17 -ETMEK-

1.3K 114 5
                                    

                                  ********Önündeki kurabiye ve kek tabağındaki yiyeceklerden sırasıyla ağzına götüren Ahsen'e bakakalmıştım, öylece

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                  ********
Önündeki kurabiye ve kek tabağındaki yiyeceklerden sırasıyla ağzına götüren Ahsen'e bakakalmıştım, öylece. Çayından bir yudum aldı ve ağzındaki lokmayı yutmak için aceleci bir şekilde çiğnemeye başladı. Bense nefret ederdim ağzımda yemek varken bir şeyler içmekten.

"Nasıl ikna ettin gerçi, orası hala muamma da." Ahsen'den ayıramıyordum bakışlarımı. "Çünkü Egemen biraz şeydir." Egemen'in biraz ney olduğuyla zerre ilgilenmeden Ahsen'in biraz önce ortaya attığı ve bende bomba etkisi bırakan cümleyi düşünüyordum. Daha doğrusu, aklımdan silemiyordum. "Dini kıt."

Söylediği son cümle ile kaşlarımı çattım istemsizce. Dini kıt ne demekti? "Anlamadım." diye dolandırdım cümleyi dilimle dişlerim arasında.

"Karşıdır o biraz böyle şeylere. Gerçi tam olarak karşı mı değil mi bilmiyorum ama ağzından pek inşallah, maşallah, elhamdülillah gibi dini içerikli sözler çıkmaz." Ahsen'in söylediklerinden ne çıkarmam gerektiğini bilmiyordum. İnançsız olabilir miydi? "Gerçi bizim aile biraz uzaktır böyle şeylere." dedi ama dediğine pişman olmuş gibi bir hali vardı. Elindeki bardağı hızla masaya bıraktı ve bana doğru eğilip masanın üzerindeki elime uzandı.

"Bak özür dilerim burada niyetim asla ayrıştırmak falan değil, sen zaten biliyorsundur Egemen'in görüşünü, ideolojisini. Ben bir an boş bulundum. Yani şaşırdım, imam nikahı kıydıracak olmasına."

"Önemli değil." diye fısıldadım ama önemliydi. Çok önemliydi hem de. İnançsız dememişti, karşı demişti. Ama neye karşıydı? İnancı neydi? Neye inanıyor, neyin yolundan gidiyordu? Aynı yolda olmasaydık, akşama imam nikahı kıymak üzere hoca arayışına girer miydi ki? Bendeki hal değişiminin farkına varan Ahsen, pot kırdığının farkında mahcupça yüzüme bakıyordu. Oysa Ahsen'in kendisine göre yaptığı patavatsızlığa bozulmamıştım. Söyledikleri canımı sıkmıştı.

"Bir şeyler yesene, açsın sabahtan beri." Yapmacık bir gülümseme yerleştirdim dudaklarıma ve cümlemi bitirene kadar yerini korumasına izin verdim.

"Aç değilim."

"Kek çok güzel olmuş, yeseydin bir dilim."

"Sağ ol, hiç iştahım yok gerçekten." Elimdeki çay fincanını bile Ahsen'e ayıp olmasın diye dudaklarıma götürüp içmiş gibi yapıp geri indiriyordum. Egemen'in ailesinden biri olarak düşünmediğim Ahsen'i sanki Egemen'den bağımsız biriymişçesine görüyor, ona göre muamele ediyordum. Sanki ortak noktamız Egemen değilmiş gibi.

"O zaman akşama kadar başka bir işinin olmadığını var sayıyorum." diye tek kaşını kaldırarak bana bakmayı sürdürdü. Bir şey teklif edeceği çok belliydi. Olumsuz anlamda başımı iki yana salladım ve ajandasını getirmesini, nişan hakkında bir şeyler söylemesini bekledim. Beklediğimi yapmadı ve elindeki çayını masaya bırakarak;

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin