8 -ALARM-

1.3K 107 13
                                    

                               ********Duyduklarımı sindirebilmek için çıktığım odanın kapısında birkaç saniye beklemek ve nefes alışverişlerimi düzene bindirmek isterken eve girerken kapıyı açan kadın geldi yanıma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                               ********
Duyduklarımı sindirebilmek için çıktığım odanın kapısında birkaç saniye beklemek ve nefes alışverişlerimi düzene bindirmek isterken eve girerken kapıyı açan kadın geldi yanıma.

"Egemen Bey bahçede sizi bekliyor."

Kafamı sallamakla yetindim ve dışarıda beni bekleyen adamın yanına varmadan önce kendimi sakinleştirmek üzere birkaç saniye daha tanıdım kendime. Sol kolumu kendime doğru kaldırıp saatin kaç olduğuna baktım. Sekize geliyordu. Birkaç gündür eve giriş saatlerimdeki aksama ailemin gözünden nasıl kaçardı? Bugün de eğer evde olmam gereken son saati aşarsam, ciddi bir hesaplaşma sahnesine hazır olmalıydım. Bu yüzden çıktığım odanın önünde daha fazla oyalanmadan uzun koridoru tüketerek dış kapıya ulaştım. Hava iyice kararmıştı. Gelirken bir toplu taşıma, taksi ya da kiralık araç bulma noktasında beslediğim ümitler birer birer yok oldu. Çünkü daha arabadan inip etrafıma baktığım an buranın mahrumiyet bölgesi olduğunu anlamış, yine de ümitsizliğe kapılmamak adına kendime yalan söylemiştim. Buradan evime tek başıma gitmem mümkün değildi çünkü nerede olduğumu bile bilmiyordum. Çıktığım dış kapıyı ardımdan kapatmamla arabasını yaslanmış sigarasını içen adamın bakışları beni buldu. Onunla göz göze gelmemek adına cebimdeki telefonumu çıkardım ve hızlıca haritalar uygulamasına girip konumuma baktım. Beykoz'un yeşilliği bol simgelenen alanlarından bir tanesini gösteriyordu harita. İkonu biraz daha yaklaştırdığımda; Mahmutşevketpaşa Köyü yazısı ve hemen yakınımızdaki gölet ile hiç bilmediğim bir mevkide olduğumu anlamam bir oldu. Ben İstanbul'da böyle bir yer olduğunu bile bilmiyordum!

İtiraz etmeden bahçenin köşesinde bekleyen araca doğru yönelirken telefonumu çoktan cebime atmıştım. Beni nereden aldıysa oraya bırakmak zorundaydı, çünkü buraya kendi isteğimle gelmemiştim! Aracın yanına vardığımı görünce bir şey demedi ve elindeki sigarayı parmağının ucuyla söndürdükten sonra kenardaki metal çöp kutusuna fırlatıp araca bindi. Bu sırada ben de çoktan arka koltuktaki yerimi almıştım. Yolculuğa başlamadan önce eve ne kadar sürede varabileceğime dair tahminlerde bulunurken bu adamın şoförlük becerilerini de bir yandan gözlemliyordum. Acaba bu arabayı ne kadar hızlı kullanabiliyordu? Ne kadar sürede beni evime ulaştıracaktı? Camdan dışarıyı izlerken stresten kopardığım tırnak etlerim canımı yakmaya başlamıştı. Köy yollarından nihayet çevreyoluna bağlandığımızda hız ibresinin de daha yüksek sayılara vurmasıyla içim biraz daha rahatlıyordu. Bir an önce eve varmak istiyordum.

Daha önce birçok kez geçtiğim yolları kat ederken evime varmaya hala daha biraz vakit olduğunun farkındaydım. Yollar boştu ve şoför koltuğundaki adamın hız yapmak konusunda herhangi bir endişesi de yoktu belli ki. Bu işime gelirdi. Gözlerim hız göstergesini takip ederken tek eliyle vitesin kenarında duran paketi eline aldı ve bir dal çıkarışını izledim öylesine. Ardından şeridinde hızla akıp giden aracın hakimiyetini tek elinden de aldı ve direksiyona dayadığı dizine verdi. Şu an kaza yapıp yapmama ihtimalimiz, önümdeki adamın diz kapağının keyfine bağlıydı. Saatte yüz elli kilometre hıza yaklaşan aracın direksiyon hakimiyetini diziyle gerçekleştirirken paketten çıkardığı sigarasını yine vitesin yanındaki zipposuyla yaktı ve çakmağı geri yerine fırlattı. Parmaklarının arasına yerleştirdiği sigarayı tutan eliyle tekrar direksiyonu tutunca derin bir nefes verdim. Sol eliyle camı tamamen indirip sigarayı sol elinin parmaklarına geçirince bu defa sağ eliyle kavradı direksiyon simidini.

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin