21.Bölüm

40.2K 1.6K 153
                                    

Hepinize merhaba.
Keyifli okumalar dilerim🖤

Gözlerimi yavaşça açmaya başlamıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözlerimi yavaşça açmaya başlamıştım. Etraf, daha da aydınlanıyordu. Her şey daha netleşmeye başlamıştı. Dudaklarımın kuruduğunu hissettim. Karnımda hâlâ varlığını sürdüren ağrılar vardı. Aradan kaç saat geçti bilmiyordum. Şu an tek bildiğim bir hastane odasında olduğumdu.

Bir hastane odasında çaresizce yatıyordum...

En son eve hırsızlar girmişti ve beni darp etmişlerdi. Karnımı da tekmelemişlerdi.
Bebeğim yaşıyor muydu?

"Doktor!" diye seslendim sesimin çıkabildiği kadar. Bir kaç saniye sonra odanın kapısı açıldı. İçeriye kadın bir hemşire girmişti. Yanıma yaklaşmaya başladığında merakla ona bakmaya başladım.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ağrılarınız hâlâ devam ediyor mu?" diye sordu.

"Biraz ağrım var. Onun harici iyiyim." dedim. Hemşire kafasını beni onaylarcasına salladı. Seruma baktığında bitmiş olduğunu gördü ve yanıma gelip iğneyi çıkarttı.

Yerimde hafifçe doğrulduğumda vücuduma ağrılar girmişti. Canım yanıyordu.

"Bebek yaşıyor mu?" diye sordum. Sorum ile hemşire bana bakmıştı. Bu sorunun cevabını fazlasıyla merak ediyordum.

"Maalesef." dedi. Dudaklarım hafif aralandı. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Bütün vücudum kasılmıştı. "Aldığınız hasar çok fazla. Bebeğiniz darp edildiğiniz yerde ölmüş olmalı. Hastaneye getirildiğinizde yapacak bir şey kalmamıştı. Küçük bir operasyonla aldık bebeğinizi."

Aldığım hasardan daha fazla bir hasar almıştım şimdi. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Titreyen ellerimi karnımın üstüne koydum. Onu hissetmek istercesine daha sıkı sardım.

Kaybetmiştim.

"Hayır!" diye bağırdım son sesimle. Kafamı hızlıca sağa ve sola salladım. "Ölmedi! Ölemez!" Türkçe konuştuğumdan hemşire öylece bana bakıyordu. "Niye aldınız onu benden?" dedim ve ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

Şu an olduğum durumu düşünecek değildim. Sanki dünyam kararmış gibiydi. Sevdiğim adamdan olan bir parçanın benden gittiğini duymak... Onu aldırmayı da düşünmüştüm tabii ama bunu yapamayacağımı da iyi biliyordum. Bana Korhan Cihanbey'den kalan belki de en önemli varlığı kolay kolay yok edemezdim. Canımın canını öldüremezdim. Bunu yapmaya hakkım yoktu.

Kendimi ilk kez böyle hissetmiştim. Gerçekten bir anne gibi... Anneler nasıl hisseder asla bilemezdim ama böyle hissederdi herhalde. Ağlarken ağzımdan kaçan hıçkırıklar odada duyulmaya başlandı. Ellerim titriyordu, kendime engel olamıyordum. Bu kabusun gerçek olmaması için dualar ediyordum ama yanımda duran hemşirenin kararlılığı bu düşünceme zıt geliyordu.

GİRİZAN Where stories live. Discover now