Beyza'nın iğrenç tutumu sinirimi bozsa da onunla aynı fikirdeydim. Annemin beni Murat'a yamama çabalarından haberdardım ama Sevim Teyze'nin de aynı şeyleri düşündüğünü bilmiyordum. Hem de Beyza doğruyu söylüyorsa Murat'ın da haberi vardı. Annemin beni düşürdüğü bu utanç verici durum, beynime kan sıçratırken ağlama isteğiyle dolup taştım. Ben daha okulu bile bitirmemiştim. Bu, neyin evliliğiydi? Hadi annem zaten yoldan çıkmıştı, ya Sevim Teyze? Demiyor muydu; bu kız küçük, öyle olmaz diye? Tabi onun da işine gelmişti belli ki, oğlu evlenme çağına yaklaşıyordu ne de olsa. Gerisi önemsizdi.

Beyza içimden geçenleri okumuş gibi "Korkma üniversiteyi bitirmeni bekleyecekler," dediğinde tiksinti dolu gözlerle ona baktım. Hepsi, birbirlerinin türevleriydi ve canımı sıkıyorlardı. Bana sormadan hakkımda plan yapan herkese içimden lanetler okuyarak ayağa kalktığım sırada Murat, maçı bitirecek son sayıyı atınca büyük bir alkış koptu. Herkes tezahüratlar yağdırırken Beyza da abisi için dolu dolu bir alkış tutturdu.

Burada biraz daha durmaya sabrım kalmadığını fark edince tribündeki insanları yarıp aşağı inmeye başladım. Beyza'nın, arkamdan seslenerek peşime takıldığını fark etsem de onu umursamadım. Ekin'i bulmak istiyordum. Düşüncelerimi önemseyen, bana seçim hakkı sunan tek insanı. Bu yüzden doğrudan giyinme odalarının bulunduğu arka tarafa doğru yöneldim.

Arkamdan gelen Beyza'nın varlığını hissedebiliyordum ama artık bana seslenmekten vazgeçmişti. Sadece adımlarımı takip ediyordu. Sporcu kabinlerinin bulunduğu, bina bozması alana vardığımda yan yana sıralanmış kapılara baktım. Ekin hangisinde olabilirdi ki?

Tek tek kapıları çalıp bakmalı mıydım? İlk odadan başlayıp içeri girdim ve birkaç bölmeli boş kabinde aradığımı bulamayınca çıktım. Beyza ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışır gibi kollarını kavuşturup hareketlerimi takip etti. İkinci kabinin kapısını çaldığımda başka sporcu bir çocukla karşılaşınca özür dileyip ayrıldım. Niye kendimi zora koşuyordum ki, doğrudan arayıp nerede olduğunu sormalıydım. Zaten beni bir anda karşısında gördüğünde yeterince sürpriz olurdu.

Telefonumu çıkarmak için montumun cebine elimi attığım sırada birkaç metre ötemizdeki siluetler dikkatimi çekince durdum. Adımlarım yavaşlarken doğru görüp görmediğimi teyit etmek için gözlerimi kıstım. Aramama gerek kalmamıştı, onu bulmuştum. Kapılardan birinin önünde dikiliyordu ama bana söylediği gibi yalnız değildi. Karşısında bir kız vardı ve Ekin'le konuşuyordu. Neredeyse dip dibe oluşları dikkatimi çekerken kızın kim olduğunu fark etmemle birlikte hepten kitlendim.

Bu, o kızdı. Maçta gördüğüm sarışın afetin ta kendisiydi. Ekin'in sarhoş olduğu gece ona eşlik eden kişiydi. Bana armağan edilen maçı üzerine alınmıştı. Karşımda oynayan manzara bakılırsa hangimizin üzerine alındığı belirsizdi gerçi. Ekin bana yalnız olacağını söylemişti. Bu yüzden buradaydım. Onu yalnız bırakmamak için Murat ve Beyza'ya katlanmayı göze almıştım ama değildi işte. Bana ihtiyacı varmış gibi görünmüyordu. Orada durmuş başka bir kızın gözlerinin içine bakıyordu.

Ne düşüneceğimi şaşırarak derince yutkundum ve etrafıma boş bakışlar attım. Zaten Beyza'nın konuşmasından sonra öfkeden ağlayacak raddeye gelmiştim. Şimdi ise resmen gözyaşlarım akmak için kirpiklerimi kaşındırıyordu. Güçlü kalmak için dudağımı dişleyip geldiğim yolu geri döneceğim sırada nereden fırladığını anlayamadığım Murat, yolumu kesince ona odaklanmaya çalıştım.

Boğazımda koca bir yumru oluşsa da gülümseye çabalayarak "Tebrikler," dedim. Beni bir anda hazırlıksız yakalayıp belimi kavradı ve ayaklarımı yerden keserek havalandırdı. Bu hareketiyle birlikte ağzımdan kısık bir çığlık fırlarken düşmemek için omuzlarına tutundum.

01:28| TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin