25. BÖLÜM

42K 3.4K 1.8K
                                    

Kaşları çatık bir şekilde masada oturan kumral yüzündeki ifadeyi en sabit şekilde tutmaya gayret gösteriyordu fakat masanın karşısındaki kendisine bakan koyu gözler hiç de yardımcı olmuyordu.

Elindeki çatal ile tabağındaki yemekle oynarken kafasını tabağa eğmişti. Bakmak bile istemiyordu. Açıkçası şok olmuştu Cengiz'i burada görünce. Kim tahmin edebilirdi ki misafirlerinin onlar olacağını?

Masada Cengiz'in anne ve babası, Cengiz ve erkek kardeşi vardı.

Masadan kalkmamak için zor duruyordu, annesini ve babasını utandırmamak için kendisine iftira atmaya çalışan, pislikler yapan bu çocuğa dayanmaya çalışıyordu. Hem sadece kendisi değildi ki söz konusu işin içinde Baran da vardı.

"Demek sınıf arkadaşısınız?" diye sordu Doruğun babası.

Cengiz yüzündeki sözde efendi(!) gülümsemesi ile kafasını salladı. "Evet."

Doruk gözlerini devirdi.

"Ne güzel işte, sık sık gelip gidersiniz artık." dedi bu sefer Cengiz'in annesi.

Doruk elindeki çatalı tabağa bırakıp "Sanmıyorum." dedi. Herkes ona baktı. "Pek iyi anlaştığımız söylenemez."

Yeşile çalan gözler siyah gözlere baktığında Cengiz yüzündeki o yalancı ifadeyi bir an olsun bozmadı.

"Neden?" diye sordu Cengiz'in babası.

"Bence oğlunuza sorun, kendisi geldiğim ilk günden beri bana biraz farklı davrandı." dedi iğneleyici bir sesle. Aslında her şeyi burada anlatmak bile isterdi ama gerginlik çıkmaması için üstü kapalı konuştu.

Bu sefer masadaki bakışlar Cengize döndüğünde Cengiz boğazını temizleyip nazikçe masadaki peçete ile ağzını sildi. Ardından kafasını kaldırıp teker teker baktı herkese.

"Doruk biraz yanlış anladı beni sanırım, arkadaş olmak istedim ben hep ama maalesef takıldığı yeni arkadaşı buna izin vermedi. Hatta kötülemiş bile beni, baksanıza." dediğinde Doruğun gözleri büyüdü. Bildiğin yalan söylüyordu.

Kumral çocuk öfkeyle kaşlarını çattığında sert bakışlarını direkt olarak karşısındaki kişiye dikmişti.

"Yeni takıldığı kişi?" diye sordu Doruğun annesi.

Doruk annesine bakıp bir nefes verdi. Tam ağzını açacaktı ki Cengiz araya girdi.

"Baran, kendisi maalesef kuzenim olur. Maalesef diyeceğim çünkü pek bizim aileye benzemiyorlar." dediğinde Doruk çenesini sıkarak baktı ona. "Pek tekin bir tip değildir kendisi. Kavga, gürültü, kabadayılık falan ne ararsanız vardır. Birini bıçakladığını bile duydum."

"Ne?!" Doruğun annesinden kaşları çatık bir şekilde şaşkınlık nidası çıktığında Doruk inanamaz bir şekilde baktı.

"Bir şey bildiğin yok, saçma sapan konuşma. Ayrıca okulda kavga gürültü çıkaran ve herkese zorbalık yapan sensin! Evet Baran size benzemiyor, ki iyi ki de benzemiyor." diye hırsla konuştuğunda masadakiler afalladı.

"Doruk!" dedi annesi uyarıcı bir tonda. "Misafirlerimizle saygılı konuş."

"Yalan söylüyor! Baran çok iyi birisi, bana da çok iyi davranıyor. Gelin görün ama Cengiz hiç öyle değil. Okula geldiğim ilk andan beri bana zorbalık yapmaya çalıştı. Baran buna izin verme-"

"Yeter!"

Doruk hırsla konuşurken annesinin sert ve yüksek sesiyle konuşması yarıda kesilince dişlerini sıkarak susmak zorunda kaldı.

KABADAYI [BXB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin