21. Bölüm

1.9K 230 2
                                    

"Siz ikiniz ne kaynatıyorsunuz orada fısır fısır?"

Kerim'in sesini duyan Yalçın ve Engin aynı anda ondan yana dönüp baktılar. Yalçın hızla kafasının içinde söyleyeceği yalanı seçmeye çalışırken ondan daha panik halde görünen Engin "Hiiç! İş güç konuşuyoruz," diye geniş bir cevap verince Yalçın başını kaldırıp gözlerini belerterek ona bkatı. Bula bula bu yalanı mı bulmuştu?

Kerim, Arda, Batu ve Onur bu açıklamaya gülerken, Kerim "İş konuşuyorlarmışmış... hiç bizle alakalı bir şey değildir o zaman!" diye alay etti.

Engin biraz daha özgüvenli bir halde pozisyon aldı. "Yalçın'ın senaryosunu konuşuyoruz, şu bağımsız film projesi. Senaryo neredeyse bitmek üzereymiş, filmi de ben çekeceğim, malum. Sizi projeye neresinden dahil ederiz ya da sizi dahil etmeyeceğimizi size nasıl söyleriz onu düşünüyorduk." Engin'in sözleri bir anda tüm yüzlerin asılmasına neden olurken, Yalçın'ın suratı aydınlandı hemen. Keyifle arkadaşlarına doğru döndü. Engin yalanı güzel cilalamıştı şimdi.

Tabii sohbet konusunun bununla uzaktan yakından alakası yoktu. Nurdan'ı konuşuyorlardı. Yalçın'ın nasıl dünyanın en mutlu insanı olduğunu, Nurdan'ın ne kadar saf bir kadın olduğunu, önümüzdeki hafta uzun bir aradan sonra ilk kez bir sevgilisiyle beraber bir şeyler yapacağını, birkaç ufak detayla seks hayatlarının nasıl olduğunu—Nurdan'ın bakire olduğunu Engin'e tabii ki söylememişti—falan konuşuyorlardı.

"Peki kardeşim. Peki öyle olsun. Paranız bittiğinde gelmeyin ama sakın," dedi Kerim imalı imalı.

Yalçın omuz silkti. "Kendi prodüktörüm olurum kardeş, sıkıntı yok. Düşük bütçeli film bu, sanat filmi."

Kısa süreli sesssizlik anından sonra Arda sordu. Rahat rahat içki içebildiği nadir anlardandı. "Ya bir dahaki buluşmada film gecesi mi yapsak bizde? Evde yayılır film izleriz."

"Diyordu hamile karısını yalnız bıramak istemeyen Damat Ferit!" diye dalga geçti Batu. Arda elinin tersiyle ona vururken gülüyordu.

"Olur uyar valla, bayadır onu da yapmıyoruz. Kışın da iyi gider hem. Ya ben hala anlamadım nasıl bu kadar kolay yaptınız bu işi. Ben hala Selen'e spesifik olarak bir şey yaptıramıyorum. Korunmadan beraber olmaya bile zor ikna ettim," diye isyan etti Kerim.

"E Selen daha çok genç. Üniversiteden bile yeni mezun oldu kız. Elif ondan birkaç yaş büyük, bence onun etkisi de vardır. Onun bu kadar erken bu fikre sıcak baktığına dua et sen," dedi Onur.

"Ben anlamıyorum sizdeki bu çocuk sevdasını da. Baba olacaksınız da ne olacak? Başınız göğe mi erecek? Kendinizde baba olacak ışığı görebiliyor musnuz sahiden de?" diye sordu Yalçın hayretle bakarken arkadaşlarına.

Arda arkasına yaslanmış rahat bir pozisyonda içkisini içerken "Görüyorum tabii! Niye görmeyeceğim? Mis gibi baba olur benden," dedi gevşek gevşek. Yalçın onu iki saniyeliğine baştan ayağa süzdü. Ne örnek baba olurdu ama ondan!

"Oğlum herkes baba olmayı anasının karnında öğrenmiyor zaten. Zamanla öğreniyorsun işte. Sen de fazla karamsarsın," dedi Batu Yalçın'a.

Yalçın bir yanıt vermedi. Sessizce içkisinden içip kuruyemişlerden yemeye devam etti.

"Asıl benim bir maruzatım var, benim o küçük çakal kardeşimin bir sevgilisi var galiba. Bu aralar iyice tuhaflaştı. Mesajlarıma geç cevap veriyor, bazen hiç vermiyor. Telefonu elinden düşmüyor, aptal aptal sırıtıyor. Eskiden o korkunç evine gitmemem için her şeyi yapardı. Şimdi yalnız yaşamaya başladı daha sık giderim diyordum, eskisinden daha az görüyorum kızı. Sürekli çalışıyorum deyip deyip duruyor."

LÜZUMSUZ SAVAŞ (3)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon