17. Bölüm

2.2K 248 89
                                    

𖦞

– İkiz Düşüncesi ve Nar Vakası –

Jimin polar geceliklerini giymişti. Elindeki kasede Jungkook'un soyduğu birkaç meyve vardı ve havaalanından bu yan ayana ayrılmadığı hyunguyla yan yana oturuyordu. Jungkook sakince dudaklarını ıslattı ve ikisine bakmaya devam etti.

Büyük olan sürekli bir açıklama beklese de, Jimin önce onun neler yaptığını konuşmak istiyordu. Böyle yaklaşık yarım saat geçmişti. Sonunda büyük olan Jimin'in kolunu tuttu ve güzelce gülümsedi. Jungkook onun oldukça belirgin olan gamzesini görebiliyordu.

"Şimdi minik civciv, karnındaki bebeği ve bu yakışıklıyla olan ilişkini anlatmanın zamanı." Jungkook dakikalar süren sessizliğinin sona erdiğini hissediyordu.

"Evet, yani bence de." Oturuşunu dikleştirirken söyledi. Jimin ikisine baktı ve derin bir nefes aldı.

"Jungkook benim sevgilim hyung." Cümlesi anında döküldü dudaklarından. Jungkook gülümsedi istemeden. Bunu duymak hep gülümsetiyordu onu. "Aslında, tanışmamız çok değişikti."

Büyük olan kaşlarını çattı. Jimin biraz ona yaklaştı ve gülümsedi. "Annemin evlendiğini biliyorsun," Jimin bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Sevgilisi onu sessizce izliyordu. "Jungkook, annemin eşinin oğlu. Bazı şeyler oldu ve yakınlaştık. Aslında benim için çok beklenmedikti ama bir anda sanki onsuz boşuna yaşamış gibi hissettim." Jungkook'a döndü ve gülümsedi sakince.

"Bebek ise ikimizin. Aslında onu planlamamıştık ama sanırım bizimle olmak istedi." Cümlesini kıkırtısıyla tamamladı.

"Biliyorum, senin için zor olmalı... Yani sadece iş odaklı kuzenini sevgiliyile ve karında bir bebekle görmek," Sakince gülümsedi ve onun ellerini kavradı.

"Kızmadığını biliyorum, bu yüzden bu kadar rahatım biliyorsun değil mi?" Büyük olan başını salladı ve ellerinin içindeki elleri kavradı.

"Yani... Bu biraz şok edici. Anladığım kadarıyla her şey bir anda gelişmiş. Çünkü beni habersiz bırakmayacağını biliyorum... Ayrıca," Jungkook'a döndü.

"Kendimi düzgünce tanıtamadım kusura bakma. Jimin'i bilirsin, bazen çok heyecanlıdır. Haliyle fırsat olmadı..."

Jungkook başını yana salladı ve bedenini dikleştirdi. Dakikalardır onları dinliyordu sessizce. "Ben Namjoon, çok memnun oldum Jungkook." Elini ona uzattığında hızla karşılık verdi Jungkook. Başını salladı ve kısaca Jimin'e baktı.

"Ben de memnun oldum... hyung," Namjoon yeniden sakince gülümsedi ve elini elinden çekti yavaşça. Jimin'e dönerek ellerini kavradı yeniden. "Jimin-ah,"

Jimin gözlerinin içi gülerken dikkatle ona baktı. "Aslında seni kırmamak için buraya geldim. Biraz tek başıma dinlenmeme izin verir misin? Daha sonrasında yeniden geleceğim."

Jimin'in bakışları düşerken omzunu silkti. "Hyung..." Ellerini sıktı. "İtiraz istemiyorum, bence bugün yorulacağından fazla yoruldun. Sence?" Jungkook'a dönüp söyledi. Jungkook onun gözlerine bakınca gözlerindeki işareti gördü ve başını salladı. "Evet, evet bence de."

"Jungkook nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin!" Jimin sesini yükseltti istemeden. Namjoon kıkırdadı ve onu kendine çekerek sarıldı. "Çok şirinsin civcivim ama gitmem gerek. Hem yarın önemli bir görüşmem var. Yeniden geleceğim, ya da siz bana gelirsiniz?" Jimin onun beline sarıldı omzunu silkerken.

beautiful mess | jikookWhere stories live. Discover now