7. Bölüm

2K 258 5
                                    

Kapıyı açarken elleri titriyordu. Bunu nasıl kabul ettiğine hala akıl sır erdiremiyordu ama etmişti işte! Sabah tatil için hazırladığı çantayı almayı unutmuştu evde. Gece de dışarı çıkacakları için eve dönme fırsatı bir daha olmayacaktı. Yarın sabah Batu'nun evinden alana geçecekler diye planlamışlardı. Evden çantasını almaya ne yazık ki Yalçın'la gelmişti. İş çıkışı Yalçın böyle bir teklifte bulunmuştu. "Bavulun bende kalsın, yarın sabah da ben getiririm. Sen gece direkt Batu'ya geçersin," demişti. Nurdan kafası bulanmış bir halde kabul etmek zorunda kalmıştı bu teklifi. İlk yurtdışına çıkışı olacaktı ve onda da bırak pasaportunu unutmayı, komple valizini unutmuştu!

"Bak sen keşke gelmeseydin yukarı, ben indirirdim hemen çantamı."

Yalçın muzip muzip güldü. "Odanı görmemi mi istemiyorsun, itiraf et, çok dağınıksın değil mi?"

"Hayır odam umurumda değil. Marina'dan korkuyorum."

Yalçın gülerek gözlerini devirdi. "Hadi, hızlıca toparlanalım da çıkalım Nurdan. Daha mekana geçeceğiz."

Nurdan oflaya oflaya kapıyı açtı. Klasik bir Cuma akşamı olarak ev yine hareketliydi. Kızların hepsi bir yerlere gitmek için hazırlanıyorlardı. Müzik sesine, Rusça edilen sohbet karışıyordu.

"Ev ev değil, mülteci kampı, şu ortama bak ya," diye mırıldandı Yalçın koridordaki K-Pop grubu afişinin yanında gördüğü Moskova tablosundan sonra.

"Gel gel hadi."

"Nurdyyy! Sen mi geldin?" diye seslenen Miça'yı duyunca kapısının önünde durmak zorunda kaldı Nurdan. Kilidi açtı.

"Evet Miça, valizimi alıp çıkacağım, sabah almadan çıkmışım."

Miça odasından kafasını uzatınca Yalçın'ı gördü. Gülümsemesi yüzünde büyüdü. "Merhaba! Sen Yalçın olmalısın?"

Yalçın karşısındaki anime karakteri gibi kızın tatlılığına karşı koyamayarak kocaman gülümsedi. "Evet. Ben seni biliyorum Miça. Nurdan senden çokça bahsediyor."

"Memnun oldum," diyerek elini uzattı Miça. Yalçın onunla tokalaşırken Ayşe'nin odasından Marina ve Ayşe çıktılar. Marina'nın üzerindeki kıyafet Nurdan'ı öksürük krizine sokarken, Miça'yı da şaşkınlığa uğrattı. Hala alışamamışlardı. Sanki gün geçtikçe daha fena oluyordu bu kız.

Yalçın'sa gözlerini alamadan bakakalmıştı Marina'ya. Cidden Nurdan'ın dediği kadar vardı. Hatunun bakışları yetiyordu niyetini anlatmaya.

"Sonunda meşhur Yalçın'ı gördük," dedi bozuk bir Türkçeyle. Yalçın yanındaki Nurdan'ın burnundan soluduğunu duyuyordu.

"Evde bu kadar konuşulduğumu bilmiyordum, sevinmeli miyim, üzülmeli miyim acaba?" dedi Yalçın.

Marina kıkırdadı. "Biraz yavaş söyle çünkü ben hızlı anlamıyor."

"Anlayacak bir şey yok Marinacım, hadi içeri içeri! Gel Yalçın."

Yalçın'ı kolundan tuttuğu gibi odasına sokup kapıyı kapattı. Yalçın yaşanan kaba sahne karşısında şaşkınca kalakalsa da Nurdan gayet rahat görünüyordu.

"Alışkın o benim bu tavrıma. Eve getirdiğim her erkeğe karşı böyle sürtük. Bi de giyinmeden çıktı karşına utanmadan ya."

"Bence o bu akşam için tercih ettiği kıyafetti."

"Yine de giyindiğini söyleyebilir misin Yalçın?"

"Pek değil." Yalçın güldü. Nihayet Nurdan'ın odasına gelme fırsatını yakaladığı için mutlu olarak etrafı incelemeye başladı. Oda ufak sayılırdı ona göre. Tahmin ettiği gibi dağınıktı. Her yerde kıyafetler, makyaj malzemeleri ve kitaplar vardı. "Annenin seni hayattan bezdirmesine şaşırmamalı. Bu dağınıklıkla aksi mümkün değil ki."

LÜZUMSUZ SAVAŞ (3)Where stories live. Discover now