14. Bölüm

1.7K 241 12
                                    

Yalçın, sinsi ve muzip bir şekilde dudaklarımı kemirerek sandalyesinde dönüyordu. Sonbahar normalde en sevmediği mevsimdi. İş yoğunluğu ve dizi tutacak mı tutmayacak mı gelgitlerinin arasında boğularak can çekişirdi. Hiç yılın bu zamanının tadını çıkaramazdı. Fakat bu sonbahar güzel başlamıştı. Güzel gidiyordu. Şu an iki dizi projesi de reyting listelerinde adeta ateş ediyordu. Eğer bir terslik olmazsa ya da saçma bir şekilde nazar falan değmezse böyle de devam ederdi. Zaten neden etmesindi ki? Ekipleri fişek gibiydi bi kere!

Tabii bu sonbaharı asıl güzel kılan yaşadığı gizli aşktı. Bir gün o dizilerde, filmlerde, kitaplarda gördüğü ve yazdığı saçma şeyin kendi hayatında olacağına ihtimal vermezdi. Ama olmuştu işte. Resmen Nurdan'la arasında garip bir şeyler vardı. Garipti ve çok güzeldi. Yalçın'a 'bir ilişki yaşamak ister misin' diye sorsalar, kesinlikle hayır derdi. Fakat, 'bak bu şekilde de bir ilişki yaşayabilirsin' deseler tüm standartlarına uyduğu için bu ilişkiyi kabul ederdi. Soranlara artık kendisini de bir ilişki adamı olarak tanımlayabilirdi. Başının etini yiyen annesine, 'görüştüğüm biri var anne' diyebilirdi. Tek sıkıntı tüm bu tantana gizliydi. Gizli olmak zorundaydı. Çünkü biliyordu ki açığa çıktığı an, koşullarını değiştirmesi gerekecekti. İstemediği bir ilişkiye dönüşecekti. Dışarıdan bakanlar Nurdan'la onu iyi iki arkadaş zannediyorlardı. İçerideyse başka film dönüyordu.

Tüm bu aşırı keyfinin şu an tavan yapmasının tek sebebiyse Ozan dangalağının gidiyor olmasıydı. Antep'ten döndükten sonra Nurdan çok hızlı gittiklerini söylerek Ozan'dan biraz zaman istemişti. Bu durum ilk anda Ozan'ı afallatsa da kabul etmişti bu talebi. Nurdan'ın planı Ozan'ı üzmeden, yavaş yavaş bu işin pek de olmadığını ona söyleyerek yolları ayırmaktı. Fakat bir buçuk aydır yine neredeyse her hafta görüşmüşlerdi. Nurdan pek detay vermiyordu ama Ozan'ın işlerin ciddileşmesini istediğini, Yalçın sezebiliyordu. Bunu direkt söylemeye kesinlikle hakkı yoktu ama Nurdan'ın ona bu işin olmayacağını kesin bir dille söylemesini istiyordu aslında. Lakin hiçbir şekilde bunu Nurdan'a bunu söyleyemezdi. Zira kendisi hala başka kadınlarla tek gecelik ilişkilerine devam ediyordu. Eğer Yalçın bunu derse, Nurdan da o konuda bazı değişiklikler talep edebilirdi. İşte o zaman da bu ilişki formatı, Yalçın'ın istemediği bir ilişki formatına dönerdi.

Neyse ki Allah'ın çok da sevgili bir kulu olmamasına rağmen, Allah Yalçın'dan yanaydı da Ozan'ı uzaklara, çok uzaklara gönderiyordu. Ozan Emirates Havayolları ile görüşmüştü ve orayla anlaşma evresindeydi. Onların pilotu olması da Dubai'de yaşamasını gerektirdiği için tüm bu sorun kökten çözülmüştü. Bu akşam Nurdan'la son kez falan buluşuyor olmalılardı. Biz ayrılalım madem, olmayacak bu böyle konuşması falan yapılırdı, biterdi giderdi.

Nurdan'a mesaj atıp onu gece evine davet etmeliydi. Böylelikle hem kanepede sarmaş dolaş film izleyip oynaşabilir, hem de ondan tüm detayları öğrenebilirdi.

Şirkette olmasa bir oyun havası açıp oynayacaktı ama burada ciddi bir insan ve patron olarak bulunuyordu. Bunu yapması yakışık almazdı. Odasından çıktığında, Osman Beylerin yapım şirketinin dizisi Ölüm Bekçisi'nin ekibinin dağılmış olduğunu, Kerimlerin dizisi olan ve Arda'nın da başrolde olduğu Eylül Yağmurları dizisinin ekibinin toplantı odasında şamata yapmakta olduğunu gördü. Saat altıyı geçmişti.

Onların masasından bir tane bira kapıp, bir dilim de pizza aldı. Odasına dönerken Nurdan'ın hala masasının başında olduğunu gördü. Tek dizini kendine doğru çekmiş, iki büklüm vaziyette ekrana eğilmişti. Onun yanına gidip bir sandalye çekerek oturdu. Nurdan kulaklıklarını çıkarıp yanına gelen Yalçın'a baktı. Youtube'da bir video izliyordu.

"N'apıyorsun?" derken ısırması için pizzasını ona doğru çevirdi. Nurdan ucundan küçük bir ısırık alıp arkasına yaslandı. Onun da yarısı dolu bir birası vardı masada.

LÜZUMSUZ SAVAŞ (3)Where stories live. Discover now