XLVI. 'welcome to our playground'

181 19 113
                                    

"Çabuk aç!"

"Bir sakin olun be!"

Herkes üst üste binmiş, bilgisayar ekranının ufak bir kısmını da olsa görmeye çalışıyorlardı. Chuuya bile bodruma inmiş, günün en kalabalık saatlerini kaçırıyordu.

Junichiro, elleri titreyen kız kardeşinin kucağından bilgisayarı çekip "Naomi, git su iç." dedi. Muhtemelen çok yüklenme olduğu için sayfa yavaş yükleniyordu.

Kız kardeşi oturduğu yerden kalksın diye dürtükledi. "Su iç, sonra bayılıyorsun." Tüm arkadaşları başına toplanmış konservatuara kabul edilip edilmediğini merak ediyordu. Hepsinin ondan daha heyecanlı olduğunu göz önüne aldığında, gülümsedi.

Kenji, Kyouka ve Gin daha çekimser bir tavır sergiliyorlar ama gözleri sürekli ekrandaydı. Michizou ve Naomi neredeyse sırtına binmişti. Atsushi yanında oturmuş, pençelerini Junichiro'nun bacağına batırıyordu. Teruko bile heyecanlı görünüyordu. Sayfanın yüklenmesi uzun sürdüğü için hafiften o da gerilmeye başlamış, parmakları ile bilgisayarın kenarında ritim tutmaya başlamıştı.

"Sayfa açıldı!" Ensesine yediği tokatla birlikte sayfaya bilgilerini girmeye başladı. Az önce çok gergin olduğu için Naomi'ye kızmıştı ama şimdi kendi elleri titriyordu.

"Sakin ol, Jun." Yanıbaşındaki Atsushi söylediği sözlerin tersine zavallı turunçgilin bacağını o kadar sıkıyordu ki, artık bacağı olmayan bir sanatçı olacaktı.

Nefesini tutmuş ve giriş butonuna basmıştı. Kabul edilip edilmeyeceği hakkında ciddi mânâda hiçbir fikri yoktu. Evet ellerinde profesyonel bir kayıt vardı ama... Katılan diğer kişilerin yanında Junichiro yine amatör kalıyordu.

"Atsushi-san telefonun çalıyor." Kenji, masada titreyen telefonu beyazlı çocuğa uzatmak ve tekrar ekrana bakmak için iki yana koşturmuş, herhangi bir şey kaçırıp kaçırmadığını görmek için henüz yüklenmemiş sayfada altın rengi gözlerini gezdirmişti.

"E-efendim Higuchi-san?" Atsushi gözlerini ekrandan ayırmıyor, gerginliği yüzünden kekeleyerek konuşuyordu. Yıllarca çocuklar neye katıldılarsa, çocuklardan fazla gerilmişti.

Ortaokulda Michizou'nun okulun tenis takımına girmek için katıldığı mülakatta o kadar heyecanlanmıştı ki, ismini haykırarak çocuğun dikkatinin dağılmasına neden olmuştu...

"H-hayır henüz sayfa açılma-Açıldı!" Gerek telefonun diğer ucu, gerekse Sheeps'in bodrumu için fazla yüksek bir ses...

Atsushi'nin direktifiyle herkes pür dikkat ekrana bakıyor. Uzun yazıları okumaya yeltenen Junichiro'ya sabırsızca kaydırsana diye bağırıyorlardı.

"Jun mal mısın, önce sonuca bak. Boşa okumuş olmayalım!" Kafasına Michizou tarafından ikinci bir tokat geldiğinde, sayfayı kaydırdı. Sonuca bakıp bakmamak arasında olduğu için gözlerini saate dikti. Eğer çığlıklar varsa cevap olumludur, sessizlik varsa...

"N-ne yazıyor? Ne diyor?" Gözlerini saatten ayırmadan, bodrumdaki mutlak sessizliği dinledi.

Telefonun diğer ucundaki Higuchi'nin sabırsız sesini duyabiliyordu.

"Neymiş? Sonuç ne Atsushi-kun?"

"H-Higuchi-san... Ben sizi sonra arasam?" Atsushi'nin ekrana kilitli menekşe gözleri, hafifçe dolmuştu.

"Olumsuz mu?.."

"G-görüşürüz Higuchi-san." Beyaz saçlı çocuk telefonu kulağından çekip, kapattı. Gözleri hâlâ saatte olan, sonuca bakmayan arkadaşına baktığında çenesi titremeye başlamıştı bile.

Moonlight | TachiGinजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें