Boran birden beni kendine doğru çekip sıkıca sarıldı. "İyisin değil mi abicim?" dedi. Benim gibi oyun oynuyordu.

Boran ile oyundanda olsa abi kardeş gibi olduğumuza inanamıyorum. Düştüğüm hallere bak.

"İyiyim," dedim. Saniyeler geçmeden ağlamaya başladım.

"Biraz daha geç gelseydin. O zaman görüş gününü beklemek zorunda kalabilirdin gerizekalı!" dedim kulağına doğru fısıldayarak.

Boran göz ucu ile komisere bakıp, "Lan hala bana laf yetiştirmek ile uğraşıyorsun. Katil diye seni burada bırakırım görürsün o zaman gerizekalıyı!" diyerek günlük tehdit rutinini doldurmuş oldu.

"Kusman geliyormuş gibi davranıp lavabodan anahtarı al. Girmeme izin vermeyecekler, anahtarı bulmaları senin sonun olur," dedi kulağıma fısıldayarak.

Boran'dan ayrılarak elim ile ağzımı kapatıp yerde yatan Esma teyzeye baktım. Kanı görüp yüzümü ekşitip. "Öğğ.."

Hızla lavaboya ilerledim. Kapıyı kapatıp suyu açtım. Ped paketini çıkarıp anahtarı çıkardım. Anahtarı kolumun arasına koyup, suyla elimi yüzümü yıkadım. Kapının önünden sesler geliyordu. O kadar hızlı hareket etmiştim ki, bir an anahtarı hiç almamışım gibi hissettim.

"Boran Ağa, bu odadan çıkmalısın. Ahbaplığımız vardır lakin şuan görev başındayım," dedi polis, uyarıcı bir ses tonunda.

Ambulans sesi gelince derin bir nefes verdim.

Yarım saat olmadan başıma gelenlere bak. Az önce aşağıda çizgi film izliyordum ben ya! Şimdi adam öldürmeye teşebbüs eden şüpheli durumuna düşmemek için kusma numarası yapıyorum.

Bu Musallacı düşündüğümüz kadar kolay bir yem değil. İçerideki adamını devreye koyacak kadar sabırsız bir adam değil.

"İşine mani olmuyorum, Zümra benim kardeşim sayılır. Görmüyor musun, perişan olmuş? Kız kanı görüp kusuyor, nasıl yalnız bırakayım?" Bu Boran da az kurnaz değil. Beş dakikada abi kardeş ilan etti bizi.

"Kardeşinde bizimle karakola gelecek Boran Ağa, sonuçta tek şahit. Silahın üzerinde onun parmak izi olmadığı ne malum?" dedi polis. Benden şüpheleniyordu. Zaten direkt oyunuma inanmasını bekleyemezdim. Onlar kim bilir ne oyunlara denk gelmişlerdir.

Ama benim suçlu gözükmem imkansız. Hem Esma teyzenin vücudunda parmak izim yok, hemde silahı temizlemiştim.

"Bari bırak da son kez konuşayım," dedi Boran, ısrarla.

"Boran Ağa yapma. Şüpheli olmasa bile buna izin veremem," dedi polis.

E ben bu anahtarı nasıl vereceğim o zaman?

İçeri ambulans çalışmalarının girdiğini polisin, "Ne kadar zamandır burada bilmiyoruz ama yarası yeni açılmış," demesi ile anlayarak lavabodan çıktım.

Boran'ın yanına ilerliyorken polis bana döndü. Hassiktir ama!

"Siz bizimle geliyorsunuz," diyip kelepçeyi çıkarttı.

"Katil benmişim gibi kelepçe mi takacaksınız?" Sertçe çıkışımın sebebi kelepçe falan değildi. Anahtarı üzerimde bulurlarsa bittiğimin resmidir.

"Şüpheli durumdasınız, zorluk çıkarmayın." Polis gayet kararlı gözükürken Esma teyzeyi çoktan götürmüşlerdi.

"Kelepçe takma bari komiser," dedi Boran, ters bir tavırla. O da iyice gerilmişti.

Polis derin bir nefes alıp, "Sondu bu Boran Ağa," diyince rahatladım.

Bir polis koluma girerken Boran'a baktım. Ne yapacağını bilemiyormuş gibi bana bakıyordu. Kapıya doğru ilerleyince Derin kollarını aniden bedenime sardı.

Gecenin İzi Where stories live. Discover now