XI. 'voice'

232 27 152
                                    

tachizou:
Yani sen şimdi diyorsun ki
Denizi görmek istiyorum ama ondan korkuyorum da

ag_akutagawa:
Evet
Bir süre önce deniz ve okyanusla ilgili videolar izledim ve bunun biraz karanlık olduğunu sezdim
Ayrıca yüzme de bilmiyorum

tachizou:
Ben biliyorum, seni tutarım

ag_akutagawa:
:)

tachizou:
Peki şimdi bana senin için anlamı olan bir aktivite söyle
Belki eskiden yapıyordun ama şimdi yapamıyorsundur??
Mesela ben parktaki salıncaklara tekrar sığmak istiyorum, ayakta sallanmak çok zor

ag_akutagawa:
Bunu eskiden gerçekten yapıyor muyduk, yoksa sadece hayal mi ediyordum bilmiyorum ama..
Pikniğe gitmek. Ben çok küçükken ve henüz anksiyete ile savaşmıyorken, ailecek pikniğe gittiğimizi hatırlıyorum. 
Yemyeşil çimler, sakuralar ve annemin mavi kareli piknik örtüsü
Sanırım tüm bunları hayal ediyorum çünkü abime sorduğumda hiç pikniğe gitmediğimizi söyledi

tachizou:
Denizi görmek
Pikniğe gitmek
Üçüncü madde de lunaparka gitmek olacak sanırım ha?

ag_akutagawa:
Lunapark hiçbir zaman gitmek istediğim bir yer olmadı
Gereksiz adrenalin beni kötü etkiliyor :')
Belki sinema olabilir, film izlemeye bayılırım

tachizou:
Sahil, piknik ve sinema...
İlk randevu için oldukça uygun yerler aslında

***

"Uyan artık, Micchan! Arkadaşların kapıda bekliyor."

"Ya uyanmak istemiyorum ben okumak istemiyorum ya!" Kapalı gözleri ve mahmur sesiyle bağırarak yatakta bir kez daha döndü. Abisinin asker tınılı sesi kulağında tekrar dolduğunda "Sikecem ha!" diye homurdanarak yatakta doğruldu. 

Koyu renk güneşlik sayesinde odası hâlâ zifiri karanlık görünürken, elleriyle gözlerini çıkarmak istercesine ovaladı. Gece yarısına kadar Gin ile müzik dinledikleri için geç yatmıştı ve bundan pişman bir hali yok gibiydi.

İmar yerlerini inceleyen mühendis gibi odasının duvarlarını incelerken aniden açılan kapısıyla sıçradı. 

"Oğlum hayvan mısınız ya? Bu nasıl giriş?"

"Ben değilim de, Atsushi kedi olduğu için o sayılabilir." Turuncu saçlarını kenardan tel toka ile tutturmuş, üzerinde okul forması tam takır, gıcır gıcır duran Junichiro ve hemen arkasındaki Atsushi odaya girdi.  

"Sen eskiden hiperaktif aptalın tekiydin, sana ne oldu böyle anlamıyorum, Micchan." Junichiro üzerindeki yorganı hızla çekerken, Atsushi de perdeleri açtı. İki yandan saldırıya uğrayan Michizou, yumruklarını yatağa vurarak "Düşmansınız siz, yemin ederim beni öldürmek için uğraşıyorsunuz!" diye bağırdı. 

"Kalk ulan koca eşek, senin yüzünden sürekli okula geç kalmak zorunda mıyız biz?!"

"Nolur bileklerimi diklemesine kesin de kurtulayım." Hâlâ yataktan kalkmamak için direnirken bileklerini açıp öne doğru uzattı. 

"Atsushi, kaplan pençelerini geçir bebeğim." 

"Hıarrr!" Beyaz saçlı çocuk, Junichiro'dan saldır emri bekliyormuş gibi, yatakta mızmızlanan oğlanın üzerine atladı. Ufak bir boğuşma sonunda kızıl oğlanın uykusu tamamen açılmış ve ite kaka üstü giydirilmişti. 

Ağzına sokulmuş bir parça kızarmış ekmekle koşa koşa okula gitmiş ve girdikleri derslerin yarısından fazlasında uyumuştu. Okuldan çıkar çıkmaz Sheeps'e gitmek istediklerine karar vermişlerdi. Bir süredir oraya gidemiyorlardı. 

Moonlight | TachiGinWhere stories live. Discover now