19. Bölüm

483 31 14
                                    

Medya(つ≧▽≦)つ

Yayın tarihi

27 Ağustos Cuma



Jungkook bardağı ağzımdan çekti. Önümüzdeki küçük masaya koydu.

"Evet, çocuklar ne oldu iyimisiniz?"

Tae ona döndü herşeyi anlattı. Son sözünü söylediğinde Jimin hyung gülmekten ölüyordu.

"Uyumaya gidiyorum." diyerek ayağa kalktım. Benimle beraber Alex'te kalktı. Yukarı çıktık. Alex'i nerde yatırcağımı düşünüyordum. En iyisi onu kendi odamda yatırıp Tae'nin yanına gitmekti. Odayı biraz ayarladım. Önemleri şeyleri kasaya koydum. Sonrada onu odaya soktum. Kıyafet falan verdim. Oda yatağa girdi ve yattı.

Aşağıya indim. Kimse yoktu. Mutfağa gittim su içip geri odama döndüm. Üstüme şort ve t-shirt geçirip Tae'nin odasına yöneldim. Yatakta uyuyordu. Jimin hyung ile Jungkook beraber uyucaktı. (Lan ben taekookcuyum lan ne oluyo.) Yatağa girdim. Yanındaki kişiye sıkıca sarıldım. Sırtı bana dönüktu. Tek sıkıntı Tae gibi bir vücutu yoktu. Tae'nin vücudu birazdaha yumuşaktı. Jimin hyung zaten incecikti. Jungkook mu bu diye düşünmeye başladım. Ama Tae de spor yapıyordu hani.

Ben niye daldım buna?

Yinede umursamadım. Sonra sarıldığım kişi bana döndü. Sıkıca sarıldı. Evet evet bu Jungkooktu ama umrumda değildi. Belliki onunda pek umrunda değildi.

"Neden geldin?"

Diye sordu.

Bişey diyimmi?

Sesi çok erkeksi ve güzel sabaha kadar dinliyebilirim.

Gine saçmalayan iç sesim aldanmayın ona.

"Uyu Jeon."

"Tamam."

Sıkıca sarıldı. Bende gözlerimi kapattım ve uyudum.

***

Sabah alarmın sesi ile kalktım. Ben kalkınca Jungkook arkasını döndü ve uyumaya devam etti.

Bir dakika?

Akşam ben Jungkook ile mi uyudum?

Ne?!

Hızlıca yerimden kalktım. Odama gittim. Alex'te uyanmış ortalığa bakıyordu.

"Hadi kalk işimiz var madem benlesin. Bugün babanı ödurecem." (Bu nasıl cümle?)

Yataktan fırlayıp yanıma geldi. Kolumu çekiştirerek;

"Yapma lütfen öldürme,"diye yalvarmaya başladı.

Umursamadan kıyafetleri dolaptan çıkardım. Alex'e de verdim. Üstümü değiştirmek için tuvalete girdim. Giyindikten sonra kahvaltı için aşağıya indim. Soobin güzel bir sofra kurmuştu.

Jungkook dışında herkes buradaydı.

"Aish! Nerde şu çocuk?" diye kızdı Jimin hyung.

"Ben bakayım." diyip Alex kalktı.

Hemen hemen 10 dakika geçmişti. Jimin hyungun kuralına göre herkes sofraya gelmiş olması lazım yemek yemek için ama bunlar hala ortada yoktu.

Sinirle ayağa kalktım. Yukarıya yöneldim. Tae'nin odasına hayvan gibi girdim.

"Nerdes- NE OLUYOR?!"

Evet evet saçma gelicek ama öpüşüyorlardı.

Alex hemen Jungkook'u ittirdi. Yataktan kalktı aşağıya indi.

Sinirle Jungkook'a döndüm.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Ne yapmışım?"

"Kes sesini ukala bide ne yapmışım diye soruyor! Pis herif. Aşağıya in yemek hazır iki saattir sizi bekliyoruz da siz çoktan yemeği fırana atmışsınız."

Ne saçmalıyorum ben. Arkamı döndüm. Biraz nefes aldıktan sonra önüme döndüm.

Döner dönmez Jungkook'un suratıma eğilmiş yüzünü görmemle geriledim. İttirip aşağıya indim.

Masaya oturdum. Oda geldi.

"Nerdesiniz siz?" Diye kızmaya başladı Jimin hyung ki haklıydı da.

Alex kafasını kaldırıp "bir türlü kalkmadı. Ona yastık atıncada karşılık verip yastık savaşı yaptık. Üzgünüm geç kaldık. Özür dilerim"dedi. Şok içeresinde ağzım o şeklini almış duruyordu.

Tae "Hanuel yemeğini ye hadi ne far görmüş tavşan gibi bakıyorsun?"

Gözlerim Tae'yi buldu. Sıcak gülümsemesini sundu. Bende yemeğine döndüm.

Kısa ve çok bekleten bölüm oldu. Of sürekli aynı şey bir türlü bölümleri düzene sokamadım gitti. Neyse sizleri çok seviyorum.

Mafia (JJK)Where stories live. Discover now