Olduğum yerde donup kaldığım sırada yanımdan geçen kızlardan birinin "Öf sen erkeksen diğerleri ne be?" demesiyle birlikte kendime geldim. Üçlü bir arkadaş grubuydu. Yanımdan geçerlerken ortadaki, "Kim için geldi acaba? Hemen instagram adresini bulmam lazım," dedi.

Ekin'e bakıp cilveli cilveli kıkırdamaya başladıklarını görünce peşlerine takıldım. Resmen az önce sevgilime sulanmışlardı. Soldaki, Ekin'in yanından geçerken yüksek sesle "Sana fena kesildim," dediğinde ağzım açık kaldı. Onu saçlarından tutup şuracıkta yolmamak için dişlerimi birbirine bastırdım. Dua etsin ki olay çıkarmanın yeri ve zamanı değildi. 

Ekin, bana sarılmak için kollarını yana açarken ona karşılık vermek yerine "Ne bu halin Ekin?" diye çemkirdim sinirle. Çıkışım karşısında şaşırarak üzerine bakındı ve "Ne varmış halimde?" diye sordu.

Bunu, öyle masum yapmıştı ki diyecek bir şey bulamayınca yutkundum. "Atkın ve şapkan nerede senin?" diye sordum bu kez. Bir elimle kulağını kontrol ederken diğerini burnuna dayayıp avcumla yüzünü kamufle ettim. Yanımızdan geçen başka kem gözlüler var mı diye etrafıma bakınırken "Buz gibi olmuşsun bak," diye homurdandım.

Yüzünü kapattığım için nefes alamamış olacak ki bileğimi kavrayıp elimi aşağı indirdi ve "Neler oluyor Asu?" diye sordu. "Hiç," dedim gayriihtiyari bir tavırla. Bakışlarım, hala yanımızdan geçen kızlardaydı. Ne yapmaya çalıştığımı anlayınca üzerime doğru eğildi. Soğuk havayı yarıp geçen ferah kokusu burnuma dolduğunda nefesimi tuttum. "Sen beni mi kıskandın?" diye sordu kısık bir tınıyla. Kıpırdayan dudakları, şakağımdaki saç tellerine sürtününce tüylerimin ürperdiğini hissettim. Soğuktan kuruyan damağımı ıslatmak için yutkunduğum sırada geri çekilip güldü.

Bakışlarım, bir süre dudaklarında asılı kaldı. Ona yiyecek gibi baktığımı fark edince toparlanıp boğazımı temizledim ve "Ben mi?" diye sordum. Hiç de alakası yok der gibi omuz silkerken sahte bir gülüş attım. 

"Ben sadece senin adına sinirlendim. Yaşıtlarım falan ama bu yeni nesil, çok arsız. Bir yakışıklı gördüler ya, hemen içine düşecekler. Hiç düşünmüyorlar, bu çocuk rahatsız olur mu olmaz mı diye?"

"Boşuna sinirlenmişsin o zaman," dediğinde gözlerimi pörtleterek yüzüne baktım. Tepkime karşılık pis pis sırıttı.

"İlgi odağı olmak beni rahatsız etmezdi."

"Öyle mi Ekin Bey?" dedim kaşlarımı çatarak. Bunu inadına söylediğini biliyordum. Resmen uyuzluk yapıp damarıma basıyordu. Onu göğsünden geri itip "Defol," diye çıkıştım ama milim kıpırdamadı.

"O kızlara numaranı vereyim de kokoreç yemeye onlarla git o zaman. Hatta ne yerseniz yiyin. Zaten biri sana çok fena kesilmiş. Belki sonrasında başka şeylerde yaparsınız." 

 Yüzüne öfkeyle saydırdıktan sonra yanından geçip gideceğim sırada beni belimden yakalayıp zorlanmadan kendine çekti. Yüzüm göğsüne gömülürken refleksle montuna tutundum. Beni kollarıyla sıkıca sarıp başını şakağıma yasladı. Burnunu saçlarıma bastırıp kokumu içine çekerken "Kıskanç kızım benim," dedi. 

Nefesi, kulak kıvrımlarımı turlayınca huylanarak başımı ona doğru eğdim ve ellerimi montunun içinden beline sardım.

"Niye boşuna sinirleniyorsun ki, kiminle olmak istediğim yeterince açık değil mi?" 

"Ama duymadın Ekin," diye sızlandım göğsüne doğru. 

 "Neymiş, sana kesilmişmiş? Ben, onu bir güzel keseceğim o zaman görecek gününü."

Homurdanmamla birlikte güldü. Yanağıma tüy gibi bir öpücük bırakıp geri çekilirken elimi tuttu. Beni arabaya doğru çekiştirmeye başladığında birilerine yakalanma korkusuyla etrafıma bakındım. Gerçi iş işten geçmişti, az önce ona sarılmıştım. Yolcu koltuğunun kapısını açıp binmemi bekledi, sonrasında da kemerimi bağlamak için üzerime eğildi. Kokusu tekrardan burnuma dolunca gözlerimi kapatıp uzun bir nefes aldım. Onu öyle çok özlemiştim ki, parmağını oynatsa nabzımın hızlanmasına yetiyordu.

01:28| TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now