biri olmuştum.

Tek isteğim geleceğimin beyaz ya da siyah olarak belirlenmesiydi. Geç de olsa bir renge sahip olmak istemek, bunca zaman ayakta durmama bahane oluyordu.

Ruhun penceresinden akan sıvı yavaşça bedenimi lekeliyordu. Görüş açım gün geçtikçe geriliyor ve beni çıkmaz bir sokağa sürüklüyordu. Bu her şeyi görüp, hiçbir şey yapamamak gibi bir şeydi.

Ve ben hayatımın tamamını bu kural ile yaşadım.

Her şeyi bil, ama hiçbir şey söyleme.

Biz, yani bu evdeki kurallar; her zaman sadık kalınan kurallardan biriydi.

İkinci kural her şeyden daha zordu.

Ağlama, ağlamak yasak!

Ne kadar sürecekti hiçbir fikrim yoktu. Bunu pek de düşündüğüm ve üzerine düştüğüm de söylenemezdi.

Pencerenin kenarlarındaki kahverengi ton gözlerimden daha da açık bir renge aitti. Cam, yağmur damlalarından dolayı dışarıyı gösteremeyecek bir kıvama gelmişti. Bu kıvam içimi huzursuz ediyordu. Birilerinin beni her an izlediğini düşünüp, rahatız oluyordum. Belki de babamın beni her saniye gözünün üzerinde tuttuğu için bu tarz panormal olayları kafamda kuruyordum.

Kitabımı elime alırken içinde duran fotoğrafı çıkardım. Ablam ve annem ile son kez çekilmiş ve son kez güldüğüm tek fotoğraf. Yapraklar yavaşça kapanırken araya sıkışan kurumuş yaprak tanesini fark ettim. Ne zaman koyduğuma dâir hiçbir fikrim yoktu ama çok güzel bir şekle sahip olduğu gayet belli oluyordu.

Kitabın sayfasına tekrardan yerleştirdiğim yaprağın ardından kitabı örttüm. Yatağımdan yavaşça doğrulamam ile ayaklarım zemine değmeden gök gürültüsü ile refleks ile tekrardan yatağımın üzerinde dizilerimi bağladım. Genel olarak her zaman şimşek çakardı ama bu sefer sanki Tanrı birine kızmıştı da, bütün öfkesini yeryüzüne yansıtıyormuş gibiydi.

Gecenin İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin