KABADAYI [BXB]

73. BÖLÜM

Zamanım hiç olmadı gün içerisinde sonra kendimi kötü hissettim size karşı hemen yazayım dedim çok uykum olmasına ve yarın sabahın sikinde kalkmam gerekmesine rağmen. İdare edin bugünlük gözlerimden uyku akıyor boku yedim yarın ben ahsksjskjskskksdlld neyse keyifli okumalar bebeklerim

-

"Kaybol."

Baran içeriye girdiği erkekler tuvaletinde ellerini yıkayan çocuğa sert bir şekilde emir verdiğinde çocuk hızla musluğu kapattı ve koşar adım çıktı.

Doruk kollarını göğsünde bağlayıp bir nefes verirken kabinleri teker teker kontrol eden sevgilisine baktı.

Kapalı kabinde bir çocuk çıktığında "Çık, kapıda bekle kimse girmesin." dediğinde çocuk itiraz dahi etmeden kafasını salladı ve koşar adımlarla çıkıp kapıyı da ardından kapattı.

"Baran anlattım ya sana. Gerek var mıydı bir de burada konuşmaya?" diye sordu Doruk.

Okula geç gelmişti ve gelir gelmez Baran'ın bozulmuş yüzüyle karşılaşmıştı. İlk başta ne olduğunu sorduğunda Baran cevap vermemiş trip atar gibi sessiz kalmıştı. Bir dizini gerginlikle sallarken elini çenesine atıp yeni yeni çıkan sakalıyla oynamıştı. Doruk anlamayarak Seyite sorduğunda Hasan ve Yusuf da sıkıntıyı anlatmıştı.

Doruk hemen Baran'a açıklama yapmıştı ama onun için yeterli olmamış olacak ki baş başa konuşmak istemişti.

Baran ona yaklaşıp "Gecenin bir vakti o çocukla ne işin vardı?" diye sordu kaşları çatık bir şekilde.

"Söyledim ya Anıl o. Eski okulumdan arkadaşımdı. İstanbul'a gelmiş beni de görmek istemiş. Hem yalnız değildik annem ve babam da vardı. Bir yemek yedik o kadar."

"Neden yazmadın bana?"

"Aşkım işten gelmiştin yorgundun uyudun hemen zaten. Ben de yarın söylerim dedim rahatsız etmek istemedim." dedi Doruk omuzlarını silkerek.

Baran bir süre sustu ve sadece onun gözlerine baktı. Doruğa güveni sonsuzdu zaten. Şu an anlattıklarında bir sakınca da yoktu pek tabii fakat neden rahatsız hissediyordu? Tanımadığı birinin sevgilisini görmeye gelmesi, yanak yanağa poz vermesi aşırı rahatsız etmişti.

"Hiç hoşuma gitmedi o pozunuz haberin olsun. Dip dibe falan o ne öyle?" dedi Baran.

"Sen beni kıskandın mı?" dedi Doruk ve esmere doğru yaklaşıp parmak uçlarında yükselerek yanaklarını kavradı. Yüzüne yüzüne yaklaştırıp sevimli bir gülümseme ile baktı.

"Şirinlik yapma." dedi Baran onun gülümseyen gözlerine ve dudaklarına bakıp. Çok tatlı bakıyordu, böyle olunca nasıl kızabilir ve hesap sorabilirdi ki?

"Mümkün değil, ben şirin bir insanım." dedi Doruk şımarıkça. Baran onun bu haraketlerini kaşları çatık izlerken içten içe oltasına düşmemek için kendini zorladı.

"Konuyu çarptırma, bundan sonra habersiz bir şeyler yapmanı istemiyorum. Ben geri kafalı adamım bak bilirsin ters böyle işler bana." dediğinde Doruk bir şey demeden gülümsemeye devam etti.

"Baran." dedi ve ona biraz daha yaklaşıp kolunu boynuna doladı yavaşça. Diğer elini de yanağına çıkarttığında gözlerini kara gözlere dikti. "Anladık, ağır abisin, delikanlı adamsın aynen ama bana bir daha sesini yükseltme."

Ses tonu yumuşacıkken gülümseyerek onun gözlerine bakmaya devam ediyordu. Bir taraftan yanağını okşarken diğer yandan boynuna doladığı kolunu biraz daha sardı.

"Sen de bana emir verme." dedi Baran. Sesi normal ve düzdü.

"Ama sen de bana veriyorsun." dedi Doruk dudaklarını büzerek ve parmaklarını indirip yakasıyla oynamaya başladı. "Olsun ama ben senin sözünden çıkmam. Sen öyle istiyorsan öyle olsun. Sonuçta sen bana güvenen, anlayışlı ve sakin bir sevgilisin öyle değil mi?" dedi ve uzanıp dudaklarını yumuşacık bir şekilde öptü. Baran kısa bir an gözlerini kapattığında hemen geri çekilmişti kumral olan."Bundan sonra haber veririm." dedi tatlı bir ses tonuyla.