57. bölüm

294 19 10
                                    

Yayın tarihi
26 Haziran 2022
Pazar







Koşarak hastaneye gittim. Cidden bugün şans benimleydi.

Felix kapıda duruyordu.

"Feliix!!!" Diye bağırdım.

Hemen döndü. Koşarak yanıma geldi. Gelmesiyle yorgunlukla kendimi bıraktım. Hemen tuttu. "Sedye getirin" diye bağırdı.

"Hanuel ver Yeontan'ı. İyimisin? Ne oldu?"

Derin derin solurken bir yandan da nefes alamadığım için oksuruyordum.

"Yeontan'ı bırakma. Ona zarar gelmesin."

"Tamam. Tamam ver onu bana." Başta tamam derken şokla kekelemişti.

Yeontan'ı başka birine verdi beni kucağına alıp gelen sedyeye yatırdı.

Hastaneye girdik.

***

Şimdi onunla arabada onun evine gidiyordum.

Korkuyordum.

Sadece tek bildiğim bir doktor olmasıydı.

Kötü günlerimde yanımda olmuştu. En azından guvenebilcegim biri diye düşünüyordum.

Bir süre sonra onun evine geldiğimi anladım. Arabadan indik.

Bahçe kapısını açıp içeri girdi. Bende arkasından onu izliyordum. Sorun şu ki Yeontan hiç garipsememişti burayı. Bu da demek oluyor ki daha önceden Tae sürekli burdaydı.

Kapıya doğru ilerlerken birden kırmızı uzun saçlı, uzun boylu bir çocuk Felix'in üstüne atladı.

"HYUNG!"

Diye bağıran Felix'i umursamadan saçlarını karıştırdı.

"Sonunda geldin velet! Nerelerdeydin?"

"Hastaneydim! Nerde olabilirim başka?!"

Gülerek onları izliyordum. Cidden çok tatlılardı.

Kırmızılı bana döndü.

"Bu kim?"

"İçeri geçelim anlatıcam. Bakalım o zaman sululuk yapıcan mı?"

Gülmeye başladım. Kırmızı çocuk anlamadan baktı. Elini omzuma atıp çekti. "Bence kötü biri değil fazla masum duruyor."

"Ya ya ne demezsin."

Felix kapıyı açtı ve içeri girdik.

Girmemle yüzüme erkek parfümü çarpması bir oldu.

Güzel bir kokuydu ama ben alışık olmadığım için öksurdum.

İçeri geçtik. Felix'in köpeği koşarak geldi. Bende Yeontanın tasmasını açtım. Koşarak verendadan dışarı çıktılar.

"Sen kimsin?" Dedi içlerinden biri.

"Hemen tanıtıyım onu. Tae hyungun yanında kalan o kız Kim Hanuel."

Gözlerim kırmızılı çocuğa çarptı dehşetle bana bakıyordu.

"Sen geldiğinden beri yargı dağıtan kızsın?!"

Ayağa kalktım. Gülümsedim.

"Aslında sadece ailemden kaçmaya calışan biriydim. Şimdi ise ne ailem kaldı ne yuvam."

"Neden?"

"Felix anlatır sonra. Ee tanısmicak mıyız? Kırmızılı diye kalıcak yoksa senin adın bende."

Hemen ayağa kalktı. Abi niye bu kadar tatlı bişey bu.

"Ben Hyunjin."

"Felix'in hep şikayet ettiği hyungu."

"Ta kendisi."

Gülümsedim.

"Ben Bang Chan. Cris de diyebilirsin. Bu veletlerin en büyüğüm."

"Kaclısın ki?"

"97 ki."

"O yaşlı hyung."

"Öyle demeyin. Aa. Jungkook ile yaşıt. "

"Ben Changbin."

"Vay karizma."

Gülerek "sende karizma." Dedi.

"Ben Lee Know."

"Sanki birazdan dovucekmiş gibi bakıyorsun." Gülmeye başladı.

Hepsiyle böylece tanışmış oldum.

Akşam yemeği için yardım ettiğimde hep beraber sofraya oturduk.

"Ne zamana kadar kalıcaksın?" Diye sordu Seungmin.

"Yarın yada ondan sonraki gün gitmeyi planlıyorum. Amerika'ya gidicem. Burda pek kalmak istemiyorum. İşlerimi ordan daha rahat hallederim."

"Bu kadar kısamı?" Diye sürat astı Felix.

"Ay sen üzüldün mu?" Diye bir yandan yanağını sıkan Hyunjini izleyip gülüyordum.

"Mecbur. Jungkook'u biliyorsun."

"Biliyorum."

Bu sırada telefon çaldı. Felix kalkıp baktığında "Jungkook arıyor Hanuel." dedi. Hemen yerimden sıcradım.

"Ne diyor aç."

Bir süre konuştuktan sonra Felix bana döndü.

"Buraya geliyormuş."

"O zaman düşündüğünüzden erken gidiyorum."

Hemen ellerimi yıkadım. Yeontan'ın tasmasını taktım.

Arka kapıdan cıkmak için hareketlendim.

"Hepizinize teşekkür ederim çocuklar gerçekten mükemmel bir yemekti. Bir daha tekrarlayalım."

"İyide birşey yemedin ki."

Chan'a baktım.

"Olsun alışkınım zaten. Görüşmek üzere."

Hemen çıktım. Bahçeden de çıkıp yürümeye başladım. Bu sırada bir araba Felix'in evinin önünde durdu.

Yürüyüş temposunu arttırdım. Ama aynı tempoda yürümeye devam ettim.

En azından böyle fark etmezdi.

Yeni bölümle MERHABA MİLLET.

Bir bölümün de sonuna geldik.

Sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın 💜💜💜

Hadi eyw 💜

Mafia (JJK)Where stories live. Discover now