24. BÖLÜM

44.9K 3.4K 1.6K
                                    

Dörtlü arkadaş grubu okul çıkışına doğru ilerlerken esmer olan arkadaşlarının hararetli konuşmalarına katılmıyordu. Okuldan çıktıklarında ellerini ceplerine sokmuş bakışları ilerde babasının arabasına binen kumraldaydı.

Doruk bindiği araba ile uzaklaştığında Baran önüne döndü. Yanında telefonla mesajlaşan Seyit'e yaklaşıp "Seninle biraz konuşalım mı? Bizimkiler gitsin de, şimdi onların yanında rahat konuşmayız." dediğinde Seyit kafasını kaldırıp ona baktı.

Kaşlarını çatarak Baran'ın yüzüne bakarken aklından neler geçtiğini merak etti. Genelde dördü arasında pek gizli saklı olmazdı, Baran ilk kez özel olarak Seyitle konuşmak istiyordu.

"Tamam."

Bir süre yan yana yürüdüklerinde Yusuf ve Hasan sokağın köşesini dönünce sonunda ikisi yalnız kalabilmişti. Beraber sahil tarafına yürüdüklerinde Seyit çok merak ediyordu. Baran genelde böyle biri olmadığı için ne söyleyecekti diye düşünüyordu.

Sahilin yanındaki banka oturduklarında ikisi de bir sigara yaktı.

"E hadi anlat bremın meraktan çatlayacağım." dedi Seyit sigarasından bir nefes çekmeden önce.

Baran parmaklarının arasındaki sigarayı tutarken alt dudağını ıslatıp başını eğdi. Üzerindeki meraklı bakışlar ile tekrar kaldırdı kafasını söze nasıl gireceğini düşündü.

"Birinin yanındayken böyle farklı hissediyorsan bu ne demek? Yani mesela duygusal olarak bir şeyler uyandırıyorsa o kişi. Hatta sadece duygusal değil..." dediğinde kafasını çevirip boğazını temizledi.

Seyit bir dedektif edasıyla tek kaşını kaldırıp heyecanla ve merakla arkadaşına yaklaştı bankta.

"Devam et." dedi.

Baran boğazını temizledi. "Oğlum anla işte..." derken onun çekindiğini gören Seyit elini omzuna koydu.

"Kardeşim rahat ol biz kardeşiz. Anlat bana açık açık neler olduğunu hadi." dedi ciddi ve dostane bir şekilde.

"Tamam, ama söz ver, bu konuştuklarımız sadece ikimizin arasında kalacak. Çünkü senden başka kimsenin böyle sakin karşılayabileceğini veya konuşabileceğimi sanmıyorum." dediğinde Seyit gülümsedi.

"Benimle mezara, kardeş sözü." dediğinde Baran kafasını salladı.

Yani Seyit başından beridir bu şeye çok açık olduğu için Baran kendini daha yakın hissediyordu. Zaten Doruğa olan duygularını kendine ve Doruğa belli etmesinin nedeni Bedirhan ve Seyit'in konuşmalarıydı. Onlarla konuştuktan sonra gerçekten düşünceleri değişmişti. Bunun o kadar da kötü bir şey olmadığını anlamıştı. Bu hissettiğinin yanlış olmayacağını öğretti iki arkadaşı. Bu yüzden eskiye nazaran kendine de daha rahattı.

Yine de söze nasıl gireceğini bilmiyordu. Her yeri yakıp yıkan şiddetli karakteri nasıl olur da bu konuda bu kadar çekingen olurdu?

Daha önce hiç düşmemişti böyle bir şeye, bu yüzden nasıl davranması gerektiğini de bilmiyordu aslında.

"Birine karşı duygusal ve cinsel hisler beslediğimi fark ettim." diye en düzgün şekilde kendini açıklamaya çalıştığında Seyit büyük bir tepki vermemek için kendini zor tuttu.

"Evet?"

Baran bakışlarını denize dikmişken gözleri daldı.

"Yani daha önce hiç yaşamadım böyle bir şey. Kimsenin bakışları bu kadar etkilemedi beni, veya dokunuşu."

Seyit onun ağzından laf almak için hiç araya girmek istemedi. Baran'ın her şeyi açık açık anlatmasını istiyordu.

"Sadece bakıyor ve gülümsüyor ama ben sanki kalbimi avucunda sıkıyormuş gibi hissediyorum. O bakışlarda boğulabilirim, can verebilirim." deyip bir nefes verdi. "Tiryakisi oldum anasını satayım."

KABADAYI [BXB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin