XX. 'first touch'

208 30 119
                                    

"Uyan artık, Micchan."

"Kardeşim gider misiniz başımdan? Uyumak istiyorum ben." Omzunu dürten eli iterek kıçını döndü. 

"Eğer beş dakika içinde uyanmazsan, yine geç kalacağız Michizou-kun..." Beyaz saçlı arkadaşının bıkmış sesine, poposunu sallayarak gereken cevabı verdi, kızıl çocuk. Gece geç saatlere kadar Gin'le konuşmuşlar ve birbirlerine ne kadar güvendiklerini bir kez daha fark etmişlerdi. Gin'in birçok korkusu vardı, sevdiği insanları kaybetmek gibi... O 'sevdiği insanlar' listesine girmiş miydi emin değildi ama, girmediyse de bunu kısa zamanda başaracaktı. 

"Senin hayatımdaki varlığına alıştım."

Dün gece uyumadan önce tam olarak bu cümleyi kurmuştu, siyahlı kız. Pencereden ona gülümsemeden hemen önce, gri gözlerinde bir parıltı ile. Gülmek ne kadar da çok yakışıyordu, ona. Gözleri kısılıyor, kaşları hafifçe havaya kalkıyordu. O gülümsemeyi daha yakından görmek için her şeyi yapardı. 

"Uyan artık, Michizou. Biz de senin yüzünden geç kalıyoruz bak. Daha birkaç ay önce senin yüzünden biz de uyarı aldığımızda o kadar velvele yapmıştın, benim yüzümden oldu vırt zırt. Dostluğun bu kadar mıydı it herif?!" Junichiro'nun ani yükselişi yüzünden sıçrarken, "Sizinle arkadaşlığımı kesmek istiyorum ama sizden başka kimse de beni çekmez." dedi. Yataktan doğrulmuştu, bir noktaya kadar nazlanma hakkı vardı. Ve o süre dolmuştu. 

"Kalktım tamam. Odadan çıkın da hazırlanayım, siz buradayken soyunmaya utanırım." Aşırı yapmacık oyunculuğu ile ellerini göğsünde birleştirip, anime kızı utangaçlığı içine girdi. Suratına fırlatılan kalemden son dakikada kurtulup, kapıdan çıkan arkadaşının arkasından bağırdı. 

"Reflekslerimi yenemezsin!"

Odada tekrar yalnız kalmasından faydalanarak, kendini yatağa bıraktı. Arkadaşları kalkması gerektiği konusunda haklılardı, derin bir nefes alarak kendini yataktan kazıyarak hazırlandı.  

Arkadaşları ve ailesinin kahvaltı masasında onu beklediklerini gördüğünde, yüzüne gevşek bir gülümseme yerleştirdi. "Günaydınlar efendim, günaydınlar! Ee bensiz kahvaltı nasıl, boğazınıza duruyor mu?"

"Zamanında inseydin."

Siyah saçlı adamın, kalkmış tek kaşı ve sert sesi şaşırmasına neden olmuştu. "Ne oldu yahu?"

"Bugün son günüm, Michizou. Kahvaltıya zamanında inmek o kadar da zor olmasa gerek." Abisinin kırılmış sesi, kâküllü kadının kıkırdamasına neden oldu. "Gin, senden daha önemli Mamoru. Ona trip atmayı bırak da, yana kay."

"Gin, gerçekten benden daha mı önemli?" Aşırı mimikli oyunculuğu, dramatik ses tonu ve arkada kahkaha atmamak için zor duran arkadaşlarını daha fazla eğlendirmek adına karşılık verdi, Michizou. "Evet, ya ne olacaktı? Evleneceğim kadından daha önemli olacağını falan mı sandın? Evlenebileceğim insanlar daima senden daha önemlidir, Mamo-chan. Sonuçta seninle evlenmem hem illegal, hem de etik değil." Abisinin kıçını itekleyip yanına oturdu. 

Ağzına bütün haşlanmış yumurtayı sokmaya çalışırken "Hem ben çok elit birisi olduğum için, belli bir zeka seviyesinin üstündeki insanlara değer verebiliyorum. Sen daha gümüşün periyodik tablodaki simgesini bile bilmiyorsun, abi." dedi. "Zekadan hoşlanıyorum ben sapseksüelim."

"Sapyoseksüel olmasın o?" Atsushi, kafası karışmışçasına sordu. 

"Sapyoseksüel olsun, bana fark etmez. Gin her türlü zeki, kimya seviyor bi' kere." Yumurtayı tam anlamıyla tek seferde yutup, abisine baktı. "Sen bu kızın kimya sevmesine neden bu kadar taktın ki? Sen kimya hakkında hiçbir şey bilmezsin."

Moonlight | TachiGinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin