---- Yakşa'dan ---

Sita nın yanından hızlıca uzaklaşıp ormanın çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştım, biraz daha durmuş olsaydım muhtemelen onun o uzun dilini kesmek durumunda kalacaktım, bazen sabrımı fazlasıyla zorladığı oluyordu.

Asıl sorun o siktiğimin kurt adamlarıyla olan durumuyu, eğer gelmemiş olsaydım onu öldürebilirlerdi , Her ne kadar benim gücüm fazla olsa da sitanın da gücü bi o kadar dı o güçlü bir melezdi isteseydi onlara zarar verebilirdi fakat gözüme daha zayıf düşmüş gibi gelmişti, Aslında o an vaktim varken o 4 kurtadamı da öldürmeliydim, bunun pişmanlığı şuan fazlaca ağır basmıştı içime, nasıl olsa onları bulabilirim diye düşünürken dıştan bi şatoyu andıracak büyüklükteki malikaneme gelmiştim hava henüz kararmadığı için tüm vampirler uyuyor olmalıydı.

Büyük salona girdiğimde üzerimde ki deri ceketi çıkarıp masanın üzerine koymuştum, ileride kristal şişede duran viskiyi alıp bardak alma gereksinimi duymadan koltuğun üzerine oturup şişedeki viskiyi içmeye başladım, aklıma Sita ile olduğum zamanlar gelmişti, Dean'ın henüz olmadığı zamanlar...



-- Geçmiş 1800'lü yıllar Transilvanya --

Transilvanya vampir bakımından oldukça ünlü bir yerleşim yeriydi Kazıklı Bey dışında diğer vampirler şatolarda yaşama gereği duymazdı. Sita ve ben bana bağlı diğer vampirlerle birlikte dağlarda yaşamımızı sürdürüyorduk diğer vampirler gün ışığına çıkamadıkları için insanların dikkatini çekmemesi gerekiyordu, hemen hemen her gün bir ev ateşe veriliyordu ve vampirler kaçamadıkları için ya evin içerisinde yanarak ölüyorlar yada kendilerini dışarı attıkları için gün ışığında küle dönüşüyorlardı.

Kazıklı bey transilvanyanın prensi olduğu için bulunduğu şatoda kendi yarattığı vampirlerle yaşıyor insanlar korktuğu için şatonun olduğu bölgeye yanaşamıyorlardı.

Kendini benden güçlü sanan kimin yarattığı belli olmayan bu vampirden oldukça rahatsız olmaya başlamıştım, benim yarattığım vampirleri acımasız bir şekilde öldürmeye başlamış ve bana açık bir şekilde meydan okumuştu.

Gece olduğunda vampirler beslenmek için mağaradan uzaklaşmaya başladıklarında Sita ile birlikte mağarada kaldık, Sita üzerinde ki beyaz elbisesiyle karanlıkta mağara girişinden dışarıyı seyrediyordu, benim onu seyrettiğimden habersiz. Oturduğu yerden aniden kalktığında ters birşeyler olduğunu anlamam uzun sürmemişti,

Sita:" Yakşa ! Burada birileri var, Kokuları yabancı."

Sita hafif kısık çıkan sesisle konuştuğunda hızla yanına gidip kolundan tuttuğum gibi arkama çektim, Yabancı kokuları almıştım bile.. Karanlıkta etrafı incelerken gözlerimi kapatıp rüzgarın sesini dinlemeye başladım, yaprakların çarpma sesinden ve aşırı hızdan rüzgarın uğuldaması kulaklarımı doldurduğunda gelenlerin kalabalık olduğunu anladım, benimle baş edemezlerdi fakat sita yı hiç bir şekilde tehlikeye sokmak istemiyordum, arkamı dönüp:

Yakşa:" Buradan hemen uzaklaşıyorsun, zaman yok."

Sita:" Seni yalnız bırakmam, bizden güçlü değiller."

Yakşa:" Sita, birazdan burada olacaklar. Git."

Sita:" Gitmeyeceğimi biliyorsun, birlikte halledeceğiz, her zaman ki gibi."

Bu ani çıkışı şaşırmama aynı zamanda gülümsememe neden olmuştu, arkamdan çıkıp yanıma gelmiş tırnaklarını çıkarmıştı bile, vampirler hızlarını kesmiş mağara girişine doğru yürüyorlardı, oldukça kalabalık bir grup vampir vardı ve bunlar benim için hiç birşeydi. Mağara girişinde görünmeye başladıklarında girişte durmuşlardı, onların konuşmalarına fırsat vermeden ben konuşmaya başladım,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Melez PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin