𝘭𝘪𝘵𝘵𝘭𝘦 𝘭𝘰𝘷𝘦.

358 50 66
                                    

*arkadaşlar bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım, kız yirmi beş Jake ise otuz beş yaşında.. burada öyle absürt bir şey yok merak etmeyin.. ve hikayeyi yetişkin yapıyorum çünkü bi tık tehlikeli bir kurgu.. shjskd

Çığlık atmamaya çalış,
Çarpışmaların görüntüleri seni uyandırdığında.
Çünkü kafanı yasladığın rüyaların geceleri çoktan gitti,
Ve umabileceğin tek şey şimdi ışık,
Ve tek isteyebileceğin uzak renkler. 
//Mabes-Little Love.

☽   ☼ ☼ ☼  ☾

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

☽ ☼ ☼ ☼ ☾

Yüzüm utançla kızarıyordu yerleştirdiğim dizlerimin arasından, güneş hala tepede fakat Piero birkaç gündür ansızın gelen rüzgarların ellerindeydi. Antonella teyze ne olduğunu söylemem adına çok çabaladıysada vazgeçmiş, yatağımın dibindeki etajerin üzerine dolu bir tabak bırakarak odadan çıkmıştı fakat kapıda durduklarını biliyor olmama rağmen yalnız hissediyordum. Çünkü Samuel artık Piero'daydı. Bugün yan bahçede attığı tok kahkahaları duymuş, iç çamaşırlarımla çıktığım balkondan onu görebilmeyi ummuştum ancak tek görebildiğim Jake'in düşünceli hali olmuştu. Yaşadığımız olaydan sonra bahçemize dahi gelmemişti.

"Flavia!" Antonella teyzenin kudretli sesi kapının aralığından süzülünce irkildim. Pembe yanakları mutlulukla anında yukarı kıvrılıverdi ve omzuna attığı havluyu kırışık parmaklarının arasına aldı. "Misafirin var."

Jake mi gelmişti?

Bu düşünceyle aniden sıçradım oturduğum temiz çarşafların üzerinden, yatak başlığına astığım tişörtü üzerime geçirip, onu daha fazla bekletmemek adına Antonella teyzenin cılız bedeninin yanından sıyrıldım ve koşar adım aşağı kata indim. Fakat bej rengindeki koltuğun üzerine yayılmış beden kesinlikle birkaç gün önce derede yarı çıplak gördüğüm adama ait değildi, aksine onun daha genç versiyonu olan Samuel Gyllenhaal ellerini bacaklarının arasında kavuşturmuş, kibirle dikleştirdiği sağ omzuna yasladığı başıyla beni izliyordu.

Gözlerinin aniden parıldamasıyla, "Aman tanrım." diye mırıldandı. Kıvırcıklarının döküldüğü alnında beliren ter damlaları şaşkın gözlerinin yanından süzüldüğünde ayaklanarak, ona göre daha sıska olan bedenimi kollarının arasında sarmaladı ve, "Seni çok özlemişim." diye fısıldadı.

"Samuel," burnumu direkt olarak, bu sabah özlemle baktığım saçlarına gömdüm, kollarımı boynuna sıkıca sarmaladım. "Ben de seni çok özlemişim, bir an gerçekten beni unuttun sanmıştım." Sıcak yaz rüzgarı kuvvetle geriye attı dağınık saçlarımı.

Samuel hemen yakınında duran suratımı bir süre sessizce izlemeyi tercih ettiysede, evin salonunun boş olmasını fırsat bilerek derimin kemiklerimi gizleyemediği parmaklarımı sıkıca kavradı ve bahçeye açılan kapıdan hızlı adımlarla ilerledi. "Senin burada olduğunu duyar duymaz ne kadar heyecanlandığımı bilemezsin, Flavia." spor ayakkabılarının çimlerde biriken su birikintilerine batmasına aldırmadan çitlerin üzerinden ustalıkla atlayıp, geride kalan bedenimi kucakladı ve gideceğimiz yere dek hiç zorlanmadan yürüdü. "Buraya sık sık gelirdik, hatırlıyor musun?"

𝚖𝚢 𝚗𝚎𝚡𝚝 𝚍𝚘𝚘𝚛 𝚗𝚎𝚒𝚐𝚑𝚋𝚘𝚛 𝚒𝚗 𝚒𝚝𝚊𝚕𝚢.|| 𝙜𝙮𝙡𝙡𝙚𝙣𝙝𝙖𝙖𝙡 Where stories live. Discover now