34. Bölüm

358 27 1
                                    

Yayın tarihi

13 Aralık 2021









Ben yere uzanıp kumandaları elime aldım. Film açtım. Zaten şu anda hiçbiri konuşmazdı.

Filmin yarısında kapı tıklandı ve içeri Minji girdi. Elindeki dosya ile Hanuele yaklaşınca Hanuel onuda alıp odadan çıktı.

Hanuel*

Minji gelince odadan çıktım. Bir mesele vardı büyük ihtimalle. Yoksa cağırmaz kendisi çözerdi.

"Efendim. İşini bitiriceğimiz şirketin alt mafya çetesi varmış. Üstelik kalabalıkmış. Ne yapalım devam edelim mi?"

"Önce ne kadar bir kalabalıktam söz ediyorsun?"

"Bizim yarımız kadar."

"Peki onları çökerttiğimizde ne kadar bir gelir olucak?"

"Bizi baya etkiler. Maddi açıdan tam olarak bir para miktarı yok. Ama şua varki cidden büyük bir şirket ve çökerse büyük bir gelir olur."

"Bizim ve onların silah durumu nasıl?"

"Biliyorsunuz. Silah olarak cidden üstünüz onlardan. Ama onlarda kötü değiller."

Dosya baktıktan sonra kafamı kaldırıp Minjiyi inceledim.

"Senin fikrin ne?"

"Bence Bay Jeon bu konuda yardım edeb-"

Minjinin sözünü kesen şey Jungkook'tu.

"Hanuel buraya gel."

Kafamı ona çevirdim.

"Kormusun Jeon işim var sonra."

Sonra tekrar Minjiye döndüm.

"Devam et Minjin."

"Ba-"

Bu sefer Minji tepetaklak oldu.

Hayır.

Dur.

Ben tepetaklak olmuşum. Jungkook'un omzunda duruyordum.

"Lan?!"

"Lan deme."

Elimi sırtına vurdum.

"Bıraksana?!"

"Bundan sonra ben çağırdığımda gelmezesen böyle kucağıma alırım."

"Yok ya! Nedenmiş o?"

"Keyfimin kâhyası öyle istiyor da ondan."

"Senin keyfinin kâhyasını si-"

Kendimi koltukta buldum. Cümlemin devamını getirmedim çünkü bakışları korkutuyordu. Üstelik Jimin hyungta burdaydı.

"Ne dicektn sen?"

"Hiç bişey."

Jungkook yanıma oturdu. Hemen Jimin hyungun karşısına dikildim.

"Hyung problem var. İşler için bu seferki şirket cidden büyük ve atl mafyaya sahip. Adamları bizim yarımız. Bildiğim kadarıyla baştaki adam sert ve kaba."

"Biliyorum. Başka bir mafyada lazım bize. Bu konuda ise bizden bir üst yani her mafyanın korkulu rüyası onla giriyor devreye."

Hyung'un karşısında ki masaya oturdum.

"Kim bu adam? Tae de bahsediyordu. Siz bile bilmiyorsunuz. Ben nasıl bulucam."

Jimin hyungun gözleri benden Jungkook'a kaydı. Sonra tekrar bana döndü.

"Minji Jeon'un yardım edebileceğini söyledi. Ne demek oluyor bu?"

"Bir zamanlar bende mafyaydım. Şimdi ise değilim."

Gözlerim Jungkook'a döndü.

"Ya ya kesin. Şimdi herkesin korktuğu mafyada çıkarsın sen. Wattpad dünyası gibi."

Gülüp önüne döndü. İçimden sövmek ile meşguldum. Ama yan profilini ovuyordum.

Odun ama yakışıklı adam!?

Ne diyom aq?

Jimin hyung ayağa kalkınca bende kalktım.

"Depoya gidicem. Sen eve git Hanuel. Alex ile akşam yemeği yapın. Benim Jungkook ile depoda işim var."

"Afedersin de özel aşcın mı var burda?"

Diyip yerime oturdum.

Önüme oturup " Hadi ama senin yemeklerinden uzun zamandır yemedim. Yapta yiyelim."

Sert gözlerimi ona çevirdim. "Tamam. Gidin. Benimde Alex ile işim vardı. Tam oldu."

Gülümseyip yanağıma öpücük kondurdu. Ayağa kalıp Jungkook'u da alıp gitti. Yanda oturan Yeontana baktım. Onuda kucağıma aldım.

Çıkmadan önce Minjiye ne yapılacağını ne yapılmicağını Jimin hyunga anlatmasını istedim.

Eve gitmek için arabama binicektim ama sorun şu ki arabamın bulunduğu yerde in cin top oynuyordu.

Hemen telefona sarıldım. Jimin hyung'u aradam.

"Hyung arabamı siz mi aladınız?"

"Evet. Ben aldım. Şoföre soyle seni eve bıraksın tek gitme."

"Yok artık. İsterseniz agzımada yemek verin boğulurum belki!"

"Olur"

Telefonu yüzüne kapattım. Arkasından şoförden arabayı alıp eve gittim. Yeontanı yere bırakıp kotkuğa oturdum.

Sonrada Alex içeri girdi. Gülümseyip oturdu.

"Alex, hadi gel akşam yemeği yapıcaz."

Gözleri kocaman oldu. Onunla zaman geçirmiyordum ve bundan nefret ettiğimid biliyordu.

"Yemek mi? Beraber mi?"

Ayağa kalktım.

Gülümseyerek  "Evet niye şaşırdın? Hem biraz vakit geciririz."

Ellerini cırptı. Niye bu kadar sevindi bilmiyorum ama koşarak mutfağa gitti.

Gerekli şeyleri çıkardık ve beraber yapmaya başladık.

***
Yemeklerin pişmesini beklerken Alex'e sorumu sordum.

"Alex sen Jeona karşı bişey hissediyor musun?"

"Aslında doğruyu söylemek gerekirse ona karşı bişey hissetmiyorum. Tek istediğim seni kışkırtmaktı ama şimdi öyle bir amacım yok. Hatta bence siz ikiniz çıkmalısınız çünkü yakışıyorsunuz."

Gülümseyerek söylediği cümleyi düşünüyordum.

***

Sofrayı kurduğumuzda medya kapı  çaldı. Gidip kapıyı açtım. Gülümseyerek "Hoşgeldiniz" dediğimde Jimin hyung gülmeye başladı.

"Hayret sen ev hanımlığını iyice benimsedin galiba demezdin ne oldu?"

Gözlerimi devirdim. "Bişey söyleyende kabahat."

İçeri gecinde onlarda peşimden geldi. Hemen sofraya oturdular.

Baya acıkmış olmalılarki anında yemeğe gömüldüler. Alex mutfaktan gelince bende başladım.

***

Salonda oturuyorduk. Herkes sessizdi. Az önce Jimin hyung'un söyledikleri korkutucuydu. Koskoca ülkede tek başıma kalmak korkutuyordu.

Hemen sormayın ne olduğunu anlatıyorum.

Yemekleri yedikten sonra sofrayı kaldırdık. Sonrada salona oturduk.

Kısa bir sessizlikten sonra Jimin hyung "Önemli bir haberim var."

Geç oldu. Üzgünüm anca yazdım. İyi okumalar.

Sizi seviyorum. Sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın 💜💜💜

Mafia (JJK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin