XLIV. 'steal my boy'

179 17 75
                                    

Tatlı bir heyecanla titreyen elini pantolonuna kurulamak için elindeki büyük kutuyu kapının önüne koydu, Atsushi. Saat henüz erkendi ama heyecandan gece uyuyamamıştı.

Bir an önce onu görmeliydi.

Onun yüzündeki mutluluğu.

Naomi'nin pijamalar ve dağınık saçlarıyla açtığı kapıdan sessizce sızmış ve yaklaşık 10 dakikadır, Junichiro'nun odasının önünde öylece dikiliyordu. Uykusuzluktan çökmüş ama mutluluktan parlayan gözleri sürekli etrafta dolaşıyordu, kapıyı çalmak... O kadar farklı şey gibi geliyordu ki şu an, defalarca acaba başka bir şekilde mi uyandırsam diye düşündü.

En son sabaha karşı dinlediği son şarkının melodisi kulaklarında çınlamış ve mırıltılar eşliğinde kıvık kapıdan içeri kafasını uzatmıştı.

"I know, I know, I know for sure..."

Junichiro, bahar mevsimi olmasına rağmen üsttüz yatıyor, yastığa dökülen turuncu saçları beyaz çarşafın üstünde parlıyordu. Açıkta kalan omuzları, pürüssüz ve bembeyazdı.

Junichiro, her zamankinden daha sakin ve huzurlu görünüyordu.

Hâlâ nesi olduğunu bilmediği çocuğun bu hali Atsushi'yi gülümsetmiş ve kapının önüne bıraktığı kutuyu unutmasına neden olmuştu. Sessizliğe sarılmış bir şekilde uyuyan genç çocuk, Atsushi'yi büyülüyordu.

Bir arkadaş, bir sevgili, bir tanıdık ve bir aşık olarak.

Junichiro'nun her hareketi, Atsushi'de hayranlık uyandıracak kadar güzeldi. Derslerine sürekli çalışırdı, notları daima yüksekti. El işlerinde çok iyiydi, dağınık olmasına rağmen kirli değildi. Aralarında en zeki olan da, en iyi yemek yapan da Junichiro'ydu.

Junichiro, onu sevdiğini itiraf ettiğinde, günlerce bunun için uygun olmadığını düşünmüştü. Junichiro, her şeyiyle Atsushi için fazlaydı ama yine de onu sevmişti.

Junichiro... Sevme konusunda da çok iyiydi.

Bu yüzden onu mutlu etmek için her şeyi yapardı. Onun iyiliği için, kendinden ödün vermek bile basit görünüyordu.

Yerdeki kıyafet ve kitap yığınları arasında dikilmiş, uyuyan çocuğu izlerken transtan çıkıp, kıkırdadı ve şarkıya tekrar başladı, Atsushi.

"I know, I know, I know for sure..." Masanın üzerindeki tarağı alıp, mikrofon gibi ağzına tutarak, turunculu çocuğa yaklaştı.

"Everybody wanna steal my boy.
Everybody wanna take his heart away.
Couple billion in the whole wide world.
Find another one 'cause he belongs to me."

Acımadan kulağına kulağına coşkuyla söylediği şarkıya karşı yüzü buruştu, Junichiro'nun.

"Atsushi? Bu ne sabah sabah?"

"Konser." İstifini hiç bozmadan suratına yastık kapatan çocuğu dürtükleyip nakaratı tekrar söylemeye başladı.

"Everybody wanna steal my boy.
Everybody wanna take his heart away.
Couple billion in the whole wid-"


"Nolur sus." Gelişine sağa sola sallayıp onu yakalamaya çalışan ellerden birkaç adım kaçtı, beyazlı çocuk.

Moonlight | TachiGinTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang