38. Bölüm - Bir Küçük Gece Ziyareti

652 39 6
                                    




Ateş - Şartın ne ise çabuk söyle seninle uğraşacak tüm havam gitti ve uykum var.

Kim bilir ne saçmalayacak. Sürekli bir havalarda kendisi burnu Kaf Dağı'nda arkadaşın. Sinirliyim, sürekli beni bir işlere zorlayıp başıma bela açıyor. Üstelik peşimden de bir türlü ayrılmıyor. Rahatlıkla BOSS olup etrafta da gezemiyorum. Bir de şey yok mu bana sürekli "Sevgili Oyuncağım" demesi o oyuncağı sana yedirirdim de dua et ki şu an Ateş'im bir şey yapamıyorum.

Batu - Yarın sabah benimle birlikte kayak yapmaya geleceksin.

Bir bu eksikti çokta güzel kayak yaparım. Bu ukalalıkları onu boğazlamak istememe sebep oluyor. Onu ne kadar seviyorum görüyorsunuz değil mi? Cevap veriyorum öldürecek kadar. İç sesimle tartışmakla o kadar meşguldüm ki bana atığı garip bakışları vücudumu delmeye başlarken fark etmiştim.

Ateş - Tamam. Artık ver şu kartı. Birde oda numaram kaç ve kaçıncı katta?

Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu, bakışlarıysa zafer kazanmış bir edadaydı.

Batu - Al bakalım asansör kartını. Oda numaran 324 ve 3. katta. Sabah 7 de hazır ol ilk önce kahvaltı ederiz.

Cevap vermeden kapıdan geçip asansöre ilerledim. Biraz bekledikten sonra asansöre binip kartı okutup 3. kata bastım. Odanın önüne geldiğimdeyse büyük bir hüsrana uğradım. Batu bana oda kartını vermemişti. Lobiye mi insem diye düşünürken ayak sesi gelmeye başladı.

Batu - Ateş burada ne yapıyorsun? Hani odana girip uyuyacaktın?

Yüzsüz yüzsüz soruyor birde. Şeytan diyor tut şunu kafasından duvara duvara vur. Sakince nefes verdim.

Ateş - Benimle dalga geçiyorsun herhalde oda anahtarını vermeyen sensin. Ve anahtarın sende olduğundan adım kadar eminim Batu. Çocuklaşmadan ver şu anahtarı yorgunum.

Batu - Sakin ol şampiyon. Al bakalım anahtarını. Bu arada kötü hissediyorsan hemen doktoru çağırabilirim.

Gevşek midir yoksa deli midir çözemedim. Gerçi adından belli ne olduğu ya neyse.

Ateş - Gerek yok.

Batu - Şimdilik öyle olsun bir şey olursa hemen çağır zaten hemen yanındaki odadayım.

Yok artık iyicene delirmiş bu benimle yan yana oda ayırtmış. Şu an sakin olmam gerekiyor. Onun dediklerine aldırmadan odama girdim. Çift kişilik yatak olması beni öyle mutlu etmişti ki yayıla yayıla uyumak bekle beni geliyorum bebeğim. Valizim odadaydı içinden bir kaç eşya alıp ardından da hemen duşa girdim. Sıcak su bu dünyanın en büyük ganimetlerinden olmalıydı. O kadar iyi gelmişti ki kasılan bedenim rahatlamış ve gevşemeye başlamıştı. Artık ayıcıklı pijamalarımı ve pofuduk terliğimi giyip yata doğru atladım. Terlilerimle kısa bir yürüyüş yapmış olsak da içimi ısıtmışlardı. Ateş'te olsam BOSS 'ta pijamalarım ve terliklerimden vazgeçmem onlar kıymetlim. Küçük bir kaç dönüş sonrası ise derin uykuma dalmıştım.


------ Batu'dan------

Odaya girdikten sonra gülmeye başladım. Kızınca o kadar tatlı çok oluyordu birde kulaklarına kadar kızarması yok mu bir elma gibi onu ısırma isteği geliyor.

Ona kötü davrandığımı biliyorum ama bu beni kendisinden uzaklaştırmak istemesi için. Ona ne kadar yakın olursam o kadar zarar veririm. Benden nefret ederse o kadar uzaklaşır, son olan olaylar beni kendime getirmişti.

O eğer BOSS olsaydı yara almazdı üstelik ona zarar dahi veremezlerdi. Şüphelerimde yanılmıştım.

Bir diğer taraftan ona daha çok bağlanıyordum dengesiz hareketlerim bu yüzdendi. Odalarımızın yan yana olması küçük birkaç ayarlama sayesinde gerçekleşmişti.

Rahat eşofmanlar giyip balona çıktım, onun balkonuna kolaylıkla geçtim. Balkon kapısı kapalı olsa da bir kaç küçük hamleyle açmıştım. Sessizce kapıyı kapattıktan sonra Ateş'e baktım mışıl mışıl uyuyordu. Siyah saçları yastığın üstüne saçılmıştı ve ayıcıklı pijamasıyla masum bir kız çocuğu gibi uyuyordu. O kadar masum ve tatlıydı ki ona biraz daha yaklaştım. Burnuma buram buram çilek kokusu geliyordu. Sabaha kadar onu gözümün önünden ayırmaya niyetim yoktu.

BOSSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin