22 - PEMBE FİL-

5.5K 186 254
                                    

                                  ******Salondan yayılan ışık artık koridoru aydınlatmaya yetmiyormuş gibi geliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                  ******
Salondan yayılan ışık artık koridoru aydınlatmaya yetmiyormuş gibi geliyordu. Avizeden yayılan sarı ışığın önüne büyük bir gölge düşmüş, bakış açımı kesiyordu. Gölge yalnızca önümde değildi. Gölge zihnimin en puslu odalarının da önündeydi. Düşünmemi, değerlendirmemi, konuşmamı ve hatta bağırmamı istemeyen nahoş bir tavırla bilişsel süreçlerime ket vuruyordu. Kulaklarımın uğuldadığını hissettim tam şu an. Bir anlığına gözlerimi kapatıp yeniden açtım. Önce beynimin içini kara bir leke gibi istila etmeye çalışan gölgeden kurtuldum. Ben böylesine radikal bir kararı babamın gölgesinden kurtulmak için almıştım. Yeni bir gölgenin hayatımda var olmasına izin verecek miydim? Asla vermezdim. Asla.

Sarhoşluğu da ayıklığı da umurumda değildi! İçerken bana sormamıştı dolayısı ile sarhoş olduğu için onu alttan almak gibi bir sorumluluğum yoktu.

"Ben," diyerek başladım cümleme. Can kulağıyla beni dinlediğini biliyordum ama gözlerinin içine bakmadım. Sağ kolumu göğsüne dayayıp şiddetli bir şekilde ittim onun yerine. "İstediğim yerde istediğim saatte istediğim kişiyle konuşurum. Ve sen," Biraz önceki itişim çok etki etmeyince iki elimi dayadım bu defa ve var gücümle iterek sesimi yükselttim. "Buna asla karışamazsın!"

Bugün tam bir milyonuncu defa kaşlarını havalandırdı ve ağzını yamultarak samimiyetsiz bir gülümseme hareketinde bulundu.

"Ben senin kocanım." dedi bana hatırlatmaktan keyif alır bir sinirle.

"Sahibim olmadığının farkında olman ne güzel!"

Bir anlığına yerdeki kırık cam parçalarına baktı ve tekrar bakışlarını bana çevirdi. Bir şey söylemek istiyor ama kafasında toparlayamıyormuş gibi bir hali vardı.

"Birbirimize karşı sadakat sorumluluğumuz yok yani?" Ne alakaydı? Ne alakaydı!

"Elmalarla armutları kıyaslayamazsın."

"Elmalar, armutlar ve..." dedi ve bir saniye bekledi dilinin ucundaki kelimeyi hatırlamaya çalışır gibi. Ciddi ciddi kafası yerinde değildi. "Piç kuruları."

Ne saçmalıyorsun, der gibi baktım bu defa yüzüne. "Uyarıyorum, o piç kurusunun bir daha seninle irtibat kurduğunu görürsem elmalarla armutlarla birlikte toprağa ekerim onu."

"Sarhoşsun ama beni anladığını çok iyi biliyorum. Umarım bu söylediklerimi yarın uyandığında unutmuş olmazsın. Aç kulaklarını iyi dinle çünkü sürekli sana haddini bildirmek zorunda kalmak istemem. İstediğimle konuşurum buna karışamazsın. Evli olmamız sana çevremle olan ilişkilerime müdahale edebilme hakkı vermez. Keza aynı şekilde senin sosyal ilişkilerin de umurumda değil. Sadakat meselesine gelince, böyle bir saygısızlığı sana değil en başta kendime yapmam zaten. Beni tanımıyorsun ama bununla alakalı aklında en ufak bir şüphe bile olmasın. Senin için de sadakat bekçiliği yapacak halim yok. Yakıştırıyorsan kendine böyle bir rezilliği istediğini yap. Ama öğrendiğim anda öleceğimi bilsem bir saniye evli kalmam seninle, aklından çıkarma."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin