21. Bölüm

490 28 15
                                    

Bu kötü dünyadan bir kötü daha eksildi. Babam ölmüştü nasıl mı oldu?

Taehyung'a istediğini yap dedim ve depodan çıktım. Geldiğimde Tae tüm hıncını, kinini, nefretini, sinirlerini o iğrenç bedenden çıkarmıştı.

Depoya girdiğimde elleri kan içindeydi. Üstüne hep kanlar sıçramıştı. Bana bakışı ise oturup ağlamamı sağlıcak türdendi.

"Öldü mü o?"

"Öldü artık kurtuldun."

Tae'nin yanına gitmiş hemen tuvalete sokmuştum. Ellerini temizledikten sonra ordan çıktık. Hepimiz arabaya bindiğinizde Alex'in gözlerini bağladım.

Eve varana kadar kimse konuşmamıştı öyle ki Tae arabayı bile surememişti. Derin düşünceler içindeydi.

Eve geldik. Tae hemen odasına gitti. Bende Alex'i alıp odama gittim. Jungkook ne yaptı hiçbir fikrim yoktu.

Duş alıp üstümü giydim aşağıya indim. Sonra ani bir kararla Tae'nin odasına uçtum.

Odaya girdiğimde yatağında öylece uzanıyordu.

Sonrası zaten meçhul.

Şimdide hep beraber kahvaltı ediyorduk. Kimseden ses soluk çıkmıyordu. Alex'in isteği üzerine bir tane mezar yaptık kuytu köşeye içinede babamın bedenini bıraktılar. Üstünü toprakla örtüler. Ben de eninde sonunda gideceğim yere babamı uğurlamıştım.

***

Aradan hemen hemen 1 hafta geçmişti. Bu süreçte ben genellikle Tae ile birlikteydim ilk defa onu böyle görüyordum. Dalgındı, sürekli uyuyordu, bişeyler düşünüyordu. Hatta belkide korkuyordu.

Olabildiğince ben onun yanında olmak için çabalarken Jungkookta aynı şeyi Alex'e uyarlıyordu.

Eh ne denir ki.

Tae uyuduktan sonra aşağıya indim. Jungkook salonda yorgun bir şekilde uzanıyordu. Bardaklara içicek bişeyler koydum. Yanına gittim. Bardağı uzattım kapalı gözlerini açtı.

Elimden bardağı aldı hafifçe güldüğünü fark ettim.

"Ne sırıtıyorsun Bay Jeon."

"Ah hadi ama hala 'Bay Jeon' diyorsun."

Omuz silktiğimi fark edince

"Şaşırdım doğrusu içicek getirmene "dedi.

Güldüm. "Yorgun gözüküyordun bende getiriyim dedim."

Elindeki bardağı önümüzdeki masaya bıraktı. Kafasını elleri arasına aldı. Derin bir iç çekti.

"Alex.."

Dedikten sonra bana döndü. Ne dicek diye merakla bakıyordum suratına.

"Cidden kendini toparlayamıyor. Ne yapıcam bilmiyorum. Yardım et bana."

Ona baktım.

"Farkındayım Jeon. Sadece Alex değil Tae'de kötü durumda kimi öldürürse öldürsün asla umursamayan adam odasından dışarı adım atmıyor gece uykusunda sayıklıyor. Ne yapıcam inan bilmiyorum."

Çaresizce bana bakmaya devam etti. Derin bir iç çektim. Elimdeki bardağı ağzıma götürdüm. Geriye yaslandım.

Jungkook'ta aynı şeyi yapınca gözlerimi açıp tavanı izlemeye başladım. Yukarıdan Tae'nin sesini duymamla ayağa kalkmam bir oldu.

Yukarıya doğru ilerlemeye başladım. Merdivenlerden yukarıya çıkıp odasına yöneldim.

Kapıyı açtım , ışıkları yaktım.

"Tae iyimisin ne oldu?"

"İyiyim sadece ayağımı vurdum."

Gözlerimle onu tekrar incelegimde iyi olduğunu fark ettim.

"Hadi Tae kalk aşağıya inelim. Sıcak çikolata yapim sana."

Gözlerini bana dikti. Yavaşça doğruldu. Ama canı acıyormuş gibi geri uzandı.

Jungkook Tae'nin yanına gitti. Kolundan tutup kaldırdı. Aşağıya indik.
Jungkook Taehyung'u koltuğa bıraktı bende mutfağa gidip sütü ocağa koydum. İçeri gidip bardakları aldım.

Onları makinaya attım. Bu sırada süt kaynamıştı. Bardaklara doldurdum alıp içeri gittim.

Tae çok yorgun bir şekilde bardağa uzandı. Bardağı alıp dudaklarının arasına aldı.

"İyimisin Tae?" diye Jungkook sorusunu yöneltti.

"İyiyim Jungkook ve bana hyung de askerlik arkadaşı mıyım senin?"

"Aman ne uzattım ya sende."

Aralarında tatlı bir şekilde atıştılar. Gülümseyerek onlara döndüm.

"Tae cidden emin misin hasta görünüyorsun ve ben korkuyorum."

Tae bana döndü. Gözlerimin içine bakarak "iyiyim Hanuel artık açmayın şu konuyu" dedi.

Kafamı salladım. Televizyona baktım. Film açtım. Beraber izlemeye başladık.

Evet bitti az önce sanırım bir okurum güzel bir gelişme yazmıştı ama inanın aklımdaki o değildi. Şimdide artık hikayeye geçmeye karar verdim. Ki zamanıda gelmişti

Bugünden sonraki bölümlerde olaylar baslıcak aklımdaki döngü tamamen bitti. Farklı bir şekilde ilerlicek.

Neyse hepinizi seviyorum bb

Mafia (JJK)Where stories live. Discover now