LÜZUMSUZ SAVAŞ (3)

33. Bölüm

Günler, haftalar hızla birbirini kovalarken aralarında bir gelişme olmaması Yalçın'ın sinirini bozuyordu. Bir iyilerdi bir kötülerdi. Sevgili olmadan önceki dönemdeki gibiydi yani. Yalçın sürekli sevişmek istiyordu. Ama bunun sebebi eski günlerinde duyduğu amansız özlemden değildi. Sevişirken hiçbir şey olmamış gibi olabiliyorlardı. O anlar hiç bitmesin isityordu. Nurdan'la istediği ve hep özlediği yakınlıkta sorunsuzca takılabiliyordu.

Dizinin hazırlık süreçleri neredeyse başlamıştı ve Nurdan hala hiçbir detayı bilmiyordu. Ne Netflix disizi olduğunu, ne de Sema'nın da asıl ekipte olduğunu... Öğrendiğinde kıyamet kopacaktı muhtemelen. Aslında söylemek istiyordu artık ama bir türlü nereden başlayarak söyleyeceğini bilemiyordu. Nurdan da pek konuşmuyordu bu konu hakkında. Çünkü en başta ona "Bu yıl çalışmayacağım, seninle beraber kalıp Deniz'e bakmana yardımcı olacağım," demişti. Şimdi bir teklifi kabul etmiş olması Nurdan'ı baştan hayal kırıklığına uğratmıştı. Aslında bir bilseydi teklifin ne kadar değerli olduğunu şimdi böyle umursamaz olmazdı belki.

Oturduğu yerde dalgın dalgın dışarı bakarak kalemini çevirirken, tepesinde beliren bir gölgeyle başını kaldırdı. Selin yanına bir sandalye çekip oturunca ona gülümsedi.

"Hayırdır pek düşüncelisin bugün yine? Ama içimden bir ses kurguyla ilgili bir şey düşünmediğini söylüyor?"

Yalçın olumsuz anlamda başını salladı. "Biraz uykusuzluk, biraz kafa karışıklığı sadece."

Selin gözlerini kısarak inceler gibi baktı Yalçın'a. "Evlilik sorunları bakışı bu, bilirim ben bunu. Konuşmak istemiyorum ama büyük sorunlarım var ifadesi var gözlerinde."

Yalçın yine zoraki bir şekilde gülümsedi. Selin daha önce evlenip boşanmıştı. Her fırsatta evliliğin ne kadar gereksiz bir şey olduğunu dile getirmekten çekinmezdi. İki yıl önce olsa Yalçın ona tüm kalbiyle katılacakken, bugün pek katılmıyordu. Evlilik aslında güzeldi. Ama iyi bakmasını biliyorsan güzeldi.

"Büyük sorunlarım yok, klasik sorunlarım var. Ben çalışıyorum ve o çalışmıyor. Haliyle tansiyon yükseliyor biraz. Bir de Nurdan'ın sosyal medyadaki sonsuz popülerliği beni çok zorluyor. Uğraşmasını istemediğim şeylerle uğraşıyor sürekli."

"Influencer eşin olması güzel bir şey sanıyordum ben. Onun popülerliğinden faydalanmanız gerekiyordu."

Yalçın içinden bu duruma küfürler ederken "Valla bana hiçbir yararı yok," dedi. 'Sadece elalemle uğraşıyoruz, sürekli yazıyorlar falan' diye ekledi içinden.

Selin birden ciddileşerek bacak bacak üstüne attı ve dikkatle Yalçın'a baktı. "Ben senin asla evlenmeyeceğini düşünüyordum. Muhtemelen geri kalan tüm insanlık da benimle aynı düşünceyi paylaşıyor. Sen nasıl oldu da evlendin? Bir de hemen çocuk sahibi oldunuz falan? Yoksa evlenmeden mi hamile kaldı?" diye sordu merakla. Ağzını arar gibi bir hali yoktu. Cidden bu ayrıntı yeni aklına gelmiş de merak etmiş gibi soruyordu.

Yalçın bir süre itiraf edip etmeme arasında kalsa da artık bunlardan bir zarar gelmeyeceğine kanaat getirerek "Biraz öyle oldu," diye itiraf etti. Selin eski arkadaşı sayılırdı. Aynı sektördenlerdi ve yıllardır yüz yüze bakıyorlardı. "Evlenmeden hamile kaldı ama hamile kaldığı için de evlendiğimiz söylenemez. Ben Nurdan'la evlenmeyi zaten istiyordum. Ya da evlenmek bir yana, onun benim için o kadın olduğunu en başından beri biliyordum."

"Vaay! Senden böyle romantik şeyler duymak çok değişikmiş."

"Ben herkese romantik şeyler söylerim. Ama onun bendeki yeri başka tabii."

"Umarım sorunlarınızı çözersiniz." Selin ayaklanırken Sema da çalıştıkları odaya elinde üç tane Starbucks kahvesiyle girdi. "Size kahve aldım! Bir de güzel bir haber getirdim!"