14:49

58.1K 4.2K 2.1K
                                    

Beyza ve Koray'ı takip edip tribünlerin arkasına kurulmuş sporcu kabinlerinin arasında dolaşırken aklım Ekin'deydi. Mesajıma cevap vermemişti. Acaba gelmiş miydi? Belki de seyircilerin arasında çoktan arayışa başlamıştı. Birbirimizi görecek olmak beni hem heyecanlandırıyor, hem de korkutuyordu.

Onunla konuşmayı, arkadaşlığını seviyordum. Özellikle son birkaç gündür yokluğunda bunu daha iyi hissetmiştim. Yine de yüzünü görmek başkaydı. Bugünden sonra her şey aynı kalacak mıydı mesela? Birbirimizi görmek arkadaşlığımızı etkileyecek miydi? Yine aynı rahatlıkla konuşabilecek miydik?

Sorular zihnimden su gibi akarken kabinlerden birinden çıkan Murat'ı gördüm. Kulağında telefon vardı ve geldiğimizi haber veren Beyza ile konuşuyordu. İkisi de telefonlarını ceplerine atıp sıkıca sarıldılar. Koray onlardan birkaç adım geride kalıp seyirci kalınca ona eşlik ettim. Murat, Beyza'ya karışan baskıcı biri değildi. Zaten öyle olsa bile Beyza, onun tehditlerini umursamazdı. Yine de Koray, sevgilisinin abisinden çekinmiş olmalıydı.

"İlk tanışmalar hep zordur," diye mırıldandığımda Koray başını sallayarak güldü ama gerginliği belliydi. Bu çıkarımım ona özel değildi aslında. Kendim de en az onun kadar gergin hissediyordum.

"Sen olsan ne yapardın?" diye sorunca ona döndüm ve anlamadığımı belli ederek kaşlarımı kaldırıp indirdim.

"Yani şuan benim yerimde olsaydın?"

"Gidip onunla tokalaşır, kendimi tanıtırdım."

Bu sefer gerçek bir gülüş attı.

"Bu, çok yardımcı oldu. Sağ ol."

"Rica ederim," deyip kıkırdadım ve sarılma faslını bitiren kardeşlere doğru yürüdüm. Murat, varlığımı fark edince bana doğru bir adım atıp üzerimi baştan ayağa süzdü. Bakışları ilgiyle büyürken "Prenses?" dedi sorgular gibi.

"Sana şans getirmek için annem tarafından yollandım," deyip omuz silktiğimde saçlarımı karıştırır gibi yapıp beni kendine çekti ve Beyza'ya sunduğu sıcak kollarını bu kez bana doladı. Ona nezaketen karşılık verirken değiştiğini fark ettim. Son gördüğümde ensesinde olan kahve saçları, şimdi kısacıktı ve biraz kilo almıştı. Yine de hala formda görünüyordu. Beni kendinden ayırıp Beyza'nın tıpkısı olan ela gözlerini yüzümde gezdirdi.

"Gülşah Teyze, her zaman neye ihtiyacım olduğunu bilmiştir. Görüşmeyeli daha da mı güzelleştin sen?"

Beni utandırmaması için omzuna hafiften vurup gülümsedim ve yalandan böbürlenerek "Her zamanki halim," dedim. Güldü. Daha konuşmaya devam edecekti ki Koray yanımıza gelip elini ona doğru uzattı.

"Daha uygun bir zamanda tanışmak isterdim ama ben Koray."

Murat, ona tip bir bakış atınca mimiklerimle alttan almasını işaret ettim. Bu kez gönülsüzce elini uzatıp Koray'la tokalaştı. Onlar zoraki tanışma faslını tamamlarlarken kulağıma çalınan tanıdık tınıyla birlikte etrafıma bakındım. Sanki Ekin'in sesini duymuştum. Birine sesleniyor gibiydi ve çok yakından gelmişti.

Kabinlerin arasında bizden başka kimse olmadığını görünce başımı iki yana salladım. İyice kafayı yemiştim. Gaipten sesler duyuyordum resmen. Murat, gitmesi gerektiğini ve bize tribüne geçmemizi söylediğinde yine Koray ve Beyza'nın peşine takıldım. Ön tarafa dolaşmadan önce tekrar ardıma baktım ama kimse yoktu.

Çocuğun burada ne işi var Asu, iyice delirdin.

Tribünde kendimize ortalardan yer bulup otururken gözlerim etraftaydı. Seyirciler çok fazla değildi. İki yüz üç yüz kişi ya var, ya yoktu. Beyza'nın dediğine göre üç farklı maç oynanacaktı ve Murat'ın maçı ikinci sıradaydı. Bu maç çeyrek final gibi bir şeydi. Eğer yükselmeyi başarırsa, yükselen başka bir yarışmacıyla önümüzdeki hafta tekrar yarışacaktı. En kritik maç ise iki hafta sonraki final maçıydı.

01:28| TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now