42. Bölüm - Prenses Kucaklaması

256 25 5
                                    


Yukarıdaki resim gibi düşünebilirsiniz temsilidir. Güzel okumalar dilerim<3

Başım belada olduğunda ya da başıma bir şey geldiğinde normalde hep tek başıma olan ben şimdiyse yanıma bir ortak bulmuş onu da bela paratoneri yapmıştım ya da o da bela çekiyor ve kendisi de beni belalarına bulaştırdığını düşünüyor olabilirdi. İkimizde belalı tiplerler olmasak BOSS ve MAD HATTER olabilir miydik? Sanırım olmazdık. Konumuza geri ışınlanmak gerekirse hava kararmış ve geri dönemeyeceğimiz kesinleşmişken(!) barınacak bir yer aramaya karar verdik. Daha doğrusu Batu'nun şu cümlesiyle "Adamlarım nereye gideceğimi biliyor bana yarın ulaşamazlarsa bizi aramaya başlarlar." diyerek. Böylece gece kalacak yer arama çalışmalarımız başladı.

Batu - Ateş şurada boş bir kulübe var.

Ateş - Geliyorum.

Sonunda donmaktan kurtulacaktık. Kulübenin kapısını zorlayarak açtık. Açar açmaz Batu'nun bayılması bir oldu. Alnına dokunduğumdaysa yanıyordu, onu yatağa taşıdım. Stresten ateşi çıkmış olabilirdi ya da vücudu uzun süre soğukta kalınca buna dayanamamış olabilirdi.

Ben alışkındım. Vahşi doğada hayatta kalma eğitimim vardı. Vücudumu ortalama hatta ortalama üstü bir erkeği yenebilecek hatta taşıyabilecek hale getirmek kolay olmamıştı. Kaslarım zayıf gözükebilirdi ama oldukça güçlüydü bu da benim minik sırrımdı.

Batu'yu prenses taşırmışçasına kucakladığımda istemsiz bir şekilde gülmeye başlamıştım. Sanırım durumun vahimliği beni bu yola itmişti, onu eve girdiğimizde bizi karşılayan soğuk yatağa yatırdım. Ateşler içinde yanan birini kalın kıyafetlerle bırakamayacağımdan dolayı üstünü çıkarmaya başladım ve üzerinde sadece içliği kalana kadar devam ettim. Onu tamamen soymak kendimi sapık gibi hissettiriyordu fakat ölmemesi gerektiğinden bunu yapmak zorundaydım. Hızlıca üst taraftaki içliğini çıkardığımda kaslarına göz ucuyla bakmış ve görüntüyle kendimi bir saniyeliğine kaybetmiş olabilirim ama bu kesinlikle bir saniyelikti bundan emin olabilirsiniz. Ben ki spor salonlarının fatihi, bir sürü kaslı beyefendi görmüş olan ben kesinlikle Batu'nunkilerle etkilenmiş olamam. Yoksa oradaki kaslı beyefendilere hakaret etmiş olurum. Beynimin bir an önce kendine gelmesi gerektiğine kanaat getirmiş olacağımdan aynı işlemi alt taraf içinde tekrar ettim bu sefer alt içliğin kalmasına karar vererek kalp ve göz sağlığımı korumaya aldım. Yalnızca alt içliğin bileklerini kıvırarak yukarı çıkardım. Üzerine ise ince olan battaniyeyi örttüm. 

Sıra gelmişti ateş yakmaya. Şömineye doğru ilerledim daha sonra şömine bacasının açık olup olmadığını kontrol ettim neyse ki açıktı. Hızlıca şöminenin içerisinde bulunan külleri temizledim. Şöminenin yanması için gerekli olan odun, çıra, talaş, tahta parçaları şöminenin yanında bulunuyordu onlardan birkaç parça odunu şöminenin tam ortasına yerleştirip ve çıra parçalarını çadır olacak şekilde etrafına dizdim. Üzerine biraz talaş serptim. Kibrit ile de çıraları tutuşturdum. Şömine yanmaya başlamıştı alevi harlamak için üzerine biraz daha odun ekledim. Yavaş yavaş ısınan kulübe insanı rahatlatıyordu. 

Batu'nun ateşini tekrar kontrol ettiğimde düşme olmamıştı. Etrafa bakındığımda bir kova görmüştüm, hızlıca kovayı alıp bahçeye çıktım. İçerisine kar doldurup eve girdim, gördüğüm masa örtüsünü parçalara ayırarak Batu'nun alnına, kol altına, el ve ayak bileklerine serdim daha sonra azar azar buz alarak üzerlerine koydum ve ateşinin düşmesi için beklemeye başladım. Bu sırada kulübenin bir odası daha olduğunu gördüm. Gördüğüm şeyle ağlayabilirdim, burası mutfaktı ve Batu'nun da sıcak bir çorbaya ihtiyacı vardı. Dolaplarda bir şeyler bulmak umuduyla teker teker açmaya başladım, sonunda tarhana tozu, bir paket makarna, tuz ve sıvı yağ bulabilmiştim. Bunlar acil durum menüsü olmalıydı. Bulduğum tencereleri çıkartıp kenarda duran 5lt'lik su şişelerinden i çerisine su boşaltmaya başladım. Sıra ocağa geldiğindeyse tüpün olmadığını fark ederek büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Neyse ki elimizde kurtarıcımız olan bir adet şöminemiz vardı. Bu sırada içerden sesler geldiğini fark ederek Batu'nun yanına hızlı adımlarla ulaştım. Bir şeyler mırıldanıyordu.

BOSSWhere stories live. Discover now